17 Yıldan sonra Aile Yasası değişti!

17 Yıldan sonra Aile Yasası değişti!

 

 

Feminist Atölye
info@feministatolye.org

 

En son 1998 yılında değiştirilen Aile Yasası, feminist milletvekili Doğuş Derya’nın BM Çocuk Hakları Sözleşmesi, CEDAW ve Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddeti Önlemeye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi prensiplerine göre hazırlayıp sunduğu değişiklik önerilerinin 22 Haziran 2015 tarihinde mecliste oybirliği ile onaylanmasından sonra değişti. Yapılan değişiklikler çocuk ve kadın hakları başta olmak üzere, bireysel hak ve özgürlüklerle ilgili çeşitli iyileştirmeler içeriyor.

Feminist Atölye olarak toplumsal cinsiyet eşitliği başta olmak üzere evrensel insan haklarına uyumlu bir Aile Yasası için yapılan çalışmaların bir parçası olduğumuz için ve bu çalışmaların sonucunu bugün kabul edilen Aile Yasası Değişiklik önerisi ile almış olmaktan dolayı mutlu ve umutluyuz. Bu yasa değişikliği ile ilgili çalışan herkesi kutlarız. Özellikle bu yasaların değişmesi için önerileri hazırlayan Doğuş Derya’yı. Hep söylediğimiz gibi kadınların temsilinin artması gibi feministlerin de karar alma mekanizmalarına gelmesi önemlidir. FEMA olarak eşitlik talebimizi her zaman olduğu gibi bundan sonra da hayatın tüm alanlarında bu yolda çalışan diğer örgütlü arkadaşlarımızla birlikte devam ettireceğiz. Yaşasın feminist dayanışma!

Aile Yasasının değişmesi sürecinde yasada en çok vurgulanan konu soyadı konusuydu. Bunun yanı sıra kadınların yasalar karşısındaki statüsünü iyileştirmeye yönelik bir dizi düzenleme de yapılmıştır. Özellikle evlenme-boşanma esasında çıkabilecek sorunların minimalize edilmesinde önemli bir adım atılmıştır. Yeni yasayla birlikte gelen değişimler şöyle:

1. Boşanma durumunda Mahkeme çocuğun velayetini hangi ebeveyne vereceğine karar vermeden önce çocuğun yaşı, fiziksel sağlığı, ruhsal durumu, maddi ve manevi ihtiyaçları ile ana ve babanın fiziksel sağlığı ve ruhsal durumunu göz önünde bulunduracak.
2. Velayeti belirlerken Mahkeme yedi yaşında olan ve yedi yaşından büyük çocukların hangi taraf ile birlikte yaşamak istediklerinin tespitini yapabilmek maksadıyla kamu sağlık kuruluşuna bağlı çalışan uzman çocuk psikiyatristi veya psikoloğundan aldığı görüşü göz önünde bulunduracak. Bu görüşler doğrultusunda Mahkeme, çocuğun kendisi ile ilgili kararları anlayacak bir olgunluğa sahip olduğuna kanaat getirirse hangi tarafın velayetine verilmek istediği hususunda çocuğun görüşlerine öncelik verebilecek.
3. Mahkeme, çocuğun velayetini taraflardan birine vermeden önce, çocuğun esenliği ve sağlığını gözetmek maksadıyla, çocuğun yaşayacağı ev ortamı ve sosyal çevre ile eğitim göreceği okul hakkında Sosyal Hizmetler Dairesinden aldığı görüşü göz önünde bulundurabilecek.
4. Nafaka ödemelerinde yapılan düzenlemeler ile artık lisans eğitimi devam eden 18 yaşını bitirmiş çocuklar lisans eğitimi alınan eğitim kurumunun olağan süresinin bir buçuk katı kadar bir süreyi aşmayacak şekilde nafaka almaya devam edebilecek. Böyle bir durumda Mahkeme hükmedilen nafakanın, ödemeyi yapacak olan tarafın maaşından kesilmesine ve/veya ödemeyi alacak olan tarafın banka hesabına yatırılmasına emir verebilecek.
5. Evlilik birliğinin tarafları, üzerinde uzlaşmaları halinde, ikisinden birinin soyadını aile soyadı olarak taşıyacak. Bu durumda bekârlık soyadı aile soyadı olmayan eş, evlenme bildirimi sırasında imzaladığı beyanname dışında başka hiçbir yasal işlem yapmaksızın bekârlık soyadını aile soyadından önce taşıma hakkına sahip.
6. Aile soyadı konusunda taraflar arasında bir uzlaşı sağlandığı durumda, çocuklar aile soyadı olarak belirlenmiş soyadını alacak.  Ancak çocuklar için doğum belgesi, kimlik, pasaport ve benzeri resmi evraklar düzenlenirken, bekârlık soyadı, aile soyadı olmayan ebeveynin kendi bekârlık soyadını, başka hiçbir işlem yapmaksızın soyadı hanesine ve aile soyadından önce kaydettirme hakkı olacak.
7. Aile soyadı konusunda taraflar arasında bir uzlaşı sağlanamadığı durumda, taraflar, bekârlık soyadlarını taşımaya devam edeceklerine ilişkin evlenme bildirimi sırasında imzaladıkları beyanname dışında başka hiçbir yasal işlem yapmaksızın, bekârlık soyadını kullanmaya devam edebilecek.
8. Evlilik akdi sonrasında bekârlık soyadlarını kullanmaya devam eden taraflar, doğacak çocuklara, doğum belgesi çıkarırken verilecek beyan dışında başka hiçbir işlem yapmaksızın, önce ana sonra baba soyadı olmak üzere her iki soyadını da aile soyadı olarak verebilecek. Bir çocuğun ebeveyninin birden fazla soyadı olması durumunda, her bir ebeveyn kendi seçeceği bir soyadını çocuğa verebilecek ve bu soyadları önce ana sonra baba soyadı olarak kaydedilecek. Böyle bir durumda her çocuğun en fazla iki soyadı olabilecek.
9. On sekiz yaşını bitiren her çocuğun, Mahkemeye başvurarak ebeveyninden birinin veya ikisinin soyadı olacak şekilde soyadı değiştirme ve/veya soyadı alma hakkı var.
10.  Değişiklik Yasasının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 yıl içinde halihazırda evli olan  çiftlerin on sekiz yaşını tamamlamamış çocukları için eşler, Soyadı maddesinde yer alan değişikliklerden birine istinaden Nüfus Kayıt Dairesine birlikte başvuruda bulunarak çocukların soyadlarında değişiklik yapabilecek.
11. Değişiklik Yasasının yürürlüğe girdiği tarihte boşanmış olan çiftlerin on sekiz yaşını tamamlamamış çocukları için, bekârlık soyadı aile soyadı olmayan ana veya baba, Soyadı maddesinin  (4)’üncü fıkrasına istinaden Nüfus Kayıt Dairesine başvuruda bulunarak çocuğun soyadı ile ilgili değişiklik yapabilecek.
12. Koruma Emri’nde yapılan geliştirme sonucunda artık sadece evli veya boşanmış çiftler değil, evli olup olmadıklarına veya aynı evde yaşayıp yaşamadıklarına bakılmaksızın, bireyler ve aile fertleri koruma emrinden yararlanabilecek.
13. Şiddet mağdurları artık tek taraflı dilekçe ile Mahkemeye başvurmak yanında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesine bağlı çalışan Şiddeti Önleme ve Danışma Merkezine başvurarak bir istida ile kendisi adına koruma emri başvurusu yapılmasını talep edebilecek.
14. Mahkeme, mağdur olan tarafın korunması için aşağıdaki koruma emirlerinden uygun gördüklerini verebilecek:
A) Aleyhine koruma emri verilen tarafın, diğer tarafın veya diğer aile fertlerinin konutuna, taşınmaz malına, okuluna veya işyerine girmekten men edilmesi
B) Aleyhine koruma emri verilen tarafın, diğer tarafın veya diğer aile fertlerinin iki yüz metre mesafesine yaklaşmaktan men edilmesi
C) Aleyhine koruma emri verilen tarafın, diğer tarafla, aile fertleri ve varsa çocuklar ile yazılı, sözlü, telefon, elektronik posta, telefon mesajı, sosyal medya veya sair iletişim araçlarını kullanarak iletişim kurmaktan men edilmesi
D) Aleyhine koruma emri verilen tarafın, çocukla kişisel ilişkisinin refakatçi eşliğinde yapılması, sınırlandırılması veya kaldırılması
E) Aleyhine koruma emri verilen kişinin ruhsatlı ateşli silahı bulunması veya görevi gereği ateşli silah taşıması halinde, ateşli silah bulundurmaktan ve/veya taşımaktan men edilmesi ve ruhsatlı silahını Polis Genel Müdürlüğüne veya görevi gereği kendisine verilen silahı görev yaptığı kuruma teslim etmesi
F) Polis Genel Müdürlüğü tarafından yedi gün yirmi dört saat esasına göre görevlendirilecek polis mensupları ile fiili koruma sağlanması
15. Koruma emri için yapılan bireysel başvurular veya kişinin talebi ile Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesine bağlı olarak hizmet veren Şiddeti Önleme ve Danışma Merkezleri aracılığıyla yapılan başvurular, bildirimler, düzenlenecek belgeler, resmi mercilerce yapılacak işlemler ile bu Yasaya göre verilen kararların tebliğ, icra ve ifası için yapılan işlemlerden vergi, resim, harç ve benzeri hiçbir masraf alınmayacak.
16. Koruma emri için Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesine bağlı olarak hizmet veren Şiddeti Önleme ve Danışma Merkezlerine yapılan başvurulara adli yardım hizmeti sunulabilecek. Koruma emri amaçlı adli yardım hizmetinin usul ve koşulları, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi ile Barolar Birliği tarafından hazırlanıp Sosyal Güvenlik İşleriyle Görevli Bakanlıkça önerilecek Bakanlar Kurulunun onayı ile yürürlüğe konularak Resmi Gazete’de yayımlanacak bir tüzükle düzenlenecek.
17. Adli yardım, aylık geliri asgari ücretin bir buçuk katını aşmayan kişilere sağlanabilecek. Adli yardımın karşılanabilmesi amacıyla Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi bütçesine her yıl yeterli ödenek koyulacak ve bu bütçe yalnızca adli yardım maksadı ile harcama yapılabilecek şekilde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi Müdürü tarafından yönetilecek.
18. Çocuğun nesebinin sahih addolunması ile ilgili red davalarında ispat yükümlülüğü davacı tarafa ait olacak ve ispati mümkün kılacak bilimsel testlerin yapılması kolaylaşacak.
19. Boşanma sonrasında mal paylaşımının nasıl olacağına karar verirken Mahkeme Boşanma davası açıldığı tarihte, davanın dinlenilmesine başlanmazdan önce taraflardan, paylaşıma konu mevcut mal varlıkları ile paylaşıma konu olup boşanma davasının açıldığı tarihten en fazla iki yıl önce elden çıkarılmış tüm mal varlıklarının liste halinde dökümünü ve/veya satış belgelerini ve/veya kayıt belgelerinin ve/veya sahipliğini kanıtlayan belgelerin suretlerini isteyecek. Verilmesi gereken belgelerin zamanında sunulmaması ve/veya yanıltıcı belgelerin sunulduğu kanısına taraflardan biri tarafından varılması ve/veya taraflardan birinin, diğerinin sahip olduğu mal varlığı hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını gösteren koşulların varlığı halinde, ilgili tarafın müracaatı üzerine Mahkemenin vereceği emre uygun olarak banka, şirket ve/veya diğer kişi ve/veya makamlar, kişilerin hesap veya mal varlıkları hakkındaki sahip oldukları belge ve bilgileri Mahkemeye sunmak zorunda olacak.
20. Boşanma davası açıldığı tarihten en fazla iki yıl önce elden çıkarılmış paylaşıma konu malların getirisi, evlilik birliği maksatları için değil de, diğer tarafın onayı olmaksızın taraflardan sadece birinin menfaatine harcanmışsa, paylaşıma konu mal varlığının elde bulunan kısmından, aynı miktardaki kısım, Yasa’da öngörülen paylaşım oranları dahilinde kalmak suretiyle diğer tarafa öncelikle verilecek veya onun lehine hesaplanacak.
21. Evlilik birliği içerisinde edinilen ve dava tarihinde mevcut olan borçlar, bütünüyle bir tarafın kusuru sonucunda ve evlilik birliği maksatları dışında edinilmiş ise kusursuz taraf, mal paylaşımı esnasında bu şekilde edinilmiş borçların taraflar arasında paylaştırılmamasını veya kusurlu tarafın üzerinde bırakılmasını talep edebilecek.
22. Evliliğin iptali veya boşanma kararıyla sona erdirilmesi için dava açıldığı zaman, dava sona erinceye veya paylaşıma konu mallar paylaşılıncaya kadar, ailenin ortak kullanımına özgülenmiş ve eşler arasında paylaşıma konu olan konutta kalmaya ve ev eşyasını kullanmaya hangisinin devam edeceği konusunda eşler anlaşabilecek. Eşlerin aile konutunda kimin kalacağı ve ev eşyasını kimin kullanmaya devam edeceği konusunda anlaşamamaları halinde, Mahkeme olayın özelliklerini, eşlerin ekonomik ve sosyal durumlarını ve varsa çocukların menfaatlerini göz önünde bulundurarak bu hakka hangisinin sahip olacağına, taraflardan biri tarafından yapılacak istida üzerine karar verebilecek. Mahkeme böyle bir karar verirken kalma ve kullanma süresini de belirleyecek. Mahkeme, aksine karar vermedikçe hak, belirlenen sürenin bitiminde kendiliğinden sona erecek. Mahkeme bu süre zarfında taşınmaz malı kullanma hakkını elinde tutan tarafın bu hakkını kullanmasına engel olabilecek her türlü işlemin yapılmasını engellemek maksadıyla uygun ve adil gördüğü emri verebilecek.

Dergiler Haberleri