1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Servet beyanına kim karşı çıktı?
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Servet beyanına kim karşı çıktı?

A+A-

 

Farkında mısınız?
'Yerel seçim'in dahi havasına girmedik ya...
Bir de 'referandum' var, sandık başında!
Ne tek kelam kampanya, ne afiş, ne broşür!..
Şarkısı da yok 'evet'in marşı da...
İşte bu kadar 'ruhsuz' değişiyor anayasa...

***

Günlerdir manşet yapıyoruz, belki 'tuz' katarız sofraya.
Yok, oralı değil ahali...
- Çocuk hakları...
- Cezaevi yerine ıslahevi...
- Anayasa mahkemesine bireysel başvuru hakkı...
- Çevreye yüksek koruma...
- Şehrini batıran belediye başkanlarına müdahale...
Olmuyor!
Çok da gündeme giremiyor mesele...

***

Söz 'değişim'den değil!..
"Neler değişmeyecek" oradan yürüyor.
Ve ne ilginç ki "hayır"a üfleyenler "biz bunu istemeyiz" diyemiyor, değişim önerilerinden tek birine!..
Anayasa'ya 'evet' çıkacağını biliyorlar aslında...
Ve böylece her biri toplumsal fayda içerikli 'değişimlerin' de yaşanacağını...
Bu 'iyileşmeler' cepte ya, bir 'tavır' sergileniyor ardına...

***

Hafta sonu anamla buluştuk, 'hayır' diyor, hem de nasıl öfkeyle.
Niçin anam?
- Servet beyanına hangi yüzle karşı çıktılar.
- Kim karşı çıktı?
- Hükümet !..

***

Bir sorun da bu işte...
Servet beyanını kim istemedi, anlatan yok tüm açıklığıyla!..
Niçin istenmedi?
İnsan ne zaman korkar 'servetini' halkıyla paylaşmaktan...
Ve niçin?!

***

Birkaç sene sonra...
Göreceksiniz "biz karşı değildik" diyecek hepsi...
Ve bulamayacağız kimin reddettiğini...
"Olur mu canım" diyecekler, "Niye gizleyelim ki servetimizi..."
Ve hatta, "Hani, nerede servet ki!.."

( Hani diyorlar ya, bir başarı varsa CTP'nin hanesine yazılacak, diye... Başarısızlık da öyle... Hele de gerçekler izah edilmedikçe...)

***

Söz "neden olmadı"ya gelmişken...
Belediye başkanlarının görev süresi mesela...
Üç dönemle sınırlanmalıydı, hayatın pratiği bunun önemini gösterdi.
Bu da olmadı!..
Ve yine öğrenemedik, kimler, neden karşı acaba...

( Bildiğimiz şu, 'süre sınırlaması'na DP karşı, servet beyanına UBP, DP! "Niye" peki, konuşsalar ya... )

Bu yazı toplam 2949 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar