2009’dan beri görevde olan hükümet kamu görevlilerinin maaşları konusunda “açıkgöz” bir politika izliyor.
2009 seçimleri öncesinde sendikalar yazılı belge ile hayat pahalılığı ödeneğini ödemeye devam edeceğini taahhüt eden UBP hükümeti göreve gelir gelmez maaş artışları konusunda emekçi düşmanı bir tavır içine girdi.
Ne mi yaptı?..
Önce kamuda hayat pahalılığı artışı olarak bilinen “eşel mobil” uygulamasını kaldırdı.
Hayatın pahalılaştığı, okkalı zamların yapıldığı 2011 yılında çalışana maaş artışı yapmayan hükümet aynı dönem içinde asgari ücrete de dokunmadı.
Devlet Planlama Örgütü’nün verilerine 2011 yılı HP oranı % 14.72 olarak yansımıştı.
Asgari ücretlinin buradaki kaybı büyük oldu.
Bu hesaba göre 2001’deki enflasyona göre asgari ücret (sadece hayat pahalılığı karşısında erimemesi adına) 1545 TL olmalıydı.
Bırakın artış yapmayı, bu rakam yalnızca asgari ücretliyi pahalılık konusunda koruyacak orandı.
Ne yapıldı, bu bile yapılmadı ve asgari ücretli 1415 TL maaşa mahkûm edildi.
Kaybı ne kadar oldu?
Aylık 130 TL, yılda 1560 TL…
Büyük bir gerileme…
Buna paralel hayatın pahalılaşmasına ek olarak dövizde de oryaya çıkan artışlar da maaşlara yansımadı.
Hükümet 2012 yılı itibariyle ise daha önce 2 ayda bir olan, sonra da kaldırılan HP ödeneğini 6 ayada bir ödeyeceğini açıkladı.
Ve son yılın ikinci artışını da bugün ödenecek maaşlara yansıttı.
Devlet Planlama Örgütü, Hayat Pahalılığı oranını yüzde 2.87 olarak açıklamıştı (ki bu oran son 6 ay için)
Hükümet yetkilileri ise çalışanlara “en az 100 TL” maaş artışı sözü verdiği için maaşların bir kısmına % 5 – 6 maaş artış yansıtma yönünde bir çalışma yapıldı. Lakin bu “artış” emeklilerin yarıya yakınına 40 ile 80 TL artış yansıdı.
Böyle bir hesaba nasıl ulaşıldığını kimse bilmiyor.
Ancak bilinen tek şey; , “alt maaş” düzeyine 100 TL artış verilirken; barem 18 A’daki müdür ve barem 19’daki müsteşar, bakan, milletvekili, hakim gibi kesimlere 200’ye yakın maaş artışı düzenlendi.
Özet olarak son 2-3 yılda hayat ciddi oranda pahalılaştı.
Maaşlar döviz karşısında eridi.
Kamu görevlisinin alım gücünde ciddi bir gerileme oldu.
Asgari ücretli ise artık sefalet günleri yaşamaya başladı.
Ve bunca ekonomik gerileyeme rağmen hükümet asgari ücrete ve kamu görevlisine yapa yapa 100 TL artış yaptı.
Şimdi çalışanların bu 100 TL ile ne yapacaklarını düşünmesi lazım.
Bankadaki borçlara mı gidecek, kredi kartlarını mı ödeyecek, yoksa özele kayan eğitim-sağlık harcamalarına mı ayıracak?
100 TL neyimize yetmez ki?..
Hayırlı olsun…
% 120 artış mümkün mü?
Geçmişi zaman zaman hatırlatmakta fayda var.
Özellikle sendikacı-çalışan dostlarımızın hafızalarını tazeleme adına bunu hep yararlı görüyorum.
Şimdi bu maaş artışlarını, eşel mobili tartışıyoruz ya…
Geçmiş hükümet döneminde neler yapıldı diye yeniden hatırlatalım.
CTP iktidarı döneminde % 100’ün üzerinde bir artış alan asgari ücret 500 TL’den 1190 TL’ye çıkarıldı.
2003’ten 2008’e sırasıyla % 28, % 24, % 15, % 19, %10, % 24 artış yapılan asgari ücrete toplamda % 120 artış yapılmış oldu.
Bu hayatın çok daha ucuz olduğu bir dönem olan 2004-2008 dönemi için çok büyük bir artıştır!
Kamu görevlileri ne kadar aldı?
Sendikalarla maliye toplantılarından çıkan yıllık maaş artışları 2004’te %14, 2005’te %11, 2006’da %7, 2007’de ise %7 olarak açıklandı ve bu oranlar maaşlara yansıtıldı.
Dikkatinizi çekerim, bu artışlar hayat pahalılığı ödeneği dışında yapılar net artışlar!
CTP hükümeti, seçim yılının arifesi olan 2008’de ise (ekonomik büyümenin 2007’de %1,5 olarak gerçekleşmesi üzerine), kamu görevlilerine ek artış vermedi ve yalnız hayat pahalılığı artışı verdi.
Ve ne olduysa ondan sonra oldu.
“Nereden nereye” dediğinizi duyar gibiyim…
Veriler ortada.
Bir yanda sadaka gibi artış veren UBP dönemi, diğer yanda yapılan artışların haddi hesabı olmayan CTP dönemi…
Yorum sizin.