Hür-İş Federasyonu Genel Başkanı Ahmet Serdaroğlu, özel sektördeki gerçeklerin görmezden gelindiğini ve asgari ücretin geçim ücreti olarak sunulduğunu belirtti.

Ticaret Odası’nın hayat pahalılığının asgari ücrete yansımasıyla ilgili açıklamalarına tepki gösteren Serdaroğlu, “Hayat pahalılığı maaşlara yansımaz ise bu ekonomik akıl bütün sektörleri batırır” dedi.

Piyasa fiyatları ile hayat pahalılığının paralel gitmediğinin altını çizen Serdaroğlu, “Elbette ithalat olcak, patatesi hükümet getirebilir ama üreticinin ürettiği ürün de rekabet edilebilir noktada olması gerekir. Üreticinin girdi ve maliyetlerini, rekabet edebileceği düzeye getirmezsen, her zam yapılması gerektiğinde vatandaşın sırtına yüklersen, fiyatlar bu olur. Asgari ücretli patates alamıyor. Bugün eğer asgari ücrette dünya sıralamasındaysak neden 130 TL’ye patatesi almak zorunda kalıyoruz ve alamıyoruz?” İfadelerini kullandı.

Ada TV’de Nupelda Karabuğday’ın hazırlayıp sunduğu Günaydın Ada Programı’nın konuğu olan Hür-İş Federasyonu Genel Başkanı Ahmet Serdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkan çarpıcı detaylar şu şekilde:

 “Özel sektördeki gerçekleri görmezden gelerek orada asgari ücret başlangıç ücretiymiş de geçim ücreti haline getirilmemiş gibi hayat pahalılığını vermemeye çalıştılar. Biz yaklaşık 6 yıldır Hür-İş olarak ciddi mücadele veriyoruz, bu algıyı ortadan kaldırmak için işverenlerimizle de zaman zaman karşı karşıya geldik. Hür-İş Federasyonu olarak, İşverenler Sendikası’na siyah çelenk koyduk. Onlarla bütün olmamız gerekirken, işveren ve işçi, hükümetin yanlış politikaları yüzünden karşı karşıya geldi. Kutuplaşmalar oldu.

Ticaret Odası en büyük giderin elektrik olduğunu söyleyerek, gümrük kapılarında eylem yapıyor. En büyük gider elektrik gideri ise eylem yapacakları yer Elektrik Kurumu olması gerekir. Yüzde 15 zam yapılıyor, arkasından Ticaret Odası ve ona bağlı örgütler gümrük kapılarında eylem yapıyorlar. Bunun piyasaya bir katkısı olur mu? Asgari ücretin hayat pahalılığı oranında artmasıyla kârlarından kâr gidiyor. Ticaret Odası hayat pahalılığı oranındaki artışın artış olduğunu iddia eder ve hayat pahalılığının maaşlara yansımadığı noktasında ekonomik akıl üretmeye çalışıyorsa, piyasayı öldürür. Bütün sektörler batar bu zihniyetle devam edilirse. Piyasa fiyatları ile hayat pahalılığı paralel gitmiyor. Yoksa insanlarımız Rum tarafına gidip orada alışveriş yapmazdı. Bugün hükümetimiz patatesi bile ithal etmek zorunda kalmazdı. Dışarıdaki mal ve hizmetler, enerji, akaryakıt, o kadar maliyetleri yükseltiyor ki fiyatlar yukarı çıkıyor.”

İthal patates neden marketlere verilmedi?

“Elbette ithalat yapılacak, patatesi hükümet getirebilir ama üreticinin ürettiği ürün de rekabet edilebilir noktada olması gerekir. Üreticinin girdi ve maliyetlerini, rekabet edebileceği düzeye getirmezsen, her zam yapılması gerektiğinde vatandaşın sırtına yüklersen, fiyatlar bu olur. Asgari ücretli patates alamıyor. Bugün eğer asgari ücrette dünya sıralamasındaysak neden 130 TL’ye patatesi almak zorunda kalıyoruz ve alamıyoruz. Kendileri de bunun çaresini, ithal getirmekle buluyorlar. Ette buldukları gibi. Neden ithal patates marketlere verilmedi? Bunun denetlemesi çok basit. İnsanlara eziyet çektirerek ambarlarda kuyruğa sokuyorlar. Ülkede olağanüstü hal varmış gibi manzara yaratıyorlar.”