UBP’li hükümet belediyeleri sözde birleştirerek aslında kapatarak reform yapacağını bu nedenle yerel seçimlerin Anayasa’ya aykırı olarak ertelenmesini sağladı.
Bu konu ilk gündeme geldiğinde dönemin başbakanı Faiz Sucuoğlu “6 ilçe, 6 belediye” diyerek her ilçede 2 belediye olacağını işaret etmişti.
Faiz Sucuoğlu gitti, yerine adaşım Ünal Üstel tayin edildi. UBP’nin belediyeleri kapatma anlayışı değişmedi. Ama sayı konusunda değişik görüşler ortaya çıktı.
Nihayet Haziran sonu Anayasa’ya rağmen seçimin 27 Kasım’a ertelenmesi ve mevcut belediye başkanlarının görevlerine devam etmesi konusundaki karar meclisten geçirildi.
Haziran sonunu beklemelerinin nedeni ise olası Anayasa’ya aykırılık başvurularını zaman geçmiş olduğu gerekçesiyle bertaraf etmekti.
Ardından meclis tatile girdi. Ancak komitelerin tatilde de çalışacağı ve bu sözde reformu yapacaklarını iddia ettiler.
Komite gerçekten çalıştı. Belediyelerin birleştirilmesiyle ilgili kriterler belirlendi. Sonra bu kriterlere göre birleştirilecek belediyelerin belirlenmesi için başbakana verildi.
Başbakan henüz komiteye hangi belediyelerin birleştirileceği ile ilgili dönüş yapmadı. Anladığım kadarıyla bu konuda henüz netleşmiş bir görüş yok.
27 Kasım’da yerel seçime gideceğimize göre seçim yasakları 27 Eylül’de başlayacak. Bu durumda önümüzde çok sınırlı bir takvim var. Ama hükümetin acelesi yok. Üstelik köy örgütlerinden yükselen “istemezük” sesleri artıyor.
Kulislerde konuşulan iki önemli nokta var.
Birincisi 27 Kasım’da 28 belediye ile seçime gitmelerinin mümkün olamayacağı, bu nedenle en sorunsuz bölge gibi görünen güney mesarya belediyelerinin pilot bölge olarak seçilmesi ve seçime böyle gidilmesi.
İkincisi de uzlaşılabilirse 18 beldiye ile seçime gidilmesi. Lefkoşa’da 3, Mağusa’da 5, Girne’de 4, İskele’de 4, Güzelyurt ve Lefke de 1’er belediye olmak üzere toplam 18 belediye ile seçime gidilecek.
Ancak yine kulis bilgilerinda Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın kendilerine “eğer 6 ilçe, 6 belediye, toplam 12 belediye olmayacaksa bırakın böyle kalsın” dediği de vardır.
Komitede belirlenen birleştirme kriterleri henüz açıklanmadı. Ancak basına sızdığı kadarıyla belediyelerin nüfusu, yakınlığı, kültürel yapısı, gelenek ve görenekleri gibi kriterler belirlendi.
Ancak hiç kimse belediyelerin neden kapatılmak istendiğini net olarak açıklayamıyor. Bu daha çok yıllardır TC ile imzalanan hemen her ekonomik protokolda var olduğu için yapılmak isteniyor. Üstelik bu yıl protokola bu amaçla 450 milyon TL ödül kondu.
Anladığımız kadarıyla hükümet bu parayı almak için illa bazı belediyeleri kapatmak ve işte yaptık demek için bu konuda ısrar ediyor.
Belediyelerin reform ihtiyacı yok mu?
Elbette vardır. Hem de çok yakıcı biçimde vardır. Ama bu yapılacak olan ihtiyaç duyulan reform değil. Zaten bunun yalnızca adı reformdur.
Reformun asıl amacı halka en yakın yönetim yeri olan belediyelerin hizmet kalitesini çeşitlendirmek ve artırmak, bunun için mali yapılarını güçlendirmek ve etkin denetim mekanizmaları kurularak fuzuli harcamaları, fuzuli isdihtamları engellemek olmalıdır.
Ayrıca belediyelerin başta kanalizasyon altyapı sistemleri ile arıtma tesisi ihtiyaçlarını karşılayacak proje ve kaynak temininde devlet desteğinin sağlanması gerekmektedir.
Yoksa siz Yeni Erenköy ile Dipkarpaz belediyesini birleştirmekle aslında hiçbir kritere uymadığınız gibi amaca da hizmet etmezsiniz.
Ama kendisi sadece gününde maaş ödemekle övünen bir hükümet belediyeler için başka bir vizyon geliştiremez.
Belediyelerin bağlı olduğu İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler dün katıldığı bir programda yerel seçimlerle ilgili bir sorunlarının olmadığını söyledi ve “Belediyelerde birleştirme yapılarak seçime gidileceği düşüncesindeyim” dedi.
Yani henüz net bir durum yok. Sayın bakan hala düşünüyor. Düşünmeye devam etsinler nasılsa bu ülkede zaman çok.
Birileri bu hükümete ve bizi yönetenlere artık zaman kalmadığını, harcanan her günün geleceğimizden, çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceklerinden çalındığını hatırlatmasının zamanı geldi de geçiyor.