Geçmiş dönemleri tartışmak istemiyorum. Dersler çıkartmışsak eyvallah. Çıkartmamışsak yuh olsun. Yeni dönem için umutlu olduğumu ifade etmek isterim. Yeni bir vizyon geliyor. Artık onun bunun işini yapma döneminden uzaklaşarak toplumun tüm kesimini kucaklayıp konsensüse varacak projelerin ivedilikle hayata geçirme zamanının geldiğine inanmaktayım. Zaten diğer yaklaşımla partilere hiç bir dönemde kâr sağlamamıştır. Bundan sonra da sağlamaz.
Duygusallıktan uzaklaşarak, UBP hükümetinin son dört yılda spor adına ne yaptığına bakalım.
Kemal Dürüst ile serüvene başladık. Hala daha gülüyorum. Tarihin gelmiş geçmiş en kötü bakanı. Saray Hotel’de düzenlediği ilk basın toplantısı sonrası kendisini eleştirdiğimde, çok erken olduğunu söyleyenler daha sonraları Dürüst’ü benden ağır eleştirdi. Adamın ne olduğunu ve duruşunu son UBP kurultayında gördük. Yanar-dönerlik üstüne kurulu felsefesi yeni dönemde geçerli olmayacak.
Spor koordinatörü Süleyman Göktaş, Dürüst’ten sonra gündem oldu. Yetkisi var mı? Yok mu? tartışıldı. Bence hala daha yok. İyi bir insan olmasına rağmen iyi bir yönetici olamadı. Partisinin altında ezildi. KKTC KOP ve KTFF-KOP ilişkilerinde sessiz kaldı. Sporun bir numaralı adamının bu konularda hiç bir beyanatını okumadım. Bu ne biçim spor koordinatörlüğü anlamak mümkün değil. Süleyman hoca da sessiz duruşu ile tarihteki yerini alacaktır. Lefkoşa’daki dikili taş bile hocadan daha fazla gürültü yapıyor.
Yaklaşık son iki yıl bırakın doğru-dürüst icraatı, taş üstüne taş koymayan bir UBP izledik. Neredeyse UBP kurultayı ile yattık, UBP kurultayı ile kalktık. Ülke ve özellikle gençlik tam anlamı ile unutuldu. Önemli olan İrsen’in veya Kaşif’in kazanmasıydı. Toplum kaybetmiş kimin umurunda?
Hiç unutmuyorum. 2010 veya 2011 şubat ayı KTSYD Derneği’nin ara semineri. Yer Cratos Hotel. Konuşmacılar 4 büyük şehrin belediye başkanları. İkinci konuşmacı Oktay Kayalp (abim), tesisler konusunda önemli bir hamle yapıp Mağusa’daki tüm sportif tesislerin Belediye’ye devredilip, devletin üzerinden büyük bir kamburun kaldırılmasını önerdi. Herkes şaşırmıştı. Başta Süleyman Göktaş olmak üzere seminere katılanların tümü bu görüşü olumlu karşıladı. Bir sonraki gün gazetelerin tümünde Oktay Kayalp’ın sözleri haber oldu. O günden bugüne yaklaşık 2,5 - 3 yıl geçti. Süleyman Göktaş ve UBP, Oktay Kayalp’ın söylemini bir günde rafa kaldırdı. Olur da tesisler Oktay Kayalp’a verilmiş olsaydı UBP büyük yara alabilirdi. (Bu arada Oktay Kayalp Mağusa’ya muhteşem bir salon kazandırdı). Kim kaybetti? Tabi ki, yine ağızlarda sakız yapılan gençlik.
İşte, UBP zihniyetinin spora ve özellikle gençliğe bakış açısı. “Bu memleket bizim babamızın malıdır. Biz yaparsak olur. Yapmazsak olamaz” Bu düşünce yapısı devlet yönetim şeklinde de vardı. Ama artık oyun bitti. Herşey buraya kadar. 28 Haziran’dan sonra gençliğin ve sporun önünü açacak 1Parti var.