2015 YGS Sonuçlarının Söyledikleri

Salih Sarpten

ÖSYM sözünde durdu ve 2015 YGS sonuçlarını geçen yıla göre daha erken bir tarihte açıkladı. Geçtiğimiz yıl sınavdan 6 gün sonra açıklanan sonuçlar bu yıl 5’inci günde açıklandı.

ÖSYM tarafından açıklanan 2015 YGS sonuçlarına bağlı olarak bazı sayısal bilgilere dikkatinizi çekmek istiyorum. Önce o sayısal bilgilerden biraz bahsedeyim. ÖSYM bölgeler bazında detaylı verileri paylaşmadığı için, aşağıdaki verilerle ülkemiz liselerinde öğrenim görenlerle ilgili detaylı bir yorum yapmak pek mümkün değil. Ancak genel ortaöğretimimiz, tamamen bu sınav üzerine kurgulandığına göre buradaki sayısal sonuçların da dikkate alması gerektiğini düşünüyorum. İşte o sonuçlar:

• Sınava 1 milyon 986 bin 995 kişi girdi ve ne yazık ki bunlar 42 bin 555 kişisi sıfır çekti (acaba bizim okullarımızdan sınav giren kaç öğrenci sıfır çekti). Yani sınav notu hesaplanacak ölçüde doğru yanıt çözemediler…
• Sınava girenlerin %68,88’u 180 ve üzerinde puan alarak LYS’lere girmeye hak kazandı.
• 2015 YGS’de sınava giren erkek adaylar daha çok olmasına rağmen, kızlara göre daha başarısız oldu. Erkeklerin %66.01’i 180 barajını geçerken, kızların %72.26’sı 180 ve üzerinde puan aldı.

Yukarıdaki bilgiler olağan sonuçları ifade etse de birazdan okuyacağınız verilerin habercisi durumunda oldukları aşikar… 2015 YGS sonuçlarına göre, sınavda yer alan testlerin başarı ortalamaları şöyle:

• Türkçe: 15.8, Sosyal Bilimler: 10.7, Temel Matematik: 5.2, Fen Bilimleri: 3.9

Türkiye’deki eğitim bilimciler, bu verileri geçmiş yıllardaki verilerle karşılaştırdığında Sosyal Bilimler, Matematik ve Fen Bilimleri’nde hemen hemen aynı, Türkçede ise dramatik bir düşüşün olduğunu söylüyorlar. Geçmiş yıllarla karşılaştırma yapıldığında durum böyle olabilir. Ancak bu olgu çok daha vahim olan bir durumun görülmesini engellememeli…

Bir ülkenin “Matematik” ve “Fen Bilimleri” alanındaki başarısı bu kadar düşük olamaz, olmamalı… Bu konuda bizim ülkemizdeki durum nedir yorum yapmak zor. Ancak bizde de bundan çok farklı olduğunu düşünmüyorum.

Peki, ama neden böyle? Neden matematik ve fen bilimleri öğretimi açısından diğer ülke öğrencilerinden gerideyiz?

Aslında temel neden, eğitimdeki anlayış… Ne yazık ki bizim sahip olduğumuz anlayış söyle; Matematik ve Fen’i tamamen olgunlaşmış ve durağan bir bilgi yığını olarak görüp, öğrencileri de bilgi bütününün en üst düzeyde aktarılacağı bir kitle olarak haline getirmektir. Bu durumda öğretim yöntemleri de olabildiğince öğretmen merkezli ve bilginin aktarılması şekline bürünmektedir.

Oysa çağdaş eğitim yaklaşımlarda durum bundan çok farklıdır. Matematik ve Fen’in, bir bilgi birikimi olmaktan çok, bunun nasıl elde edildiği ile ilgili süreçleri ve yöntemleri de içine alan ve sürdürülmesi gereken bir miras olarak görülmektir. Dolayısıyla öğretmenin ne yaptığından çok öğrencinin zihinsel ve bedensel olarak ne yaptığı eğitimciler için daha önemli olmaktadır. Öğrencinin pasif olarak öğrenmesinden çok, tıpkı bir bilim insanı gibi gereksinim duyulan bir bilgiyi ortaya çıkarmaya ve değerlendirmeye yönelik etkinliklerde bulunması, aktif olarak bilgiyi üretmeye ve edinmeye çabalamasıdır.

Belki de bu alanlarda uluslararası düzeyde bilim insanları yetiştiremememizin temel nedeni taşıdığımız anlayıştır… Bir an önce bu anlamdaki anlayışımızı değiştirmeliyiz. Çünkü 21. Yüzyılda ‘bilgi toplumu’ olabilmenin temelinde bilim ve teknoloji üretecek insanların varlığı yatmaktadır. Başka bir ifadeyle, okullarında özellikle fen ve matematik alanlarda başarı gösteren toplumların ürünü, geleceğe yön verecektir.

---------------------------------------------------------------------------


Aklınızda Bulunsun

Merkezi Sınavın Böylesi

Yandaki resimde insanların ne yaptığını anlayamamış olabilirsiniz. Kısaca açıklayım… Hindistan Eğitim Sistemi’ne göre 10’uncu sınıfı tamamlamak için öğrenciler bir merkezi sınav girmek zorundalar. Yandaki görüntü işte bu sınavın gerçekleştirildiği bir okuldan…

Hindistan’daki 1.4 milyon öğrencinin girdiği bu sınavda, veliler çocuklarına kopya verebilmek için binalara tırmandı… Ancak yaşananlar bu kadarla da kalmadı. Veliler, çocuklarına kopya kağıtlarını ulaştırmak için dört katlı bir binaya tırmandığı olayların ardından açıklama yapan Eğitim Bakanı Praşant Kumar Şahi, "Velileri vursa mıydık? Her öğrenciye ortalama dört ya da beş kişi yardım ediyordu" dedi. Bazı velilerin kopyaların yazılı olduğu kağıtlarından uçak yaparak pencerelerden içeri attığı gözlemlendi. Sınavlar sırasında çok sayıda velinin gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı belirtildi.

Bu sınavının sonucun ne olduğunu merak ediyorsunuzdur. Hemen söyleyeyim. Sınav geçerli sayıldı ancak Hindistan Eğitim Bakanlığı, bu olaylara karıştığı tespit edilen yaklaşık 600 öğrenciyi okullarından attı.

------------------------------------------------------------------------------------

Buraya Dikkat

İlginç Bir Araştırma

Bir lisansüstü öğrencisi, bütün bir yaz mevsimi süresince her gün üzerine siyah-beyaz çizgili bir tişört giyerek Harvard futbol sahasına gider. 15 dakika boyunca sahayı bir bastan diğer uca yürüyerek yerlere kuşyemi serper. Bu arada cebinden bir hakem düdüğü çıkartıp öttürür. Yağmur, çamur demeden her gün ayni saatte aynı hareketleri törensel bir ciddiyetle yapar.

Derken sonbahar gelir, futbol mevsimi baslar. Harvard futbol takımının ilk maçı oynanacaktır. Siyah-beyaz tişörtlü hakem başlama düdüğünü çalar ve o anda olanlar olur. Yüzlerce kuş sahaya hücum eder ve doğal olarak maç ertelenir. Bu arada öğrenci tezini vermiş ve mezun olmuştur.

-------------------------------------------------------------------


Anlayana Gülmece


Bilgisayar Erkek mi,  Kadın mı?

Bilgisayar kullananlara şu soru sorulur:  “Bilgisayar kadın mı, erkek mi?” Bilgisayar kullanan kadınlar, “erkek” , bilgisayar kullanan erkekler ise “kadın” olarak yanıtlarlar ve gerekçelerini de şöyle dile getirirler.

Bilgisayar kullanan kadınlar:  Biz bilgisayarları, sorun çözsün diye alıyoruz ama onlar daha fazla sorun çıkarıyor. O nedenle bilgisayarlar erkektir.

Bilgisayar kullanan erkekler: En yeni, en iyi, en pahalı, en güzel bilgisayarı alıyoruz. Çok kısa bir süre sonra daha yenisi, daha yenisi, daha iyisi, daha pahalısı, daha güzeli çıkıyor. O nedenle bilgisayarlar kadındır.