Kıbrıs sorununun kilit konularından mülkiyet sorununa “iç hukuk” oluşturmak amacıyla özel bir yasayla 2005’te kurulan ve üyelerinin atanmasıyla 2006’dan beri mahkeme gibi çalışan Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK), yaklaşık 11 yıldan beri aktif olarak karar üretiyor. Avrupa Konseyi’nin ve Türkiye’nin destek ve önerileriyle kurulan TMK, Kuzey’de kalan Rum mallarına başvuru halinde tazminat, takas veya iadeyle çözüm için çalışıyor.
Demopoulos kararı tarihi… patlama yaşandı
Yasa uyarınca 2’si yabancı, toplam 7 üyeden oluşan Komisyon, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından “iç hukuk” olarak kabul ediliyor, buraya başvurmadan yapılan talepler geri çevriliyor. “Demopoulos” davası olarak tarihe geçen AİHM’in 1 Mart 2010 tarihli kararında; Taşınmaz Mal Komisyonu’nun kuruluşunu düzenleyen 67/2005 sayılı yasaya atıf yapılarak “etkin bir hukuki çare sunduğu” saptamasına yer verilmiş ve başvuran Rumların şikâyetleri “iç hukuk yolu tüketilmediğinden” reddedilmişti.
TMK’nın kuruluşundan itibaren yapılan başvurular, bu kararın tarihi niteliğine de gösterge aslında. Örneğin, Komisyon’un çalışmaya başladığı 2006’da 100 başvuru yapılırken, bu rakam 2007’de 197, 2008’de 76, 2009’da 70, 2010’da 397… Büyük patlama ise 2011’de. Bu yıl içinde başvuru sayısı yaklaşık beş kat artarak 1926’ya çıktı. 2012’de bu rakam 1601, 2013’de 1337… 2014’den itibaren tekrar düşüş var. Bu yılda 375, ardından 2015’de 182, 2016’da 47 ve 2017’nin ilk 5 ayında 13 başvuru…
Çözüm beklentisi…
Üyeler Romans Mapolar ve Güngör Günkan ile birlikte soruları yanıtlayan TMK Başkanı Ayfer Said Erkmen, başvurularda 2011’de yaşanan patlamada AİHM’in Komisyon’la ilgili saptamasının etkili olduğuna, son yıllardaki düşüşün ise müzakereler nedeniyle çözüm beklentisinden kaynaklandığına işaret etti.
Karar Komisyon’da, icra Hükümette… Siyasi ve mali destek…
Komisyon’un misyonunun devam ettiğine dikkat çeken üyeler, karar merci Komisyon olmasına karşın uygulamanın KKTC hükümeti adına İçişleri Bakanlığı tarafından yapıldığına dikkat çekerek, daha etkili uygulama için siyasi ve mali desteğin önemine vurgu yaptılar.
Sonuçlanan bin başvuru… 5 bini bekliyor
Komisyon üyeleri ve web sitesinden derlenen bilgilere göre, 11 yılda yapılan toplam 6 bin 323 başvurudan 1000 (bin) tanesi sonuçlandırıldı. 5 binden fazla başvuru görüşülmeyi bekliyor…
Bir kısmı dostane görüşmelerle; bir kısmı da Komisyon üyeleri yanında savcı, avukat, şahitlerin katılımıyla duruşma/mahkeme şeklinde sonuçlandırılan bin başvurunun 815’i tazminatla karara bağlandı.
Başvuruda bulunan Rumların çoğunluğu tazminat, para talep etti.
Tazminatlar dışında iade kararı; 1’i çözümden sonra, 1’i de kısmi olmak üzere toplam 5. Tazminat ve iade kararı birlikte verilen 5. Takas ve tazminat ise 2.
Reddedilen veya geri çekilme yoluyla sonuçlandırılanlar da bu toplam rakama (bin) dahil; onlar da 170 civarında.
16 Bin dönüm 235 milyon Sterlin’e Türk toprağı oldu… 55 milyon henüz ödenmedi
Tazminatı ödenerek Türk toprağı olan alanın toplamı 16 bin dönüm civarında. Bunun karşılığında ödenen, ödenmesi karara bağlanan tazminat 235 milyon Sterlin…
Karara bağlanan tazminatın yaklaşık 55 milyonu henüz ödenmemiş.
“İlişkiler iyi değil…”
Bunun nedenini açıklarken; Komisyon’un sadece karar aldığını, icranın KKTC hükümeti adına İçişleri Bakanlığı’na ait olduğunu anlatan üyeler, bütçeden kalem olarak Komisyon’a ayrılan miktarın yıllık 75 milyon TL olduğuna işaret ettiler.
Sorunların çözümü, eksiklerin giderilmesi için devlet ve hükümet yetkilileri ile askeri yetkililerle görüşmeler yaptıklarını, ancak Başbakan’la görüşemediklerini anlatan Komisyon Başkanı Erkmen, “Hükümetle ilişkiler iyi değil” ifadesini kullandı.
“Türkiye şerefiye vergisi önerdi…”
Türkiye ile ilişkilerde de geçmişe kıyasla mesafe oluştuğunu aktaran Komisyon üyeleri, tazminat karşılığı Türk malı olan ve böylece değeri artan mallar için “katkı yasası/şerefiye vergisi” öneren Türkiye’nin bu önerisinin KKTC tarafından kabul görmemesinin de bu durumda etkili olduğu inancında.
Piyasa değeri esas… tapuların uyumlaştırılması önerildi
Tazminat miktarları belirlenirken esas alınan kriterlerin yasada belirlendiğini anlatan üyeler, profesyonel hizmet alındığını ve piyasa değerinin gözetildiğini vurguladılar.
Kararların geç çıkmasının, 5 bin civarında başvurunun beklemesinin nedenlerini anlatırken de, mali imkânlar yanında tapu kayıtlarında yaşanan sorunlara dikkat çeken üyeler, hisseli durumlar ve ipoteklerin de sorun oluşturduğunu vurguladılar. AİHM’in 15 yılda ancak 36 dava sonuçlandırabildiğine de dikkat çektiler.
KKTC’de tapu kayıtlarını dijital ortama aktarma çalışmalarının sürdüğünü belirten üyeler, 1974 öncesine ait tapuların bir kısmının KKTC’de, bir kısmının Güney Kıbrıs’ta kaldığına işaret ederken de, Rum tarafının “tapuların uyumlaştırılması” önerisinin KKTC’de kabul görmediğine vurgu yaptılar.
1 Milyon 450 bin ve 450 bin dönüm
Komisyon üyelerinden alınan bilgiye göre, resmi kayıtlar uyarınca kamu arazileri hariç KKTC sınırları içinde tapulu Rum malları 1 milyon 450 bin dönüm. Güney Kıbrıs sınırları dâhilinde tapulu Türk malı da 450 bin dönüm.
Üyelik şartları…
Ayfer Said Erkmen başkanlığındaki Taşınmaz Mal Komisyonu, Romans Mapolar, Sümer Erkmen, Güngör Günkan, Hans-Christian Krüger, Daniel Tarschvs ve Saskia Yorucu’dan oluşuyor.
Yabancı üyelerden Krüger, Avrupa İnsan Hakları Komisyonu Sekreterliği’nden emekli bir Alman. Tarschys ise, Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği, İsveç’te devlet bakanlığı ve milletvekilliği yapmış bir İsveçli hukukçu.
Cumhurbaşkanı’nın önerisiyle Yüksek Adliye Kurulu tarafından atanan TMK üyeleri için, Kuzey’de kalan Rum mallarından “herhangi bir menfaat elde etmeme” şartı aranıyor. Yasa uyarınca atanması zorunlu olan ve duruşmalar için adaya gelen yabancı üyelerin ise, iki toplum yanında garantör ülkelerin de vatandaşı olmamaları gerekiyor.
Üyeliğe atamalar 5 yıllık süreler için yapılıyor. Komisyon’a başvurular ise 2 yılla sınırlı ve bu süre Meclis kararıyla sürekli yineleniyor.
Sözleşmeli statüde 20 civarında personeli bulunan TMK’nın, tapu daireleri, savcılık gibi birimlerde hizmet verenlerle birlikte 50-60 civarında değişen hizmet görevlisi bulunuyor.
Mahkeme gibi çalışan TMK’nın kararları, Yüksek İdare Mahkemesi (YİM)’in denetimine açık. Taraflar istinafa gidebiliyor. Ve AİHM’e başvuru, ancak bu aşamalar geçildikten sonra mümkün.