Kuruluşunun 50. yılında Dostlar Tiyatrosu; 60. sanat yılını kutlayan, tek kişilik oyunların ustası Genco Erkal’ın hem uyarladığı hem yönettiği hem de rol aldığı yeni oyunu “Merhaba”yı sahneye taşıyor. “Merhaba”, Genco Erkal’ın “Benim yazarlarım” dediği Aziz Nesin, Bertolt Brecht, Can Yücel, Nâzım Hikmet ve William Shakespeare’in yapıtlarından oluşuyor ve tiyatro severleri, edebiyat âleminin bu beş büyük ustasıyla müzikli bir yolculuğa çıkarıyor. Yıllar öncesinden seyirciye seslenen yazarlar; kimi zaman güldürücü, kimi zaman hüzünlü, öfkeli gözlemleriyle yaşadığımız karanlık günlere ve geleceğimize ışık tutuyorlar. Genco Erkal yeni oyununun, üzerimize sinen umutsuzluğu silkeleyen bir tür moral aşısı işlevi görmesini umut ediyor.
100 dk, tek perde, +12
yazan Aziz Nesin, Bertolt Brecht, Can Yücel, Nazım Hikmet, William Shakespeare
Shakespeare Çevirileri Talat Sait Halman
uyarlayan & yöneten genco erkal
Müzik Fazıl Say, Kurt Weill, Arif Erkin,
Yiğit Özatalay, Selim Atakan
Düzenleme ve Müzik Yönetimi Yiğit Özatalay
sahne Tasarım Cihan Aşar
Işık Tasarım hakan özipek
giysi Özlem Kaya
yönetmen yard. emre yetim
Orkestra
piyano Yiğit Özatalay
basklarnet Çağdaş Engin
Oynayan Genco erkal
315
maraton
moda sahnesi
04 EYLÜL ÇARŞAMBA 20:30 YDÜ AKKM
Dans Maratonu!1930’lar Amerika’sında, “Büyük Buhran” zamanında popülerleşmiş bir yarışma ve eğlence türü. Bir yanıyla Roma gladyatör dövüşleri geleneğiyle süreklilik içinde, diğer yanıyla “survivor” gibi kitle tüketimine dönük günümüz tv programlarının öncüsü sayılıyor. Hepsinde ortak olan, hayatta kalma çabasının sadistik hazza hizmet edecek şekilde paketlenmesi ve eğlence olarak sunulması. Dans maratonlarında yarışmacılar (bir veya iki saatte bir 10 dk. ara vererek) günler, haftalar, çoğu durumda bir aydan daha uzun bir süre boyunca durmadan dans ediyorlar. Düşenler eleniyor, ayakta kalan son çift kazanıyor!80 dk, tek perde, +12Proje Danışmanı Kemal AydoğanTasarım, Yönetim, KoreografiBedirhan Dehmen Sahne Tasarımı Bengi Günay Işık Tasarımı İrfan VarlıSes Tasarımı Mustafa AvcıProje AsistanlarıAyça Güngör - Yunus KayaOynayanlarİlke KodalTolga İskitYılmaz SütçüDavul Burak Cihangirli Kontrbas Ekin BilginPiyano Evren KarakulTrompet Volkan Coşar
415
senaryo
sİyah Beyaz REnkLİ
06 EYLÜL CUMA 20:30 YDÜ AKKM
Bütün dünya izlemedikçe kim olduğun, ne yaşadığın, neden önemli olsun ki? Eğer var olmak istiyorsan kurguya dâhil olmalısın, sıra dışı şeyler yaşamalı, kendi hikâyene ihanet etmelisin. Hikâyenin sahiciliğinin bir önemi yok çünkü gerçek yetersizdir. Gerçek, bir cerrah titizliğiyle değiştirilip, dikkat çekici bir hale getirilip yeniden inşa edilebilir. İnsan denen şey bir ürüne dönüşmüştür. Yaşamın tüm gerçekleri, çıkarlar uğruna kullanılmak üzere tehlikeli bir metaya dönüştürülebilir. “Bize hikâyenle geldin. Ama bize bir kez geldin mi senin hikâyen artık bizim de hikâyemiz olur. Çünkü kimsenin hikâyesi tek başına kendine ait değildir.” Martin Crimp’in sarsıcı ve eğlenceli yazımı, Mehmet Birkiye’nin rejisiyle buluşuyor.
120 dk, İkİ perde, +15
Yazan Martın Crımp
Çeviren Barış Arman
Yöneten Mehmet Birkiye
Dekor Tasarım Cihan Aşar
Kostüm Tasarım Şirin Dağtekin
Işık Tasarım Emir Uğurçağ
İllustrasyon Şerif Karasu
Görsel Tasarım İpek Kent
Hareket Düzeni Alparslan Karaduman
Yönetmen Yard. İpek Kent, Burcu Şişli
Oynayanlar
Cem Özeren
Çağrı Şensoy
Güneş Sayın
İmer Özgün
Nışan Şirinyan
Salih Bademci
Tuğçe Yolcu
515
çöp canavarı
cengiz özek göLGE TiYATROSU
07 EYLÜL CUMARTESİ 14:00/16:00 LBT
Siz denize çöp attınız mı?
Peki denizlere atarken hiç aklınıza gelmedi mi; bu çöpler ne oluyor… Denizleri temizlemekten sorumlu balık var! Bu balık o kadar çok çöp yemiş ki bir canavara dönüşmüş; ama iyi yürekli. Bütün çöpleri büyük bir iştahla yiyor. Yalnız pet şişeden nefret ediyor. Onları denizlere atanlara çok kızıyor. O da ne! Karagöz bir pet şişe atıyor denize. Bir hışımla fırlıyor denizin dibinden Çöp Canavarı ve Karagöz’ün karşısına dikiliveriyor… Devamı oyunda…
40 dk, tek perde, +3
Yazan & Yöneten & oynayan
Cengiz Özek
Kukla Yapımı Cengiz Özek
Efektsel Müzik Sina Tehrani
615
OKSİMORON
TATBİKAT SAHNESİ
10 EYLÜL SALI 20:30 YDÜ AKKM
Birbiriyle çelişen ya da tamamen zıt iki kavram bir araya geldiğinde, bu iki karşıt anlam bazen birbirini götürmek yerine yepyeni bir anlam doğurur. İşte oluşan bu yeni ifadeye ‘Oksimoron’ denir. X ve XY. İki farklı kromozom dizisi. İki farklı cinsiyet, iki farklı bakış açısı… Kadın ve erkek! Doğal oksimoron… Her şeyin ancak zıddıyla var olduğu evrensel düzende, varoluşunu bizzat kendi zıddına borçlu olan bu iki genetik mucize, varlıklarının sürekliliği için tek bir şeye ihtiyaç duyarlar: Dengeye… Peki o dengeyi bulabilmek o kadar kolay mıdır? Semih’in beyninin içindeki kadın-erkek mücadelesinde o dengeyi ararken, kendinizi bulacaksınız.
75 dk, tek perde, +15
Yazan Robert Dubac
Çeviren Özge Kayakutlu
Yöneten Erdal Beşikçioğlu
Oynayan Emre Karayel
Uyarlayan Zeki Enes Akkan
Işık Tasarımı Mustafa Bal
715
tezgah
İKİNCİ KAT
12 EYLÜL PERŞEMBE 20:30 YDÜ AKKM
Bir yazar, bir aktrist, bir müzisyen ve bir mutfak tezgahı...
Sanatlarının, oynadıkları oyunların, yalanlarının, birbirlerini ve sevenlerini aldatmalarının; eski bir anne halısının üzerine döküldüğü bir gece...
Evden çıkmak isteyeceğiniz ama kanalı bir türlü değiştiremeyeceğiniz bir “sevgisizlik” çağı hikayesi...
60 dk, tek perde, +13
Yazar Erkan Kolçak Köstendil
Yönetmen Eyüp Emre Uçaray
Yönetmen Yardımcısı
Ekin Ötünçtemur, Jiyan Demir,
Ekim Yeşilbaş
Işık Tasarımı Mustafa Ömeroğlu
Kostüm Tasarım Gülcan İnce
Hareket Tasarım Tamer Serkan Subaşı
Video&Animasyon
Sabri Akın, Barış Fert
Oynayanlar
Aziz Caner İnan
Elit Andaç Çam
Haki Biçici
Emin Şentürk
815
MASAL MASAL İÇİNDE
SEMAVER KUMPANYA
14 EYLÜL CUMARTESİ 14:00&16:00 LBT
“Masal Masal İçinde” bir masallar toplamı; ders vermeyen, düş gücü gerektiren ve oyun sonrasında da konuşulması gereken bulutun, güneşin, rüzgârın, dağın başrolde oldukları bu masal dünyası küçüklere olduğu kadar büyük çocuklara da sesleniyor.
Sokrates baldıran zehiri içerek ölüme mâhkum edilmiştir. Bu tarihi ana bir gece kala gardiyanı ile bugün de dünyanın her yerinde sınırları hâlâ tartışılmakta olan demokrasi, monarşi, özgürlük gibi konuları tartışırlar. Sokrates’in eşi Ksantipi eşini oradan kaçırmak üzere bir yolunu bulup cezaevine gelir ve işler karışmaya başlar. Bulgar yazar Stefan Tsanev’in yazdığı oyunda Sokrates, İsmail Bekir Ağlagül’ün çevirisiyle asırlar öncesinden düşünceleriyle kendimizi yeniden sorgulamamıza yardım edecek.
110 dk, İKİ perde, +16
Yazan Stefan Tsanev
Çeviren Bekir Ağlagül
Yöneten Mehmet Atay
Işık Tasarımı Mimart
Oynayanlar
Mehmet Atay
Oktay Dal
Hülya Dizmen
1015
YORGUN CÜMLELER GÜNLÜĞÜ
TİYATROPS
19 EYLÜL PERŞEMBE 20:30 YDÜ AKKM
Arjantinli yazar ve yönetmen Rodrigo Garcia’nın Yorgun Cümleler Günlüğü’nde keskin bir ironi ve şiirsellik içinde anlattığı, sistemin içinde savrulan insandır. Postmodern toplumda insanın konumlandığı yer, dilin sahte duyguları temsil eden emojilerle yer değiştirmesi, gerçek duyguların ne olduğunun sorgulanması, ilişkilerdeki ikiyüzlü işleyişle yüzleşme, sanal ile gerçeğin hızla birbirine geçtiği kaotik dünyadaki yeni yerimizin ne olacağı, içi boşaltılmış değer ve kavramların yerine nelerin yerleştiği ve bunlar olup biterken ürüne dönüp markalaşmamız… Ve konuşula konuşula yorgun düşmüş cümleler.
60 dk, tek perde, +16
Yazan Rodrigo García
Çeviren Yasemin Kural
Yöneten Nefrin Tokyay
Sahne ve Kostüm Tasarımı
Meltem Günaydın
Işık Tasarım - Fotoğraf ve Görsel
Ali Pişkin
Oynayan Çağlar Çorumlu
1115
YENİ DÜNYA - bİR UZAY MACERASI
nİLÜFER bELEDİYESİ kENT tİYATROSU
21 EYLÜL CUMARTESİ 14:00&16:00 LBT
Uzay hakkında bir hikâye bu. Uzay, Dünya ve kuşlar hakkında. İki ayağının üstüne kalkıp ilk kez yıldızlara bakan atalarımızdan, füzeler inşa edebilen günümüz insanına kadar devam eden bir hikâye. Bizi başka gezegenler keşfetmeye götüren büyük merakın ve hırsın hikâyesi. Oyunumuzda, insan merakının ve hırsının sınırlarını zorlayan dört farklı milletten, dört astronot, başka bir gezegende, kendi kalplerinin sınırlarını keşfederler. Ve bin yıllar süren uzay maceramızın sonunda, içindeki tüm varlıklar ve yıldızlarla birlikte şarkı söyleyen Dünya’nın sesini duyarlar. Artık aradıkları yeni bir Dünya değil, yeni bir insandır belki de…
50 dk, tek perde, +5
Yazan Pelin Temur
Yöneten Güray Dinçol
Yönetmen Yard. İbrahim Ersoylu
Dekor – Işık Tasarım Cem Yılmazer
Kostüm Tasarım Funda Çebi
Koreograf Gizem Bilgen
Müzik Burçak Çöllü
Resim Tasarım Derya Ülker Kıpçak
Maske Tasarım ve Uygulama
Pınar Akkuzu
Oynayanlar
Batuhan Pamukçu
Dilara Topuklular
Ferya Soysal
İbrahim Ersoylu
Mert Tiryaki
1215
CİMRİ
ANKAR DEVLET TİYATROSU
23 & 24 PAZARTESİ & SALI 20:30 YDÜ AKKM
Molière’in Cimri’si, Paris’in burjuva kesiminin çılgınlık düzeyine ulaşmış para tutkusunun komedyasıdır. Parayı bütün yaşamsal değerlerin üzerinde tutan, bu yüzden kendi insani özüne ve çevresine yabancılaşan insanın içine düştüğü çelişkileri, gülünç ve zavallı durumu sergiler. Oyun bu içeriğiyle, parayı temel değer ve yaşamın tek ölçü birimi sayan yaşam anlayışına eleştirel bir bakış sunmasıyla hala güncelliğini korumaktadır. “Dünyadaki insanların en az insan olanı, yeryüzündeki canlıların en katı yüreklisi, pintilerin en pintisidir. Onun sevmesinden kuru, onun okşamasından kısır bir şey olamaz. Vermek öylesine zoruna gider ki selam bile vermez kimseye, onu bile alır; yalnız alır...” Gerçekten de dedikleri kadar acımasız, katı yürekli, pinti ve kötü müdür Harpagon? İnsan doğuştan mı böyle olur? Yoksa Harpagon sadece yazılmış bir karakter midir?
135 dk, İkİ perde, +13
Yazan Molière
Çeviren Sabahattin Eyüboğlu
Yöneten Işıl Kasapoğlu
Dekor Tasarım Hakan Dündar
Kostüm Tasarım Funda Karasaç
Işık Tasarım Osman Uzgören
Müzik Kemal Günüç
Yönetmen Yard. Eda Aydınlı
Oynayanlar
Mustafa Kurt
Tolga Tecer
Gülin Ersoy
Sanlı Baykent
Ayşe Seval Ersu
Kayhan Sarıgöllü
Fulya Koçak
Gürkan Gorbil
İsmet Numanoğlu
Eda Aydınlı
Tuba Erkan Tazebaş
Gökhan Kutum
Barbaros Efe Türkay
1315
DALİ’NİN KADINLARI
Çolpan İlhan & SADRİ ALIŞIK TİYATROSU
26 EYLÜL PERŞEMBE 20:30 YDÜ AKKM
Dali’nin Kadınları her biri ayrı renk olan efsaneleri bir araya getiriyor. Çarpıcı ve değişik bir üslup ile sahneye aktarılacak olan ve absürt komedi olarak nitelendirilen, aynı zamanda müzikal, trajedi ve gerilim unsurlarının da olduğu oyunda izleyiciler, olağandışı bir yüzleşmeye tanık olacak. Bir yer, herhangi bir zaman, Edith Piaf, Frida Kahlo, Marilyn Monroe, Virginia Woolf, bir Kişi, biraz da Dali Salvador Dali, hepsi bir zihnin davetinde... Bazen diğerinin yerine geçiyor öteki, bazen kendi yerini bulamıyor, kimi zaman da dünyadan yardım istiyorlar. Bu sorgu hengâmesinde herkes diğerine şüpheyle bakarken, en şaşırtıcı sorular bir çantadan çıkıyor, en beklenmedik yanıtlar masanın altında... Sorularımız, sorunlarımız, hatta travmalarımıza dair öyle bir gümbürtü kopuyor ki, tek bir ses duyulmuyor kimseden. Müzik, dans, kahkaha, gözyaşı ve hüznün sesi dışında elbette... Hep katilin kim olduğunu merak ettik, peki hangimiz yaşıyoruz ki?”
120 dk, İkİ perde, +13
Yazan Erdi Işık
Yöneten Ali Düşenkalkar
Müzik Gürkan Çakıcı
Işık Ali Düşenkalkar
Dekor ve Kostüm Dilek Kaplan
Oynayanlar
Hatice Aslan
Devrim Nas
Hande Soral
Melda Narin Güler
Gülin İyigün
Açelya Devrim Yılhan
1415
TAVŞAN ARANIYOR
ATTA & BONTE HOND
28 EYLÜL CUMARTESİ 14:00&16:00 LBT
Üç polis dedektifi hapisten kaçan yaramaz bir tavşanı arıyor. Tavşanlar, sizin de fark etmiş olabileceğiniz gibi, kafalarına göre hareket ederler. İzin almadan önlerine gelen her yerin kazarlar, buldukları havuçları kimin olduğuna bakmadan yerler, sokağa pislerler ve kulakları kocaman olsa da asla söylenileni dinlemezler. Tavşanı bulmak için dedektifler yola çıkar ve minyatür şehrin her köşesini didik didik ararlar. Şehirde her şeyin yavaş yavaş tavşana dönüştüğü bu oyun hem çok hareketli hem de çok eğlenceli.
30 dk, tek perde, +3
Yazan&Yöneten Rene Geerlings
Çeviren Melih Gençboyacı
Repetitör Saskia Driessen
Dekor&Kostüm Realizasyon
İlayda Çeşmecioğlu
Oynayanlar
Almıla Bayraktar
Anıl Çalım
Derya Cumaoğlu
Oya Bacak
Sertaç Nicholas Güder
Simel Keçicioğlu
1515
HÜZÜN ANA VE ÇOCUKLARI
LEFKOŞA BELEDİYE TİYATROSU
02 & 03 ÇARŞAMBA & PERŞEMBE 20:30 LBT
Hüzün Ana ve Çocukları oyununu, Kıbrıs Türk şiirinin usta adı Fikret Demirağ’ın şiirlerinden Yaşar Ersoy oyunlaştırıp sahneledi. Kıbrıs’ın 8000 küsur yıllık tarihini destansı bir dille anlatan oyunda, ada tarihinde yaşanan büyük altüst oluşlar, istilalar, gelip geçen egemenlikler, hüzünler, acılar, göçler tragedyanın görkemli diliyle yansıtılmaktadır. Bir karşı tarih niteliğinde sahnelenen oyun aynı zamanda bir “Barış Manifestosu” niteliğindedir. Şair Fikret Demirağ’ın ifade ettiği gibi “Bir karşı şiir gerek bize, sarsıcı, silkeleyici bir karşı şiir.” LBT olarak bizler de şairin söyleminden yola çıkarak bir karşı tiyatro, sarsıcı, silkeleyici bir karşı tiyatro yapmaya çalıştık. “Hüzün Ana ve Çocukları” oyunu, tiyatro denilen sahnede Kıbrıs’ın tarihiyle, insanıyla, yaşananlarla bir yüzleşmedir.