Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs'ta çözüm çabalarında ihtiyatlı iyimserliğini koruduğunu, 1 Aralık mutabakatına uyulmasından da memnun olduğunu ve çözüm için çabalarını bıkmadan usanmadan sürdüreceğini söyledi.
Akıncı, Kıbrıs'ta çözüm çabalarının Kıbrıs Türk tarafının ciddi katkısıyla bugünlere geldiğini ve 1960'tan bu yana yapılmayan Kıbrıs'la ilgili 5'li konferansın yapıldığını belirterek bundan sonra ucu açık süreç olmadığını vurguladı.
Cenevre'de eşit katılımlı bir konferans yapıldığını; çözüme destek belirtilerek çözüm zamanı olduğunun vurgulandığını kaydeden Akıncı, Türkiye'yle yürütülen yakın diyalog ve işbirliğinin bundan sonra da devam edeceğini, Türkiye'nin süreci desteklemesinin büyük önem taşıdığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı olarak sorumluluğun ağırlığının bilinci içinde, gelecek kuşakları düşünerek her adımda vicdan muhasebesi de yaparak ilerlettiği bir süreç yaşandığını vurgulayan Akıncı, Cenevre'deki mutabakat uyarınca, 5 taraflı çalışma gruplarının 18 Ocak'ta İsviçre'nin Mont Pelerin kasabasında toplanacağını; Kıbrıs Türk tarafının Müzakereci Özdil Nami'nin başkanlığında bir grubun temsil edeceğini açıkladı.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs müzakerelerinin ve 5'li Kıbrıs Konferansı'nın yapıldığı Cenevre'deki temaslarını tamamlayarak bu gece saat 20.00 sıralarında yurda döndü.
Akıncı, Ercan Havalimanı'nda basına açıklama yaptı, soruları yanıtladı.
Haritalarla ilgili spekülasyonların doğru olmadığını belirten Akıncı, Cenevre'deki konferansın şekli ve katılımcıları konusunda kendilerinin dediğinin olduğuna işaret ederek, "Bu tam anlamıyla 5'li bir konferans oldu. 2 taraf da eşit şekilde yer aldı. Güvenlik Konseyi üyeleri yer almadı, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin temsiliyeti diye birşey olmadı. BM gözetiminde bugüne dek yürütülen 2 tarafın pozisyonu neyse o şekilde başladı ve sürdü. AB'ye gözlemci statü verilmesi de 2 tarafın onayıyla oldu, tek taraflı olmadı. Bundan sonra da AB'nin statüsü bu şekilde devam edecek" ifadelerini kullandı.
Güvenlik ve Garantiler başlıklarında süreci sonuca götürecek bir modaliteyle çalışmalar yapılacağını kaydeden Akıncı, tarafların pozisyonlarını ortaya çıkaracak bir çalışmanın ardından nihai kararı siyasi seviyede yeniden toplanacak konferansın vermesiyle bir sonuca gidileceğini söyledi.
KONFERANS MUHTEMELEN OCAK SONU
Akıncı, konferansın tarihinin belli olmadığını ancak çok uzak bir tarih olamayacağını, muhtemelen ocak sonu olabileceğini çünkü kimsenin bu işi ilanihaye incir ipi gibi uzatma tavrı olmadığını; Yunanistan'ın 10 gün erteleme talebinin bile tüm taraflarda rahatsızlık yarattığını kaydetti.
Konferansın bitmediğinin altını çizmek istediğini dile getiren Akıncı, çalışma grupları düzeyince başlayacak çalışmanın daha sonra üst düzeyde süreceğini dışişleri bakanları ve başbakanlar düzeyine çıkacağını ve sürecin ya bir çözümle ya da başarısızlıkla sonuçlanacağını söyledi.
"İHTİYATLI İYİMSER"
Cumhurbaşkanı Akıncı, Cenevre dönüşü duygularının ne olduğu konusunda özetle "1 Aralık mutabakatının uygulanmasından memnunum. Sürecin belirsizliğe itilmediğini söylemek isterim. Bu çalışmaların başarıyla biteceğine dair yüzde yüz garanti var mı, orada ihtiyatlı iyimserim. Başarıyla sonuçlanması için haklarımızı sonuna kadar koruyarak yolumuza devam edeceğiz" dedi.
Kıbrıs müzakerelerindeki altı başlığın tümünün masada olduğunu belirten Akıncı, konuların eş zamanlı sonuçlanması halinde sonuca gidilebileceğini söyledi.
Mont Pelerin'de tarafların paralel masalarda eş zamanlı olarak sonuca gitmeye çalışacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, dönüşümlü başkanlık ve kararlara etkin katılımın Kıbrıs Türk tarafının olmazsa olmazları olduğunu yineledi.
Akıncı, bunlar yer almazsa bir çözümün olmayacağını belirterek "Anastasiadis'le demeç savaşı vermek istemem ama bu kadar açık" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı olarak sorumluluğun ağırlığının bilinci içinde, gelecek kuşakları düşünerek her adımda vicdan muhasebesi de yaparak ilerlettiği bir süreç yaşandığını vurgulayan Akıncı, şöyle dedi:
"Artık garantör ülkeleri de sürece iterek hep birlikte bu süreci bitirme ve sonuç alma heyecanını yaşarken sabırlı olmak ve referanduma giden bu süreci desteklemek, desteklenemiyorsa en azından referandum gününü beklemek gerek. Çünkü henüz ortada her şeyiyle bitmiş ve benim bile evet tamamdır 'hade sandıklara gidip evet diyelim' diyeceğim bir metin henüz ortaya çıkmış değil. O noktaya gelene dek sabırlı temkinli ihtiyatlı olmak ve Kıbrıs Türk halkına destek olmak gerekir."
Akıncı, Kıbrıs Türk halkının çok açık ve net şekilde Türkiye'nin güvencesinin devamını istediğini, bunda saklanacak bir şey olmadığını, bunu, konferansta da seslendirdiklerini belirterek ancak 1960'tan bugüne geçen sürede güvenlik ve garantilerin yeni şartlara uyarlanması ancak bunun diğer taraf için tehdit olmaması gerektiğini anlattı.
Akıncı, bunun konferans sonuç bildirgesinde de yer aldığını hatırlatarak "Bir taraf kendini güvende hissetmezse nasıl çözüm bulacağız?" diye sordu.
Cumhurbaşkanı Akıncı, IMF ve Dünya Bankası'nın liderlerin onayıyla çözümün maliyeti ve tazminatlar konusunda çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.
Akıncı, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e, Cenevre sürecine yerinde destek veren siyasi partilere ve sivil toplum örgütlerine ve kendilerini yakından izleyen halka da teşekkür etti.