1975’e gelindiğinde daha 10 yaşındaydım ama müzik, her zaman doğduğum günden beri kulaklarımda yer etti.
Örneğin o yıllarda Yasemin Kumral’ın seslendirdiği “Girne’den Yol Bağladık Anadolu’ya” şarkısı, ardından gelen “Sosisli Enosis...” diye aklımda kalan, “KIBRIS FİLMİ-SOSİSLİ ENOSİS-” isimli plakta, Ateş Böcekleri’nin anlatımıyla bütünleşen tiyatral bir şarkı da vardı kulaklarımda.
Bunlar ve bu gibi şarkılar, 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Harekâtıyla ilgili yapılan plâkların başında geliyordu. Başında geliyordu diyorum çünkü, arşivcilik ve koleksiyonculuk dürtülerimle söz konusu “savaş plâklarının” peşine düşecektim yıllar sonra.
Söz konusu plâk arayış ve satın alma serüvenine düşmeden önce biraz gerilere gitmek istiyorum.
O günleri bizlere hatırlatacak olan sayısız plâğın var olduğu bilgisini öncelikle sevgili Mehmet Ertuğ’dan aldım. Bu konuda elinde, plâklardan kaydedilmiş bir kaseti kendime de çekmem için bana vermişti. İşte bu aktarım sürerken dostum Mustafa Öncü'den, bir kaynak haberi daha aldım ve hemen üzerine daldım. Gittigidiyor.com benim için çölde bir vaha olmuştu.
74’deki harekât sonrasında harekâtla ilgili Türkiye’de yoğun bir üretimin yapıldığını bu konuda araştırma yapmaya ve bu alış-veriş sitesine girince gördüm. Hani 3-5 plâk değilmiş bunlar, 150-200’e yakın bir üretim yapılmış harekât münasebetiyle.
Öyle ki Fikret Kızılok'tan tutunuz da, Füsun Önal, Ateş Böcekleri, Nesrin Sipahi, Özay Gönlüm, Aşık Mahsuni Şerif, Ayla Algan'a kadar bildik bazı sanatçıların bu konuda çalışmaları olduğunu gördüm. Ama bu gördüklerim meğer buz dağının görünen kısmıymış.
Sitede bir anda savaş plâklarının peşine düştüm.
Kurduğum irtibatlar ve döktüğüm paralar neticesinde, bu konuda böylece tahmin ettiğim gibi Türkiye'de Kıbrıs harekâtına yönelik 200'e yakın 45’lik (45 devirli) plağın, irili ufaklı plâk şirketlerinden piyasaya sürüldüğünü gördüm.
Bir yandan siteden alışveriş yaparken diğer yandan İzmirli bir arkadaş, bu plâklar üzerine üniversitede bitirme tezi yaptığını ve artık bu plâklara ihtiyacı olmadığını, dilersem bana satabileceğini söyleyince, kör istemiş bir göz Allah vermiş iki göz misali; teklifini hemen kabul ederek, yaklaşık 50 adet plağı özel siparişle arşivime kattım böylece.
Kimileri cover’siz (kapaksız) olsa da genellikle cover’li olarak bugün itibarıyla 170’e yakın plağı arşivime aldım.
Şarkıların nitelik (ya da müzikal niteliksizliklerinden) başka, kapakları (cover) da apayrı bir kaynak oluşturuyordu. Öyle ki; Kıbrıs haritası, asker resimleri hatta Ecevit'in resimleri bile böylesi plâk kapakları arasında yer almaktaydı.
Türkiye müzik sektöründe tam bir “piyasa” yaratılmıştı 1974 Kıbrıs Harekâtıyla ilgili.
Dedim ya; irili ufaklı plâk şirketleri de vardı, eminim bu şirketlerin birçoğu sırf bu “piyasadan” maddi kazanç elde etmek için kurulmuş nitelikteydi. Zaten bu şirtketlerin varlık sürecini takip eden görecektir ki 3-5 aylık ömürleri olmuş.
Plâkların içeriğimi?
Birçoğu düşmana! Karşı küfür-hakaretlerle dolu.
2009 yılıydı sanırım, bu plâkların bazılarının şarkı sözlerini çözüp gazeteden paylaşmıştım.
İşte o zaman bu küfürlerin plâklarda nasıl yer alabildiğini, hani bir denetlemenin olmadığını anlıyor insan.
Ayrıca şunu da söylemek gerekir ki, dinlediğim plâklar için müzikal değerlendirme yapmam gerekirse; bu örnekler içerisinde gerek söz gerekse müzik açısından bayağı zorlamaların olduğu ve bunun da prozodi hatalarından "basit" melodilerle, sırf "güne denk düşmek" adına yola çıkıldığı görülebilmektedir.
Bu çalışmalar içerisinde; Sıla-4'ün 1974 Kıbrıs Harekâtı öncesinde yaptıkları ama gündem dolayısıyla (bence kendilerinin bile haberi olmadan) yeniden satışa sunulan plâkları “ilginç” olaylardan biriydi.
1974 Kıbrıs Harekâtıyla ilgili Yunanistan’da da çıkan “Kipros” isimli bir plağın kapağını da bir siyede görüp kendime kaydettiğimi belirtmek isterim. Ağıt niteliğinde bir plak olduğunu sanıyorum. Birgün belki onu ve onun gibi başka çalışmalar da varsa arşivime alırım diye ümit ediyorum.
Diyeceğim o ki; savaş’ın kazanan tek bir tarafının var olduğunu hep söylemiş, savunmuştum yıllarca... Silah Tüccarları... ama bu “savaş sektörünün” sadece silah satışlarıyla yürümediğini, tekstil ürünlerinden müzik sektörüne kadar bir başka pazara da sahip olduğunu görüyoruz.
Tıpkı Amerika’da her savaşla ilgili olayda patlama gösteren bayrak satışları gibi.
Özellikle bayrak tutkunu bir ülke iseniz, elbette bunun da ticari bir boyutu olacaktır diye düşünüyorum.
1974 Kıbrıs Harekatı Plâkları da işte böylesi bir “ticari” zaman dilimiydi Türkiye müzik sektörü için...