112 ilkokulun 89’u Kıbrıslı Rumlardan kalma! (Son 50 senede sadece 23 okul yapmışız!)

Serhat İncirli

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) dün kendi binasında “Eğitim Değerlendirmesi ve İhtiyaç Analizi” konulu basın toplantısı düzenledi…
KTÖS yöneticileri, eğitim ile ilgili görüşlerini raporlar eşliğinde toplumla paylaştı.  
KTÖS Başkanı Mustafa Baybora’nın açılış konuşmasını yaptığı toplantıda, KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş sendikanın eğitim, ekonomik ve siyasi politikaları hakkında bilgi verdi. 
KTÖS Eğitim Sekreteri Süleyman Gelener, KTÖS Yönetim Kurulu üyesi Gözde Atakan ve Sevgi Erhalaç ise eğitim raporundan kesitler sundu. 

-*-*-

Ben de notlar aldım…
KKTC’nin bir başarı öyküsü olduğunu iddia eden Ersin Tatar’ın da bu notları okumasını dilerim…
Çünkü, KKTC, bir başarı öyküsü değil, eğitimde tam bir fiyasko öyküsüdür…
Toplantının sonunda, Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’na “istifa et” çağrısı yapıldı… Tatar’ı da bu çağrıya eklemek lazım…

-*-*-

Kamu ilköğretim okullarına devam eden öğrencilerimizin yüzde 40’ı KKTC vatandaşı değildir. 
İlkokullarda ana dili Türkçe olmayan toplam yabancı öğrenci oranı yüzde 8’dir. 
En az 15 ilkokulda ana dili Türkçe olmayan, yabancı öğrenci oranı yüzde 10 ve üzerindedir. 
En yüksek yabancı öğrenci oranı olan okul ise yüzde 40 ile İskele bölgesinde yer almaktadır. 
Çoğunluğu Türkiye olmak üzere ilkokullarımıza en az 41 farklı ülkeden öğrenci devam etmiştir… 
Yabancı öğrencilerin Türkçe öğrenmesi için hiçbir program, plan yoktur…
Ve okulların yüzde 62’sinde yabancı öğrencilerimizin Türkçe öğrenimi ve toplumsal uyumu için okul içerisinde bir destek sınıfına ve bu alanda uzman bir öğretmene ihtiyaç vardır.

-*-*-

Öğretmenler, yüksek oranda disiplin sorunuyla başa çıkmakta zorlanmaktadır…. Okul ve sınıf içerisinde istenmeyen davranışlar ortaya çıkmakta, zorbalık ve şiddet (duygusal, sözel, fiziksel) eğilimlerinde ciddi artış gözlenmektedir…

-*-*-

Okulların yüzde 62’sinde özel eğitim ihtiyacı olan öğrenciler için okul içerisinde bir destek sınıfına ve özel eğitim öğretmenine ihtiyaç vardır.

-*-*-

Eğitim Bakanlığı tarafından ihtiyaçlarına yönelik yeterli maddi destek neredeyse hiçbir okula sağlanmamaktadır.

-*-*-

Okullarımızın yüzde 75’inde mesleki stres düzeyinin kabul edilebilir seviyenin üzerinde olduğu ortaya çıkmıştır. Öğretmenler stres altındadır…

-*-*-

İlköğretimde 112 okulda öğretmenlerimiz görev yapmakta ve çocuklarımız eğitim almaktadır. Bu okulların 89 tanesi 1974 öncesi inşa edilmiş, 50 yılda ise sadece 23 yeni okul inşa edilmiştir.

-*-*-

Ada genelinde de gözlenmesine rağmen, özellikle şehir merkezlerindeki okullarımızda sürekli yaşanan bir nüfus artışı vardır... Farklı ihtiyaçlara sahip, davranış sorunları olan, yabancı dil konuşan gibi öğrenci çeşitliliğinin olduğu ülkemizde 35-40 kişilik sınıflarda eğitim verilmesinin çağdaş eğitimde yeri yoktur… Kalabalık sınıflar eğitimde fırsat eşitsizliği yaratmaktadır.

-*-*-

Spor salonu, aktivite salonları, birçok sınıfta internet, bilgisayar ve akıllı tahta gibi teknolojik malzemeler yoktur! Olanlar yetersizdir! Eksiktir!

-*-*-

45 bine yakın öğrencinin kamusal eğitim aldığı devlet okullarına hükümet tarafından tek bir kuruş bütçe verilmemektedir.

-*-*-

Eğitim Bakanlığı ‘ne bildiğin değil kimi bildiğin’ yöntemiyle geçici öğretmen ataması yapmaktadır… 225 yeni öğretmen, 14 müdür muavini ve 10 müdür ataması yapılmalıdır… 100 öğretmen yardımcısı ve en az 80 rehber öğretmen münhali açılmalıdır… 

-*-*-

Eğitim Bakanlığı plansız, programsız ve günü birlik kararlar alarak kamusal eğitimi adeta bir yaz-boz tahtası haline getirmiştir.

-*-*-

Ekonomik koşullar ve Kıbrıs Sorunu da eğitimi olumsuz etkiliyor… Siyasi eşitlik temelinde kapsamlı, adil, iki toplumlu ve iki kesimli federal çözüm için resmi müzakerelerin başlaması, teknik komiteler çerçevesinde güven yaratıcı önlemlerin konuşulması gerekmektedir…

-*-*-

Ve son not: Laiklik tehlikededir… Hadsiz, yobaz din tüccarlarına laf söyleyemeyen UBP, DP ve YDP’liler, oturdukları odalardan Atatürk resimlerini de indirsinler!


Kurtarıcıya bedel ödemeye ve 
elektrik kesintilerine devam!

Kıb – Tek Müdürü Dalman Aydın, Gündem Kıbrıs’tan arkadaşımız Bahar Sancar’ın sorularını yanıtladı…
Ve kısaca dedi ki, “Polisimiz, Kıb – Tek trafolarına dıştan gelebilecek saldırılara karşı tedbir almıştır!”

-*-*-

Dalman Aydın ne demek istedi?
Kıb – TEK’in herhangi bir trafosuna, herhangi bir tesisine, tarihte herhangi bir zaman saldırı mı oldu?

-*-*-

Böyle bir ihbar mı aldı Müdür?

-*-*-

Çok garip bir açıklama!
Kafamı karıştırdı!

-*-*-

Neyse, elektrik konusunu bu ülkede en iyi bilen uzman dostlarımızdan birine sordum; “… herhangi bir tesis tehdit edilmedi, polisin tedbir alması çok garip bir şey, sanırım sendika üyelerinden çekiniyorlar” dedi.
“Yok” dedim!
Dalman Aydın, “El Sen üyelerine karşı değil, dıştan tehlikelere karşı polis tedbir aldı dedi” dedim…
O da güldü!
“Müdür stresten dolayı ne dediğini bilmiyor olabilir” diye ekledi.

-*-*-

Bu arada belirtelim!
Aşırı sıcaklardan dolayı trafolarda arızalar olmaya başladı!
Elektrik kesintileri, uzman arkadaşa göre, hava sıcaklığı 30 dereceye düşünceye kadar devam edecek!
Yani, bilelim, biliniz ki Eylül, hatta Ekim ayı ortalarına kadar elektrik kesintileri sürecek!

-*-*-

Ondan sonra mı?
1.8 milyar kilowat saatlik ihtiyacın, 1.2 milyar kilowat saatini AKSA’ya devrettik!
Artık Kıb – Tek “küçük üretici” oldu!
Eh artık, özelleştirelim de bu iş bitsin!

-*-*-

“4 sene sonra da kabloyla elektrik geleceği yalanı”yla uyutulalım!

-*-*-

Haaa bu arada, sahi 1974’te ne olmuştu?
“Ne alakası var şimdi bu sorunun” diyeceksiniz eminim!
Çok alakası var!
Kurtarılmıştık o sene ya!
Hala yutuyorlar her şeyi!
Kurtarmanın bedelini almaya devam ediyorlar…
O yüzden şey ettiydim!


Kamuoyunun bilgisine…

Yazdığım, söylediğim her şeyin doğruluğuna inanıyorum…
Doğru olmadığına inandığım bir şey olursa yazmam…

-*-*-

Bazılarının arkamdan konuşması, ya da Rumcu, hain gibi ipe sapa gelmez saçmalıklarla uğraşması beni hiç ilgilendirmiyor…

-*-*-

Özellikle, Kıbrıs Türk toplumunun laik yapısına saldıran hadsiz yobazlara, korkudan sesini çıkaramayan sözde Atatürkçüler gibi, kendi düşüncelerini düzeltmek yerine, benim düşüncelerime saldırmaya kalkanları zerre umursamıyorum!

-*-*-

Önemli olan, doğru bildiğimdir…
Doğru bildiklerimi yazmak, yaptığım işin önemli bir parçasıdır…
Türkiye’deki Taliban kafalı yobazların ne düşündüğü, KKTC’deki işbirlikçi aciz satılmışların ne dediği değildir!
(Not: Bu açıklama, yazılması gerektiği için yazılmıştır…)


KTÖS yönetimi… İyi ki varsınız…