Serdar Denktaş'tan önemli açıklamalar
Başbakan Yardımcısı, Maliye Bakanı Serdar Denktaş’tan YENİDÜZEN’e özel açıklamalar
Ödül AŞIK ÜLKER
Başbakan Yardımcısı, Maliye Bakanı Serdar Denktaş, UBP-DP Azınlık Hükümeti’nin vatandaşlık vermeye devam edeceğini söyledi.
Denktaş, “Mahkemeden dönenlerde sağlık raporunu ve polis raporunu getirmek koşuluyla ilgili bir ibare vardı, o nedenle düşmüştü. Şimdi belgelerini tamamlamış olanlar ve bu söylediğim durumda olanlar, zaman zaman az sayıda da olsa burada işadamı olarak yatırım yapmış olanlar bu kararlarla haklarını teslim almaktadırlar. Kimse bana, şu veya bu nedenle şimdiye kadar vatandaş olmamış, burada doğmuş, burada büyümüş, orta-liseyi bu memlekette okumuş insanların vatandaş yapılamayacağını iddia edemez. Yapacağız ve yapmaya da devam edeceğiz” diye konuştu.
Hükümette krize neden olan Özelleştirme (Değişiklik) Yasa Önerisi mecliste görüşülürken söylediği “Yasa onaylanırsa şubat ayında duvara toslarız” sözleri hatırlatılan Denktaş, şunları söyledi:
“Çok büyük sıkıntı çekerek ama duvara toslamadan, zarar vermeden geçelim diye, sıyırtıp geçmenin uğraşı içerisindeyiz... O yasanın geçmesiyle birlikte Türkiye’den alacağız diye hesap ettiğimiz 105 milyonluk bir rakamı alamadık. Şimdi kendi kaynaklarımızla bu açığı kapatma uğraşını veriyoruz, başaracağız da. Bu yasa tasarısı mali disiplin açısından son derece mahsurlu bir yasa tasarısıydı ve geçti.”
Denktaş, iç konularla ilgili Yenidüzen’e önemli açıklamalarda bulundu.
“Vatandaşlıklar devam edecek”
Soru: Bakanlar Kurulu’nun Yurttaşlık Yasası’nın “istisnai olarak yurttaşlığa alınma” maddesine göre vatandaşlık vermesine tepkiler var. Yargıdan geri dönen bu “istisnai yurttaşlıklar” ne olacak? Hükümetin amacı ne, bunların devamı gelecek mi?
Denktaş: Devamı gelecek. Bu insanlar burada doğmuş, büyümüş, 18 yaşını doldurduğu için, kimi zaman annesi vatandaş, kimi zaman babası vatandaş, kardeşi vatandaş, kendisi şu veya bu şekilde alamamış insanlardır ve almaya devam edecekler. Mahkemeden dönenlerde sağlık raporunu ve polis raporunu getirmek koşuluyla ilgili bir ibare vardı, o nedenle düşmüştü. Şimdi belgelerini tamamlamış olanlar ve bu söylediğim durumda olanlar, zaman zaman az sayıda da olsa burada işadamı olarak yatırım yapmış olanlar bu kararlarla haklarını teslim almaktadırlar. Kimse bana, şu veya bu nedenle şimdiye kadar vatandaş olmamış, burada doğmuş, burada büyümüş, orta-liseyi bu memlekette okumuş insanların vatandaş yapılamayacağını iddia edemez. Yapacağız ve yapmaya da devam edeceğiz.
Soru: Cenevre’de olduğunuz dönemde bazı harçlara zamlar oldu, siz de bunların gözden geçirileceğini söylemiştiniz. Bu konuda durum nedir?
Denktaş: Gözden geçirdim. 2013’de geçirilen bir Dışişleri Yasası, kimlik kartı, ölüm belgesi, doğum belgesi harçları rakamı belirlenmiş ve bu 100 TL ile 100 bin TL arasında. Yasanın emrine rağmen çıkarılan harç tüzüğünde ise 10 TL bırakılmış. Esas olan yasadır, dolayısıyla yasanın emrettiği 100 TL’ye çıkarıldı. O nedenle 10TL’den 100TL’ye çıkınca %900 zam oldu diye şikayetler çıktı ama yasaya uygun hale getirildi. Tam gideceğim gün harçları imzlayıp gönderdim, detayları inceleme fırsatım olmamıştı. Aksaklıklardan bahsedilince inceledim, damga puluyla ilgili birkaç tane yanlışlık var, düzeltilmesi için gerekli talimatı verdim. Diğer harçlar her hükümetin her yıl 31 Aralık itibarıyla uygulamaya koyduğu hayat pahalılığı oranında artan harçlardır.
----------
ZAMLAR...
“Biz de hesaplarımızı yapmak zorundayız”
Soru: Peki zamlar, elektriğe %30, Akaryakıta %20, tüp gaza %13 gibi zamlar yapıldı. Dövizdeki artışa ek bu zamlar devam edecek mi, zamlar nereye varacak?
Denktaş: Her üçü de borsadaki fiyata ve döviz kuruna göre, geçmiş hüümetler döneminde oluşturulan komitede değerlendirilir ve karar verir. Biz sadece bu alınan kararları kaldırabilir miyiz, kaldıramaz mıyız, sübvansiye edebilir miyiz, edemez miyiz, ona bakıyoruz. Fiyat İstikrar Fonu’ndan bunu sübvansiye etmemiz halinde Fiyat İstikrar Fonu’nu azaltarak kayba uğramak mı devlet açısından daha uygundur, bunu Hayat Pahalılığı’na yansıtmak suretiyle memura ödemek mi daha uygundur, hesapladığımız budur. Döviz sadece vatandaşı değil, Maliye’yi de etkiliyor. Dolayısıyla biz de hesaplarımızı yapmak zorundayız.
GSM...
Soru: GSM’e yapılan %10’luk zam ve ayrıca faturalarda önemli bir miktarın devlete veriliyor olması konusunda ne söyleyeceksiniz?
Denktaş: GSM artışları uzun zamandır onaylanmamaktaydı. Özelleştirildikten sonra aslında devletin GSM’e yönelik söyleyebileceği birşey yok ama yine de bakanlığın onayına sunulur diye bir madde kalmış. Belli bir süredir zam yapılmamasından dolayı şikayet vardı. Son artışlardan sonra bir arttış yapıldı.
GSM kullanma ücretleri diğer ülkelere göre yüksektir. Bunun nedenlerinin bulunarak, ki bu konuda oluşmuş bir kurumumuz vardır, bu konuda bir çalışma yapıp, ne yaparsak ücretler düşer bize söylemesi lazım.
----------
DOKTOR MAAŞLARI NE OLACAK?
“Hakim, hekim maaşlarını eşitlemesini önerdik”
Soru: Çiftçiler kendi alacaklarıyla ilgili tepkili, Tıp-İş verilen önerilerin beklentilerini karşılamadığını söylüyor. Pek çok kesim şikayetçi. Ne yapmayı planlıyorsunuz? Ülkede ekonomik kriz konusunda birşey yapılmadığına dair de eleştiriler var?
Denktaş: Döviz dalgalanması henüz yerine oturmadı, biraz daha düşebilir, daha fazla çıkacağını düşünmüyorum. Oturması gerekir ve bunu görmemiz lazım. Ekonomide nerelerde olumsuz etki bıraktığının incelenmesi gerekir. Ne yapılacağı o noktada hayata geçirilebilir. Bunlardan şu anda bahsetmeye gerek yok ama biz kendi içimizde hazırlığımızı yapıyoruz. Öncelikle dalgalanmanın durması lazım.
Doktorlar konusunda biz hakim, hekim maaşlarını eşitleme önerisini ortaya koyduk. Ortada bir görev tahsisatı konusu var. Ben kendilerine maaşları eşitlemeyi yapacağım ama görev tahsisatının emekliliğe yansımayacağını söyledim. Bundan şikayet ediyorlar. Ben söylediğim şekilde hakim-hekim maaşı eşitlenecek şekilde uygulamayı gündeme getireceğim. İsterlerse o öneriyi, o maaşları kabul etmezler ve almazlar, o da kendi bilecekleri iştir. Ama ben emeklilik döneminde payı artıracak bir girişim yapmam. Maaşlar artınca zaten emekliliğe yansıyacak ama görevdeyken aldıkları bir tahsisatın emekliliğe yansıması doğru bir yaklaşım değil, bunu kabul etmiyorum. Açıkça söyledim. Kabul ederler, etmezler bilemem ama biz bu öneriyi götürüp geçireceğiz. “Getirmeyin” diyorlarsa o zaman da doktor bulamama şikayeti devam eder. Bu yaklaşım kabul edilebilir bir yaklaşım değil.
----------
TARIM…
“Tarım Sigortası’na borç değil, avans veriyoruz”
Çiftçilerle ilgili Türkiye’den bütçe dışı temin edilmiş olan 50 milyonluk bir rakam vardır. Bu bize kredi olarak verilir. 25 milyon geldi, bunun ödemesini yaptık. Şimdi ikinci 25 milyon söz konusu ki ben çiftçilere “17 Ocak’ta bunu ödeyebiliriz” sözü verdim. 16’sı itibarıyla biz o rakamı hazırladık, bu rakam hala maliyede durmaktadır. Ancak Bakanlar Kurulu’ndan alınan kararlar dışında, Tarım Sigorta Fonu’nun bu yıl elde edecekleri geliri bize temlik ettiklerine dair bir yazı yazması gerekir ki biz bunu aktarabilelim. Bunu talep ediyoruz çünkü bunu kendi kaynaklarımızdan oluşturduk ve veriyoruz. Türkiye’den ikinci 25 gelmiş değil. Gelirse ben içinden vereceğim 18 milyonu ayıracağım gerisi Tarım Sigortası’na aktarılacak, gelmezse Tarım Sigortası kendi aylık masraflarını karşıladıktan sonra kalan kısmını temlik edebileceğimize dair bir yazı istiyoruz. Temlik ederim, etmem, o bile ayrı bir tartışma konusu. Bu yazıyı bir türlü alamadık.
“Hiçbir gayrı yasal durum yoktur”
Soru: Genel Tarım Sigortası Yasası’nın 11’inci maddesinde “kuraklık, yaygın bulaşıcı hastalıklar ve benzer hallerde sigorta fonlarının yeterli olmaması halinde gerekli tazminat için Devlet Bütçesinden ek tahsisat ayrılacaktır” deniyor. Ana muhalefet hükümetin kararını “hukuk dışı” olarak nitelendirdi ve hükümeti bu karardan geri dönmeye çağırdı. Ayrıca hükümetin Sigorta Yönetim Kurulu’nda görev yapan kamu görevlilerini görevden aldığına dair de haberler var. Bu konuda tutumunuzda bir değişiklik söz konusu olacak mı?
Denktaş: Hayır olmayacak. Dediğim gibi borç vermiyoruz, yıl içinde Tarım Sigorta Fonu’nun tahsil edeceği rakamın yerine avans olarak ödenek veriyoruz. “Önce kendi masraflarını çıksınlar, geriye kalırsa biz de alırız” demekteyiz. Türkiye’den bu maksatla daha önce verilecek denilen 25 milyon gelirse, onun içinden alıp geriye kalanını Tarım Sigorta Fonu’na tahsis edeceğiz. Bu konuda Bakanlar Kurulu kararı çıkarıldı, Sayıştay avans olarak verilmesinin uygun olduğuna dair görüş verdi. Kaldı ki, Tarım Sigorta Fonu kendisi Toprak Ürünleri Kurumu’na geçmiş hükümetlerin talimatlarıyla avans verebiliyorsa, avans da alabilir demektir. Hiçbir gayrı yasal durum yoktur. Ben açıkça ifade ettim, “Tarım Bakanı yazılı talimat versin, ben de imzamı yanına koyarım” dedim ve 16’sından beri hazır olan bu parayı çiftçiye aktaralım. Yönetim Kurulu inatla buna karşı çıktı. Oradaki Maliye Bakanlığı temsilcisi ayrıldı, yerine bir başkasını atadım. Daha sonra ilgili bakan kendi temsilcilerini değişti. İlginç bir şekilde Tarım Sigorta Fonu’nu ortadan kaldırmak istediğimize dair bir iddia var, böyle birşey ne konuşuldu, ne aklımızdan geçti. Bunu neden bu şekilde yaydıklarını anlamış değilim. Bu karardan geri dönüş olmayacaktır.
Yazıktır, para hazır duruyor. 16 milyon şu anda Tarım Sigorta Fonu’nun kaynaklarında duruyor, 18 milyon da ben vereceğim, 34 milyon kuraklık nedeniyle dağıtılacak ama dağıtılamıyor. Yazıktır.
----------
“25 kişilik bir teknik heyet geldi”
Soru: Türkiye hükümetinin kendi içinde yaptığı, KKTC hükümetinin imzalanan anlaşmanın gereğini yapmadığına dair bir yazışma basına yansımıştı. Neden uygulanmadı ve Aralık ayında yeni bir değerlendirme olması bekleniyordu.
Denktaş: O rutin bir yazıdır, her hükümet o yazıyı alır. Biz protokolü haziran sonunda imzaladık, uygulaması ağustos gibi başladı. “Haziranda yapılması gereken hala yapılmadı” yazar. Biz o zamandan bu tarihleri değiştirmiyoruz, bizi de dürtsün diye söyledik, ama bunun gerçekte hayata geçmesi ileriki yıla kayacak demiştik. Nitekim maliye açısından baktığımızda 2016’da yapmamız gerekenlerin büyük kısmını meclise göndermişiz. Bir kısmıyla ilgili de
çalışmalar sürüyor. E-maliye çalışmasını Türkiye Maliye Bakanlığı’nın elemanlarıyla otomasyon çalışması olarak yürütüyoruz. Bu yıl beyannamelerimizi elektronik ortamda alabileceğiz. Yavaş yavaş uygulamalar yerine oturacak. 2018 sonunda büyük oranda programı uygulamış olacağız.
16-20 Ocak tarihleri arasında 25 kişilik bir teknik heyet buradaydı. Tek tek bütün bakanlıkları gezdiler. Şimdi de bu heyet raporunu hazırlayacak. Biz yapılanların sonıuçlarının son derece iyi olduğunu düşünmekteyiz. Onların hazırlayacağı raporun nasıl çıkacağını göreceğiz.
----------
“105 milyonu alamadık”
Soru: KTHY çalışanlarıyla ilgili bir yasa geçerken, “bu yasa geçerse şubat ayında duvara toslarız” demiştiniz. Yasa geçti, şubat da geldi. Durum nedir?
Denktaş: Çok büyük sıkıntı çekerek ama duvara toslamadan, zarar vermeden geçelim diye, sıyırtıp geçmenin uğraşı içerisindeyiz. İstihdamlar konusunda, o kaynağın bulunabilmesi konusunda sıkıntılarımız var. Oluşma nedeninin başlıcası da o yasadır. O yasanın geçmesiyle birlikte Türkiye’den alacağız diye hesap ettiğimiz 105 milyonluk bir rakamı alamadık. Şimdi kendi kaynaklarımızla bu açığı kapatma uğraşını veriyoruz, başaracağız da. Bu yasa tasarısı mali disiplin açısından son derece mahsurlu bir yasa tasarısıydı ve geçti.
Kıdem tazminatlarını almış olan ve sonra devlete istihdam edilmiş kişilerin bir kısmına barem içi artışlar basamak olarak verildiği için en topa oturmuş ve orada kalmışlardı. Bunlara bir rahatlama getirmeyi biz de kabul ettik, diğer özlük haklarıyla ilgili açılımı biz de kabul ettik. Ama bunun sonucu önünün tamamen açılması olmamalıydı çünkü 2010’dan sonra girenler, bankalardan girenler, Cypruvex çalışanları ve diğerlerinin ardı arkası gelecek, aynı şeyi talep edecekler. Bizim, her ne kadar da mali durumumuz iyi olsa da, şu anda bunun altından kalkabilme lüksümüz yok. Beni üzen, bunun yanlış olduğunu bile bile ve mali disiplini çok çok önemsediğini iddia eden Birikim Özgür gibi bir arkadaşın, sırf hükümet arasında sorun yaratmak adına buna onay vermesidir ve sonra CTP’nin de hep birlikte onay vermesidir. Bu doğru bir yaklaşım değil. Bugün bunu yaptınız, yarın sizin başınıza aynısı bir başka şekilde gelir.
İlk kez geçen yıl artı vermiş bir bütçeden bahsediyoruz. Yerel gelir ve gider açısından. Daha önce de artı verildi, Ercan’ın satıldığı yıl. Ama yine rakam çok daha düşüktü. Bu yıl ilk kez artı verdik ve bunu böyle devam ettirmek isteriz. Her yıl artı verilsin ki, devletin kamu borçları da ödenmeye başlasın. Şu anda bu imkanın elimizden alındığı bir ortam yaşıyoruz. Yine de kendi üstümüze düşeni ortaya koyup yapacağız.
Soru: Bazı sendikalardan da size “Göç Yasası”nı kaldırıcağınızı söyleyip şimdi ters yönde hareket ettiğinize dair tepkiler var. Bu konuda tavrınız nedir?
Denktaş: “Göç Yasası’nı kaldıracağım” değil, “Göç Yasası’nın etkilerini adım adım, yavaş yavaş ortadan kaldırmaya çalışacağız” diye konuşmaktaydık. Göreve geldim geleli sendikalarla çok iyi bir dialog oluşturmaya azami gayret gösterdim ancak son üzücü kaza sonrasında ortaya koydukları yaklaşımlar döneminde bu ilişki bayağı bozuldu. Biraz önce bahsettiğim KTHY yasasıyla birlikte, kesilen, gelmesini beklediğimiz ama gelmeyen 105 milyon’u ve döviz artışının maliyeye de etkisini göz önünde bulundurduğumuzda, yeni bir çalışma yapma ihtiyacı hissettik. Bu çalışma içerisinde “Ocak ayını artık ödeme noktasına geldik, normal hayat pahalılığı neyse onu yansıtalım. Çalışmamız devam ediyor. Şubat ayı maaşları geldiğinde de yüzde ne kadar ek bir artış verileceğini saptayalım ve 1 Ocak’tan itibaren de bunu yürürlüğe koyalım” dedik. Şimdi bu çalışmayı yapmaktayız. Aslında dialoğumuz kendi tavırları nedeniyle sekteye uğramamış olsaydı, bundan haberdar olacaklardı. Çünkü ben her zaman kendilerine çok açık davrandım. Ama o dialogsuzluk nedeniyle yapmakta olduğumuz çalışmadan ve yaşadığımız sıkıntıdan haberdar değiller. Onun için ahkam kesecekler. Aslında yapmaya çalıştıkları maaşlı sendikacılık yerine profesyonel sendikacılığı önermemize karşı bir tavır sergilemeye çalışıyorlar. Anlayışla, hoşgörüyle karşılarım. Onlar yapacaklar, biz de bildiğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz. Ben bir söz verdiğimde o sözün yerine gelmesi için çok uğraş veririm.
Bu noktada beni beklemediğim, karşı durduğum, yıllarca haklarını elde etsinler diye leyhlerine çalışma yaptığım KTHY personelini olduğu gibi karşıma alma pahasına, ülke geneline sunabileceğim bir hizmeti engelleyeceğini gördüğüm içindi o duruşum. Nitekim engelledi, geciktirdi aslında sadece ve belki düşündüğüm kadar artış yapamayacağım ama bir artış yine de yapacağım ki aradaki fark giderek daha fazla açılmasın. “Eşit işe, eşit ücret” derler, biz aslında onu hayata geçirmek için uğraş verirken, başka nedenlerle, bir kesimin zayıf noktalarını ön plana çıkararak siyasetçiye saldırma alışkanlığını onlar da elbette devam ettirecek. Ben de kendi alışkanlığımı, verdiğim sözü yerine getirme alışkanlığımı devam ettirmeye çalışacağım. Bu günlerde aramız iyi değil ama yarın, öbür gün yine iyileşir.
Soru: Son olarak ne mesaj vermek istersiniz?
Denktaş: Sivil toplum örgütleri, sendikalar biraz daha anlayışla ve “bugüne kadar böyleydi, bundan sonra da böyle devam etsin” demek yerine, “nasıl daha iyiye yürürüz” noktasında adım atarlarsa, bugünden çok daha iyi bir noktaya yürüyeceğiz.
Denktaş’ın Kıbrıs konusundaki açıklamaları YARIN YENİDÜZEN’DE....