1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. SERDARLI ve VİCDAN
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

SERDARLI ve VİCDAN

A+A-


Tüzük farklı yazabilir…
Ancak hiç “vicdani” değil bu sonuç…
Adı salt “Türkiye” özentisi ile “Süper”  diye anılan ligimizden Çetinkaya değil Serdarlı düştü!..
Öyle ya Çetinkaya sanırım bu liglerden alt kümeye düşmeyen tek takım(dı)!

* * *

Niye “vicdani”’ değil?
Serdarlı bir “hata” ya da “sorumsuzluk” yaparak ve Çetinkaya maçına “cezalı” futbolcu ile çıktı.
Bu maçı 3-0 hükmen kaybetti…
Yani bu hatanın bedelini ödedi.

Sen dönüyorsun, fazladan bir 3 puan daha siliyorsun…
Bu “fazladan” 3 puan Serdarlı’nın hak ederek kazandığı üç puan…
Yani alın teriyle, emekle, bileğinin hakkıyla kazandığı üç puan…

* * *

Tüzük yazabilir.
Ama o tüzüğü insanlar yorumlar, o nedenle zaten ‘kurullar’ var…
Ve “adaleti” belirleyen de bu “yorum farkı”dır çoğu zaman…
Şimdi Çetinkaya tersiz, emeksiz bir “üç puan” cebe koymuş ve ligde kalmıştır…

[ Örneğin bu maç 22. maddeye göre ‘yarım kalmış’ kabul edilerek de yorumlanabilirdi.  ‘(Federasyon tarafından) zorlayıcı sebepler dolayısıyla müsabakanın yarıda kalması halinde  yarıda kalan müsabakanın başka bir günde yarım kaldığı andaki şartlarla tamamlanmasına, yeniden oynanmasına veya müsabakanın yarıda kaldığı andaki sonucu ile tescil edilmesine karar verilir’ diyor tüzük. Peki burada ‘zorlalıyıcı sebep’ var mı, evet, var, yoruma bakar!.. ]

* * *

Serdarlı bir köy takımı olabilir…
Belki ‘şeher’ gücü, ‘kulis’ üstünlüğü, meyda desteği yeterince yoktur…
Ama oradaki gençlerin kusursuz emeği ile kazanılmış bir galibiyeti, masa başında yok etmek vicdanları sızlatır.
Diyorum, ‘hata’ yaptılar ve ‘hatalı’ oldukları maçın sonunda da ‘mağlup’ kabul edildiler zaten…
Ama üzerinden bir üç puan daha silinmesi ‘orantısız’ bir karardır…

* * *

Tüzük uygulandı, diyeceksiniz…
Bu ‘tüzük’ adaletsiz o halde…
Bu ‘tüzük’ bu örnekte vicdansız.
Bu ‘tüzüğü’ yorumlayanlar kalpsiz!

* * *

Kıbrıs müzakereleri, aylar sonra ilk buluşma, Birleşik Kıbrıs gibi ‘yoğun’ bir gündem içinde bunu yazmak istedim…
Çünkü içim sızladı…
Çünkü ne sevgi, ne başarı, ne birleşme ne de barış “adalet” yoksa olmuyor işte…
Çünkü biliyorum ki, bu ‘hata’yı Serdarlı değil de Çetinkaya yapsaydı, böyle bir sonuç çıkmazdı kesinlikle...

 

Bu yazı toplam 2358 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar