Ertuğrul SENOVA
İçişleri Bakanlığı’nın güncel verilerine göre Bakanlar Kurulu 2022 yılında toplam 2810 yabacıya; 2023 yılının ilk 3 ayında ise toplamda 1000 yabacıya Kıbrıs’ın kuzeyinde taşınmaz mal satın alma izni verdi. Verilere göre, 2022 yılındaki izinlerin yüzde 90’ı, 2023 yılında verilen izinlerin ise yüzde 80’i Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yabancılara verilirken, geriye kalan izinlerin İsrail, Rusya ve İran çoğunluklu yabancılara verildiği gözlemlendi.
Ancak emlak sektöründen yayılan iddialara göre, resmi kayıtlara yansıyandan çok daha fazla sayıda taşınmaz mal, “gizli yabancı ortaklı” yerel şirketler tarafından satın alınıyor.
Kıbrıs’ın güneyinde yayın yapan Fileleftheros gazetesi, kuzeyde yabancılara yönelik taşınmaz mal alım – satım işlemlerinin 2021’den bu yana 7 bini aştığını yazdı.
Gazete aynı zamanda, yaptırımların ardından Kıbrıs’ın güneyinden kuzeyine kaçan Rus yatırımcıların, Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olan İranlı yatırımcıların ve büyük oranda İsrail merkezli yatırımcıların, taşınmazları satın alan yabancıları oluşturduğunu da iddia etti.
Kıbrıs’ın kuzeyindeki mevzuata göre, taşınmaz mal satın almak isteyen yabancıların, Bakanlar Kurulu’ndan onay alması; taşınmazlar üzerine yatırım yapacak şirketlerinse yüzde 51’inin KKTC yurttaşı bir şahsa ait olması gerekiyor. Müteahhitlikle ilgili yasada ise, müteahhitlik yapacak şirketin yüzde 100’ünün KKTC vatandaşı bir şahsın adına olması zorunlu kılınıyor…
Ancak Emlakçılar Birliği Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Sadeghi’ye göre bazı çok uluslu şirketler, Bakanlar Kurulu’nun sınırlandırılmış izinlerine takılmamak için, Kıbrıs’ın kuzeyinde “göstermelik” şirketler kurarak veya KKTC vatandaşı bir ortak bulup sözleşme yaparak, “sınırsız” taşınmaz mal alma hakkına sahip oluyor.
“Yatırımı yapan insanların niyeti oldukça önemli” diyen Sadeghi, “Örneğin fiyatı şişirmek adına mı alıyorlar? Veya siyasi amaçları mı var? Yoksa sadece ülkedeki yasalardan dolayı, mecbur oldukları için mi bu yollara başvuruyorlar? Yetkililerin bu konunun arka planına bakması gerek” şeklinde konuştu.
YENİDÜZEN’e konuşan İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler bu tip duyumlar aldıklarını ancak gerekli soruşturmanın polis tarafından yapılabileceğini söyledi.
Öte yandan Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer ise firmaların kâğıt üzerinde yerel firmalar olduğunu söyledi, “Gizli ortak varsa bilmiyorum ama olabilir. Niye olmasın?” diye sordu, “Ben şirket onay belgelerine bakarım. 2 insan bir odada oturup bir şeyler anlaşmışsa bunu nereden bilelim? Bizim muhatabımız KKTC vatandaşı olan insanlar” şeklinde konuştu…
İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler:
“İddialar bize de ulaştı, bunun araştırmasını polis yapabilir”
“Gizli ortaklı” yatırım şirketleriyle ilgili YENİDÜZEN’e konuşan İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler, satış sözleşmeli ya da çok uluslu ortak şirketlerle yapılan alımlar olduğuna dair iddiaların kendilerine de ulaştığını söyledi, “Bunun araştırmasını polis yapabilir” dedi.
“Bakanlar Kurulu 2022’de 2810 yabancıya, 2023’ün ilk 3 ayında 1000 yabancıya taşınmaz satın alma izni verdi”
Öztürkler, gerekli prosedürü tamamlayarak taşınmaz mal alan yabancı rakamlarına ilişkin de bilgiler paylaştı, 2022 yılında Bakanlar Kurulu’nun toplam 2810 kişiye taşınmaz mal satılmasına izin verdiğini söyledi, bu rakamın yüzde 90’ının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından oluştuğunu dile getirdi.
Öztürkler, 2023 yılı Mart ayı sonu itibariyle taşınmaz satın alan yabancı sayısının 1000 civarı olduğunu ifade ederek, bu rakamın yüzde 80’inin Türkiye Cumhuriyeti, geriye kalanının ise farklı ülkelerden yabancılar olduğunu söyledi.
Öte yandan İçişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili ise, alınan duyumlarla ilgili herhangi bir tespit yapmalarının mümkün olmadığını, Bakanlar Kurulu kararıyla verilen satın alma hakkının sınırlı olmasına karşın, gizli ortaklı şirketler aracılığıyla satın alma hakkının “sınırsız” bir boyuta ulaştığını ifade etti. .
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer:
“Gizli ortak varsa bilmiyorum ama olabilir. Niye olmasın?”
YENİDÜZEN’e konuşan Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, firmaların kağıt üzerinde yerel firmalar olduğunu söyledi, “Müteahhitlerin yasasına göre şirketin yüzde 1’i bile yabancı olsa müteahhitlik yapamaz. Sahipliği, kâğıt üzerinde yüzde 100 KKTC vatandaşına ait olmalı. Gizli ortak varsa bilmiyorum ama olabilir. Niye olmasın?” ifadelerini kullandı.
“2 insan bir odada oturup bir şeyler anlaşmışsa bunu nereden bilelim?”
Güneyde çıkan haberleri “spekülatif” olarak değerlendiren Gürcafer, “Ben belgelere bakarım. Firmayı değerlendirirken şirket onay belgelerine bakarım. 2 insan bir odada oturup bir şeyler anlaşmışsa bunu nereden bilelim? Bizim muhatabımız KKTC vatandaşı olan insanlar” şeklinde konuştu.
İnşaat sektörünün ülke ekonomisinin önemli olduğunu söyleyen Gürcafer, “İnşaat sektörü dursa hepimiz açlıktan ölürüz. 100 binden fazla insanın ekmek yediği bir sektörden söz ediyoruz. Sektör dursa, her ay elçiliğin kapısına gidip para isteyeceğiz, onlar da alın bu yasayı geçirin, bu insanları vatandaş yapın, ona göre paranızı alın diyecek” ifadelerini kullandı.
Emlakçılar Birliği Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Sadeghi:
“Genellikle avukatlar adına göstermelik şirketler açıyorlar”
Emlakçılar Birliği Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Sadeghi ise, çok uluslu yabancı şirketlerin genellikle Kıbrıs’ın kuzeyindeki bazı avukatlar adına göstermelik şirketler açarak, Bakanlar Kurulu iznine gerek kalmadan taşınmaz mal satın alma işlemi gerçekleştirdiğini öne sürdü.
Sadeghi, “Bazıları tamamen avukat adına, bazıları ise yüzde 51’i KKTC vatandaşına ait şirketler kurarak bu işlemi gerçekleştiriyor” dedi.
Bu yöntemlerin, 2004 yılında, Annan Planı döneminde İsrail merkezli bazı şirketler tarafından keşfedildiğini, ardından bazı Birleşik Krallık merkezli şirketlerle devam ettiğini anlatan Sadeghi, “Ama yoğunluk İsrail piyasasında. Bir süre unutulan bu yöntem, son zamanlarda yeniden artışta” ifadelerini kullandı.
Yatırımların özellikle Esentepe, Tatlısu, Gaziveren ve İskele bölgelerine yapıldığını anlatan Sadeghi, “Bu iş yıllardır yapılıyordu. Ama şimdi ilgi artmış durumda” şeklinde konuştu.
Olası negatif etkiler… “Yerli yatırımcıyı korumak gerek”
Bu durumun olası negatif etkilerinden söz eden Sadeghi, “İç piyasadaki yerli müteahhidi, yatırımcıyı korumak gerek. Bizim birlik olarak kırmızıçizgimiz, emlakçilik lisansı alacak kişinin KKTC vatandaşı olması. Bu sayede olası bir yanlışı engelliyoruz. Yabancı birinin hayatı burada geçmez. Dolandırıcılık yapabilir. Aynı şey bu tarz şirketler için de geçerli olabilir” dedi.
“Yatırımı yapan insanların niyeti oldukça önemli”
“Yatırımı yapan insanların niyeti oldukça önemli” diyen Sadeghi, “Örneğin fiyatı şişirmek adına mı alıyorlar? Bu olasılık, yerli insanların zaten hayal halinde gelen emlak satın alma istencini daha da olumsuz etkiler. Veya siyasi amaçları mı var? Yoksa sadece ülkedeki yasalardan dolayı, mecbur oldukları için mi bu yollara başvuruyorlar? Yetkililerin bu konunun arka planına bakması gerek” şeklinde konuştu.