1 Kasım’da sonuç değişmeyecek…

Ünal Fındık


Türkiye 7 Haziran’da sandık başına gitti. Erdoğan beklediği Anayasa’yı değiştirecek gücü elde edemedi. İş bununla da bitmedi. 12 yıllık kesintisiz tek başına iktidar devri de sona erdi.

Seçmen “koalisyon” dedi.

Erdoğan “koalisyon mu Allah korusun” diyerek seçimin yenilenmesini istedi. Bu koşullarda 45 gün süren güya koalisyon arayışları sonuçsuz kaldı. Erdoğan Davutoğlu dışında 2. gelen CHP Genel Başkanı Kılıçtaroğlu’na hükümeti kurma görevini vermedi. Yetkisini kullanarak seçimin yenilenmesini emretti.

Böylece önümüzdeki Pazar günü Türkiye seçmeni bir kez daha sandık başına giderek irade yenileyecek.
7 Haziran sonuçlarını beğenmeyen ve 400 milletvekilini unutan Erdoğan en azından tek başına iktidar istiyor.

Bunu sağlamak için de seçim stratejisini HDP’yi baraj altında bırakma üzerine kurdu. Bu anlamda Türkiye normal bir seçim dönemi yaşayamadı. Kan, gözyaşı, acı Türkiye’nin hemen her yerinde yaşandı. HDP mitinglerinde IŞİD’in canlı bombaları patlatıldı.

Çözüm süreci askıya alındı. Susan silahlar yeniden konuşmaya başladı. Şehit cenazeleri ardı ardına gelmeye başladı. Operasyonlar hala sürüyor. Çözüm süreci ile beraber demokrasi ve özgürlükler de askıya alındı.

Baskı, yıldırma, sindirme yerini yok etme, bitirme, muhalif şirketlere, muhalif medyaya el koyma noktasına gelindi.

Yargı bağımsızlığı kalmadı. Adalet hiç yok.

İşte böyle bir ortamda gidilen seçim aslında 7 Haziran sonuçlarının değişmeyeceğini gösteriyor.

Anketler genel olarak bütün partilerin 7 Haziran’da aldıkları oy oranlarını üç aşağı beş yukarı koruyacağını gösteriyor.

Konda araştırma şirketinin en son anketi 24-25 Ekim’de 3574 kişi ile yüz yüze görüşme yöntemiyle yaptığı ankette AKP % 41.7, CHP % 27.9, MHP % 14.2, HDP % 13.8 ve diğer % 2.3 oy alacak. Konda’nın bu süreçte yaptığı anketlerin tümü de birbirine yakın sonuçlar veriyor.

Başka şirketlerin anketleri de hemen hemen yakın sonuçlar veriyor.

Metropol şirketinin 22-24 Ekim’de 2576 kişi ile yaptığı anket AKP % 43.3, CHP % 25.9, MHP %14.8,  HDP % 13.4 ve diğer % 2.6.

Gezici şirketi de 24-25 Ekim tarihlerinde 4864 kişi ile yaptığı ankette AKP % 43.0, CHP % 26.1, MHP % 14.9, HDP % 12.2 ve diğer % 3.8.

Öteki araştırma şirketleri de benzer sonuçlar açıkladılar. Bu arada 15 civarında araştırma şirketinden yalnızca A&G araştırma şirketi AKP’yi tek başına iktidar gösteriyor.

A&G’nin 24-25 Ekim tarihlerinde 4536 kişi ile yüz yüze görüşme yöntemiyle yaptığı ankette AKP % 47.2, CHP % 25.3, MHP % 13.5, HDP % 12.2 ve diğer % 1.8.

Bu durumda A&G dışında hiçbir araştırma şirketi tek başına iktidar sonucu göremiyor. Ancak son zamanlarda anketler doğru sonuçlar vermiyor. Yine de benim edindiğim izlenim sonucun çok fazla değişmeyeceği yönündedir.

MHP % 1 ile % 1.5 arası oy kaybedebilir. CHP % 1 ile % 1.5 civarında oy artırabilir, AKP ile HDP de hemen hemen aynı oranda oy alabilir.

7 Haziran’dan farklı olarak bu seçimde HDP’nin baraj sorunu yoktur. Sanırım bunu herkes kabul ediyor. Hatta HDP oy oranını % 1 ile % 1.5 arası artırabilir diye düşünüyorum.

7 Haziran’da % 4.8 oy alan küçük partiler bu seçimde % 2’nin biraz üzerine çıkabilecek. Yani oy artıracak partiler MHP’nin % 1.5 civarı kaybedeceği  oylar dışında bu oylardan alabilecek gibi görünüyor.

Bu durumda koalisyon kaçınılmaz olacak. Yeni bir seçimin bırakınız kendisini, tartışılması bile Türkiye’ye hem ekonomik, hem siyasi, hem de stratejik olarak büyük zarar verir. Bu nedenle sandıktan ne çıkarsa çıksın siyasi partiler hemen bir araya gelerek mümkün olan en sağlıklı koalisyon hükümetini hiç gecikmeden kurabilmelidir.

AKP-HDP koalisyonu bence çözüm sürecini ileriye götürecek, demokratikleşmeyi sağlayacak, Türkiye’nin AB üyeliğinin önünü açacak bir hükümet olur. Ama bu aşamada bunun çok da olası olduğunu düşünmüyorum.

AKP-CHP koalisyonu da bence mümkün ve Türkiye demokrasisi için yararlı olacak bir çözümdür.

AKP-MHP koalisyonu ise bazı AKP kurmaylarının istediği bir koalisyon modelidir. Ama bu Türkiye demokrasisine yarar sağlamayacağı gibi, zarar da verecektir.

AKP dışında 3 partinin yani CHP-MHP-HDP’nin bir hükümet kurması ise bence eşyanın tabiatına aykırıdır.

Bu aşamada söyleyebileceğim bütün bu formüllerden hangisi olacaksa bir an önce olsun ve sakın ha bu sonucu da beğenmeyerek yeniden milli iradeye başvurma düşünülmesin.