Dünyanın birçok ülkesinde bugün Kadınlar Günü olarak anılıyor ya da kutlanıyor.
Bazıları da ‘Kadınların’ önüne ‘Emekçi’ sıfatını kullanıyor.
Emekçi olmayan kadın varmış gibi.
Elbette istisnalar vardır ve milyarlar karşısında sözü edilmeyecek kadar azdır.
Peki tüm kadınlar farklı düzeylerde de olsa yaşam boyunca emekçi olduklarına göre acaba neden kadınlar yılda bir gün hatırlanıyor?
Neyse ki sigara ile mücadele ya da obezite ile savaş ve benzeri günlerde kadın- erkek ayrımı yapılmıyor ve kadının da erkeğin de insan olarak eşit olduğu kabul ediliyor.
Ediliyor da her anlamda ve alanda kendini kanıtlamasına karşın kadına dünyanın birçok yerinde hala ‘kadın’ olarak davranılıyor ve hakları hep göz ardı ediliyor. Bunun için örnek vermeye gerek yok sanırım. Günlük yaşamda hepimiz bu gerçeğin pratiğini yaşıyoruz.
Yalnızca bugün kadınları hatırlamamız ve onların erkeklerle eşit olduğunu söylememiz gerçekleri değiştirmiyor.
Değişimin gerçekleştiği yer ve alanlarda ise kadınların mücadelesi ön plana çıkıyor.
Kadınlar tüm olumsuzlukların yükünü taşıyor ve doğaları gereği bunun acılarını da daha yoğun çekiyor.
Kadın yaşamdır, umuttur, gelecektir. Bu nedenle emperyalist savaşların hedefi hep kadın olmuştur.
Irak’ta, Afganistan’da, Filistin’de, Somali’de ve benzeri ülkelerin tümünde hep böyle olmuştur.
Afganistan’ı işgal eden ABD oradaki kadını özgürleştirmedi mesela.
ABD yandaşı ülkelerin çoğunlukta olduğu bizim coğrafyada kadının ne adı ne de kendisi var.
Kadınlar seçimden seçime hatırlanıyor ve ‘kolay kandırılır’ mantığı ile oylarına talip olunuyor.
Bakalım bu kural bu seçimlerde ne kadar doğrulanacak.
Lefkoşa’da yolsuzluk, rezalet ve pisliğin tüm sonuçlarını daha fazla yaşayan kadınlar, kandırılabilir olmadıklarını 7 Nisan’da kanıtlayacak mı?
Yoksa 8 Mart’ın hiçbir anlamı kalmayacak. ‘Yerli Malı Haftası’nı kutlamaya devam edeceğiz.