1 Mayıs 1886 yılında, ABD’ nin Chicago şehrinde binlerce işçi, uzun çalışma saatlerinin düşürülmesi ve çalışma koşullarının düzeltilmesi için greve gitti.
Grevin ardından sokaklar hareketlendi. Çıkan çatışmalarda polisler ve işçiler hayatını kaybetti. Bunun üzeine, olaylardan sorumlu tutulan 4 işçi lideri idam edildi, yüzlerce işçi tutuklandı.
1889'da Paris'te toplanan İkinci Enternasyonal, işçilerin anısına Chicago'da protestoların başladığı gün olan 1 Mayıs'ı "Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü" ilan etti ve tüm dünyada işçi ve emekçi bayramı olarak kutlanmaya başlandı.
Güne özel, bu girişi yaptıktan sonra, ülkemizdeki işçilerin, emekçilerin ve dar gelirlilerin içinde bulundukları ekonomik zorluklara gelin birlikte bakalım.
Ülkemizde, şu anda asgari ücret, brüt 13 Bin 563 TL, net 11 bin 800 TL olarak uygulanmaktadır. Bu bağlamda, Kuzey Kıbrıs’ ta aylık asgari ücret yaklaşık net olarak 522 Euro civarında iken, Türkiye’de asgari ücret yaklaşık 376 euro, Güney Kıbrıs’ta ise yaklaşık 940 Euro düzeyindedir. Görüldüğü üzere, asgari ücrette Türkiye’nin üstündeyken, Güney Kıbrıs’ın oldukça altındayız.
Bunun yanında, ülkemizde son 22 yılı baz alırsak, örneğin 2001 yılında aylık 184 dolarla en düşük asgari ücreti görürken, 2008 yılında ise, aylık 911 dolarla son 22 yılın en yüksek rakamını görmüştük. Son 7 yılda ise, yaklaşık 500 dolar bandında asgari ücret ortalaması ile gidiyoruz.
Son yıllarda, dövizde ve enerji fiyatlarında yaşanan yükseliş, pandeminin ve Rusya – Ukrayna savaşının da getirdiği olumsuzluklar, özellikle elektrik, akaryakıt, gaz gibi girdilerin maliyetini yükseltmiş, tüm mal ve hizmetlere okkalı zamlar olarak yansımıştır.
Bunlar yanında, gıda fiyatlarında da çok yüksek artışlar görülmüştür. Hükümetlerin de yeterli tedbirleri almamasıyle, ekonomide ve vatandaşların satın alma gücünde, sıkıntıları artırmıştır.
2022 Yılı enflasyonu, bir rekor olarak yüzde 94.5’e, gıda enflasyonu da yüzde 98’e ulaşmıştır. 2023’ ün ilk çeyrek dönemi enflasyonu da yüzde 9.65’ e ulaşmıştır. Bu durum, özellikle asgari ücretle çalışanlar ile sosyal yardım ve engelli maaşı alan dar gelirlileri çok daha olumsuz etkilemektedir. Nisan ayı ile birlikte, enflasyonun daha da artacağı beklenmektedir.
Öte yandan, 4 kişilk bir ailenin sadece gıda harcamalarını oluşturan açlık sınırının 13 bin 247 TL olduğu bir ortamda, aylık asgari ücret ise, net olarak 11 bin 800 TL’ dir. Asgari ücret, açlık sınırının 1447 TL altında bulunuyor.Görüldüğü üzere, asgari ücret artsa bile, belli bir süre sonra erimektedir.
Böylesi bir tabloda, döviz kurlarının da son dönemde oldukça yükselmesiyle, ülkede pahalılık çok artmış, tüm mal ve hizmetlerde zam yağmuru devam etmekte, fakirleşme büyümektedir. Açlık sınırının altında yaşayan on binlerce insanımız vardır. Özellikle, sosyal yardım ve engelli maaşı alanlar perişandır.
Ülkemizde şu anda, yaklaşık 5 bin kişi sosyal yardım maaşı almaktadır.Bu kişilerin maaşı aylık yaklaşık 5 ile 6 bin TL arasında değişmektedir.Ayrıca, yaklaşık 5400 kişi de Çalışma Dairesi’ nden engelli maaşı almaktadır.Engelli maaşları da, geçindirmekle yükümlü kişi sayısına göre, asgari ücretin yüzde 60 ile 80’i arasındadır. Yani, aylık yaklaşık 8 bin TL ile, 11 bin TL arasında değişmektedir.
Bu maaşlarla geçinmek mümkün müdür? Bu insanlar, gıda ihtiyaçlarını bile karşılayamaz durumdadır.Bu konuda, süratle, mevzuat düzenlenmeli, sosyal yardım ve engelli maaşı alan vatandaşlarımızın maaşları artırılarak, iyileştirilmelidir.
Ayrıca, asgari ücret yeniden güncellenmeli ve Kamu çalışanları ve tüm emekli maaşlarının, hayat pahalılığı oranında, 6 ay yerine, 3 ayda bir güncellenmesine başlanmalıdır.
Bütün bunlara ilave olarak, Hükümet, boş olan bir milletvekilliği için, bütün ülke çapında ara seçim yapılması kararı almıştır.Ülkede okul ihtiyacı varken, çadırda eğitim yapılmaya çalışılırken, hastane ihtiyacı, ilaç, doktor ihtiyacı ortada iken ve on binlerce kişi açlık sınırının altında yaşarken, ara seçim için, 30 milyon TL harcanması, vatandaşı çileden çıkarmıştır.
Halbuki, yasa gereği olarak, Hükümet, 1 yıl içinde erken genel seçim kararı almış olsa, ara seçim yapılmasına gerek kalmayacaktı.Maalesef, bu yola gidilmemiştir.
Son söz olarak, Dünya’ daki tüm işçilerin, emekçilerin 1 Mayıs bayramını kutlarken, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, hakların, kazanımlarının korunması ve daha adaletli bir dünya için, birlik ve beraberlik içinde çalışmamız gerektiğini tekrardan vurgulamak istiyorum.