Hükümete örneğin 3 ay “sosyal medya yasağı” koymayı başarabilsek, bence ülke daha iyi yerlere gelebilir.
Hele hele memleketin bütününe bunu yapsak, çok daha başka bir yerde oluruz.
...
Elbette biliyorum, yasaklar hayatı iyileştirmez.
O halde...
"Zevk almaya bakacağız" hep birlikte (!)
...
Yeni Merkez Bankası Başkanı'yla dün tanıştık.
Önceki krizde adaya gelmiş.
Yurtbank'la başlayarak bankalar batmıştı.
Ne oldu?
Birkaç "banka sahibi" dışında yine yapanın yanına kaldı.
Şimdi başkan diyor ki, "Siyasiler bankacılık sektöründen uzak durmalı. O dönem siyaset müdahale etti, sonucunu gördük, bankaların altı boştu..."
...
"O günden bugüne Merkez Bankası çok iyi gelişti, insan kaynağını geliştirdi" dedi.
Hemen sordum!
"İnsan kaynağımız iyiyse, neden başkan Türkiye'den gönderiliyor" diye.
Haklı olarak "bu siyasi bir karar" dedi, "teknik olarak bunu yanıtlamam mümkün değil..."
Ve şunu da söyledi, yine haklı olarak: “Mesele hangi uyruktan olduğu değil, işi bilip bilmediği, doğru isim olup olmadığı...”
Örnek de verdi.
İngiltere'de Merkez Bankası Başkanı, Kanadalı mı İskoç mu neymiş.
Bir başka soru geldi bunun üzerine.
"Bir gün bizim de İngiliz bir başkanımız olur mu?"
...
Müstemleke!
Bu lafı çok oldu duymamıştım.
Geçenlerde bir köşe yazısında okudum.
Nedense dilime pelesenk oldu.
...
Hep aynı gündemleri eskitmek "beynim küflenmiş" duygusu yaratıyor.
En başta dedim ya, bir süre sonra "zevk almaya bakıyoruz..."
Böylece, "Zeki Bakan neden Baf'tan uçmuş da Ercan’dan uçmamış” diye gündem yapıyoruz.
...
Olmaz!
Bu düzen kolay kolay bozulmaz...
Belki bir çözümle...
O da anca üzerinden 15-20 sene geçince...
"Çözüm olacak da ne olacak" diye çok yazmışımdır.
Bugün de şunu yazalım:
“1 Euro, 1 Euro olacak!”