1. HABERLER

  2. HABERLER

  3.  “Şeriat değil, çağdaş, demokratik toplum yapımız için mücadeleye devam edeceğiz”
 “Şeriat değil, çağdaş, demokratik toplum yapımız için mücadeleye devam edeceğiz”

 “Şeriat değil, çağdaş, demokratik toplum yapımız için mücadeleye devam edeceğiz”

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem, şeriat değil, çağdaş, demokratik toplum yapısı için mücadeleye devam edeceğini belirtti.

A+A-

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem, şeriat değil, çağdaş, demokratik toplum yapısı için mücadeleye devam edeceğini belirtti.

Sendikadan yapılan yazılı açıklamaya göre Eylem, Gazimağusa’da yapılması planlanan ikinci ilahiyat koleji konusunda eleştirilerde bulundu.

Eylem, ikinci ilahiyat kolejinin yapımı için UBP milletvekili Sunat Atun’un mütevelli heyeti başkanı olduğu Suna ve Ata Atun Mağusa Tarihini Araştırma ve Yazın Vakfı’nın (SAMTAY) Gazimağusa Tuzla’daki arazisini bedelsiz olarak Kıbrıs İlim Ahlak ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı’na (KİSAV) devrettiğini belirtti.

Konunun basına yansıdığına işaret eden Eylem, SAMTAY’ın geçen yıl, depo yapma izniyle temel attığı arazide imar planına aykırı olduğu halde depoyu okula çevirmek için tadilat projesi konusunda Planlama Dairesi'ne baskı yapıldığının da söz konusu haberde yer aldığını ifade etti.

KİSAV ile Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokolün de kamuoyuyla paylaşıldığını kaydeden Eylem, “Buna göre, KİSAV araziyi Bakanlığa koşullu olarak tahsis etmiştir. Koşul, yapılacak okulun birincisinde olduğu gibi ikincisinde de şeriat müfredatına göre eğitim verilmesi gerektiğidir. Bakanlık bu koşulu yerine getirmezse arazi ve üzerine yapılan bina ve tesisler kayıtsız şartsız vakfa geçecektir” dedi.

SAMTAY’ın KİSAV’a tahsis ettiği arazinin Türk malı olup olmadığını soran Eylem, “Mağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı'na aykırı olduğu halde bizzat devlet eliyle Şehir Planlamaya siyasi baskı yapılması suçtur. Basında yer alan bu haber suç duyurusu değil midir? İlgili makamlar ne yapıyor?” dedi.

İlahiyat Koleji'nde uygulanan müfredatın Anayasa ve Milli Eğitim Yasası'na aykırı olduğunu savunan Eylem, bu müfredatın uygulanmasına yönelik protokole imza atmanın suç teşkil ettiğini ileri sürdü.

Eğitimin gericileştirilip, içinin boşaltılıp çağdaş toplum modelinden uzak, kolay yönetilebilen, sorgulamayan, biat eden bir toplum modeli oluşturmanın hedeflendiğini iddia eden Eylem, ülkede kaç vakıf, dernek, örgüt, paralel üst yapı kurdurulduğunu, amaçları ve talimatlarının ne olduğunu sordu.

Milli Eğitim Bakanlığının KİSAV’la imzaladığı protokolde, eğitim öğretim saatleri dışında "öğrencilerin öğrenmelerine ve kişisel gelişimlerine katkı sağlamak maksadıyla belirlenen bir mekanın vakfın kullanımına verilmesi" koşulunun yer aldığını kaydeden Eylem, “Bu, örgün eğitim dışında da vakfa çocuklarımıza her türlü eğitim faaliyeti için izin verilmesi anlamı taşımıyor mu?” diye sordu.

Vakfın, İkinci İlahiyat Kolejini Mili Eğitim Bakanlığı'na yaptırtma amacının ne olduğunu soran Eylem, “Deprem vergisi toplayan hükümet, dökülen okullarımızda hiçbir çalışma başlatmamışken, çocuklarımızı, öğretmenlerimizi konteynerlara mahkum ediyorken toplanan parayı bu okulun yapımı için mi kullanacaktır?” dedi.

Eylem, sendikanın saldırılara boyun eğmeyeceğini, laik, bilimsel eğitim, çağdaş, demokratik toplum yapısı için yılmadan her türlü mücadeleyi vermeye devam edeceğini vurguladı.

Bu haber toplam 1290 defa okunmuştur