Kıbrıs sorununun çözümü konusunda 2020’de müzakere yapılmazken; ekim ayında seçilen Kıbrıslı Türk lider Ersin Tatar, Kıbrıs Türk tarafının federasyon yerine iki egemen devlet temelinde görüşeceğini açıkladı.
Kıbrıs sorunuyla ilgili tarafların ve garantörlerin katılımıyla geçen yıldan beri gündemde olan 5’li konferans 2020’de de gerçekleşmedi ve yeni yıla kaldı. Kıbrıs'ın kuzeyinde Ekim ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından BM’den beklenen hareketlenme, BM Genel Sekreteri’nin geçici Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute’un adayı ve garantör ülkeleri ziyaretiyle yaşandı. Lute’un, 5’li konferans hazırlıkları için ocak ayında yeniden gelmesi bekleniyor.
“Yeni siyaset zamanı”
Kıbrıslı Türk lider Ersin Tatar, iki turlu Cumhurbaşkanlığı seçiminde 18 Ekim’de seçilmesinin ardından ilk ziyaretini 26 Ekim’de Ankara’ya yaptı ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüştü.
Türkiye ve KKTC'nin Kıbrıs sorununun çözümü noktasında gösterdiği iyi niyete karşılık bulamadığını belirterek “yeni bir siyaset geliştirilmesi gerektiğini” söyleyen Tatar, Kıbrıs'ta federasyon yerine zaten var olan iki devletin iş birliğiyle çözümün sağlanabileceğini ifade etti.
Tatar, "Federasyon masalı masal olmaya devam ediyor. Esas olarak gerçeklere baktığımızda Kıbrıs'ın Rum tarafında da buna inanan yok ama alışılmış bir süreç. İlla bunu oyalama için devam ettirecekler. Dolayısıyla yeni bir siyaset zamanıdır o da gerçeklere bağlı siyasettir. Gerçeklere bağlı siyaset de ifade ettiğim gibi egemen eşitlik temelinde yan yana yaşayan ve zaten şu an var olan iki devletin iş birliğidir." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Tatar ile Rum lider Nikos Anastasiadis, 3 Kasım’da gayriresmi bir görüşme yaptı.
Yıl içinde Kıbrıs Türk tarafının en önemli adımlarından biri, 1974’ten beri kapalı duran Maraş’ın kamusal bölgelerinin ziyarete açılması oldu.
Türkiye, Doğu Akdeniz’de hidrokarbon aramalarını sürdürdü. Kıbrıs Cumhuriyeti ile Yunanistan başta hidrokarbon aramalarını gerekçe göstererek Avrupa Birliği’nden Türkiye’ye yaptırım uygulamasını talep etti. Avrupa Birliği’nden, Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunanistan tarafından beklenen yaptırımlar çıkmadı.
TAK muhabiri 2020 yılında Kıbrıs sorunuyla ilgili gelişmeleri derledi.
Doğu Akdeniz Doğal Gaz Boru Hattı
Kıbrıs Cumhuriyeti, Yunanistan ve İsrail hükümetleri 2 Ocak’ta Eastmed (Doğu Akdeniz doğal gaz boru hattı) projesinin inşasına yönelik anlaşma imzalandı. EastMed projesi, İsrail ve Kıbrıs açıklarından çıkarılacak doğal gazın Avrupa ülkelerine taşınmasını ve Avrupa'nın gaz ihtiyacının yüzde 10'unu karşılamasını öngörüyor. Söz konusu projenin 6 ila 7 yılda tamamlanması ve yaklaşık 7 milyar dolara mal olması bekleniyor.
Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı, East-Med boru hattı anlaşmasının, coğrafi gerçeklere aykırı, ekonomik akla uygun olmayan ve tamamen politik kaygılarla karar verilmiş bir konu olduğunu vurguladı.
Doğu Akdeniz'de Hidrokarbon aramaları
KKTC’nin Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı KKTC adında Doğu Akdeniz’de doğal gaz için araştırmalar yaptı. Kıbrıs Cumhuriyeti ve destekçileri Yunanistan ile Fransa Türkiye’ye yaptırım uygulanması için AB’ye baskı yaptı.
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, KKTC’nin Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) verilen tüm lisans alanlarında kazı yapacağını söyledi.
19 Şubat: Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fatih ve Yavuz'un ardından üçüncü sondaj gemisinin alındığını açıkladı. Erdoğan, geminin 11 bin 400 metre derinliğe inebilen altıncı nesil ultra deniz sondaj gemisi olduğunu kaydetti.
5 Mayıs: Kıbrıs Cumhuriyeti'nin "Münhasır Ekonomik Bölgesi” (MEB) içerisindeki 6’ncı parselde sondaj izni bulunan ENI-TOTAL konsorsiyumu, bu yıl içerisinde yapmayı planladığı sondaj çalışmalarını, koronavirüs pandemisi nedeniyle 2021’e ertelediğini açıkladı.
Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Hidrokarbon teklifi...
6 Haziran: Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis, “Türkiye’nin saldırgan tutumundan vazgeçmesi ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Münhasır Ekonomik Bölgesini (MEB) tanıması durumunda, Kıbrıslı Türklere, Kıbrıs sorununun çözümünden önce, doğal gazdan elde edilecek ve hesaba yatırılacak paradan faydalanma hakkını vermeye hazır olduğunu” açıkladı.
6 Temmuz: Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, "Hidrokarbon gelirlerinin, Kıbrıs'taki iki toplum arasında eşit olarak paylaşımı konusunda AB, mümkün olduğunca yardımcı olmaya çalışacaktır” dedi.
21 Temmuz: TC Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Türkiye'nin, Doğu Akdeniz'de devam eden hidrokarbon faaliyetleri çerçevesinde Oruç Reis araştırma gemisinin, 21 Temmuz'dan itibaren, Doğu Akdeniz'de yeni bir sismik araştırma faaliyetinde bulunacağının, ilgili makamlarca yayımlanan bir NAVTEX (Denizcilere Duyuru) ile kamuoyuna duyurulduğunu hatırlattı.
Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisi, Doğu Akdeniz'deki çalışmalarına devam etmek üzere 30 Temmuz’da Kıbrıs açıklarına ulaştı.
Oruç Reis sismik araştırma gemisi, 10 Ağustos'ta başladığı Demre sahasındaki iki boyutlu sismik araştırmalarını tamamlamasının ardından 30 Kasım’da Antalya Limanı'na döndü. Bakım ve ikmalin ardından gemi 23 Aralık’ta Doğu Akdeniz'deki çalışmalarına devam etmek üzere Antalya Limanı'ndan ayrıldı. Geminin Doğu Akdeniz'de çalışma yürüteceği alan için 15 Haziran 2021'e kadar sürecek yeni Navtex (denizcilere duyuru) ilan edildi.
Türkiye - Yunanistan ilişkileri
28 Temmuz: Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Yunanistan’la Ege, kıta sahanlığı, adalar, hava sahası, arama tarama çalışmaları ve Doğu Akdeniz diğer bütün ikili konuları konuşmaya hazırız.” dedi.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, "Baskı veya tehdit olmadan Türkiye ile diyaloğa hazırız. Türkiye ile tek sorunumuz, kıta sahanlığı ve deniz yetki alanlarının belirlenmesidir." açıklamasında bulundu.
6 Ağustos: Yunanistan ile Mısır deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşması imzaladı.
7 Ağustos: TC Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan ile Mısır arasında imzalandığı açıklanan sözde deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmasının, Türkiye için yok hükmünde olduğunu bildirdi.
8 Ekim: TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunan mevkidaşı Nikos Dendias'la yaptığı görüşmede, iki ülke arasındaki istikşafi görüşmeler konusunda mutabık kaldıklarını bildirdi.
Yunanistan'ın İyon Denizi'nde kara sularını 12 mile çıkarma planı
26 Ağustos: Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, İyon Denizi'nde kara sularını 6 deniz milinden 12 deniz miline çıkarmayı planladıklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Türkiye’nin Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’deki haklarından vazgeçmeyeceğini ve Yunanistan’ın Ege Denizi’nde karasularını 12 mile çıkarması durumunda bunu savaş sebebi sayacağını ifade etti.
1 Ekim: NATO, Türkiye ile Yunanistan arasında bir süredir devam eden görüşmelerin ardından Doğu Akdeniz konusunda ayrıştırma usullerine ilişkin mekanizmanın kurulduğunu bildirdi. Mekanizma Doğu Akdeniz'de istenmeyen olaylar ve kaza riskini azaltmayı amaçlıyor. Mekanizma çerçevesinde Türkiye ile Yunanistan arasında denizde ve havadaki ayrıştırmayı kolaylaştıracak bir acil irtibat hattı oluşturulacak.
AB Liderler toplantısı
11 Aralık: Avrupa Birliği (AB), Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerini gerekçe göstererek halihazırda iki TPAO yetkilisine yönelik kısıtlayıcı tedbir içeren listeye ekleme yapılmasını kararlaştırdı.
Brüksel'de yapılan AB Liderler Zirvesi’nde Türkiye'nin tek taraflı adımlara ve provokasyonlara devam ettiği, AB'ye karşı söylemini yükselttiği iddia edilerek, Oruç Reis gemisinin Antalya Limanına dönmesinin not edildiği, Türkiye ile Yunanistan arasında istikşafi görüşmelerin yeniden başlayabilmesi için gerginliğin düşürülmesinde AB tarafının ısrarcı olduğu ifade edildi.
Hellim
8 Şubat: Kıbrıs Cumhuriyeti Tarım Bakanı Kostas Kadis, hellimin coğrafi tesciliyle ilgili sürecin son aşamada bulunduğunu söyledi. Kıbrıs Cumhuriyeti'nin hellimin coğrafi tescili ile ilgili başvurusu 2020’de de sonuçsuz kaldı.
17 Aralık: Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu, hellimin tescili ile ilgili mücadeleyi sürdürmeye devam edeceklerini belirtti. Hellimin denetiminin ortak bir komisyon veya akredite edilmiş bir kurum tarafından yapılmasına hiçbir itirazları bulunmadığını ancak güneyden özel bir kuruluşun veya “Kıbrıs Cumhuriyeti devletinin” yetkililerinin denetlemesini kabul edemeyeceklerini belirtti.
17 Aralık: Sektörle ilgili dört örgüt, AB’ye ihraç edilecek hellimin denetimini için AB’nin önerdiği denetim mekanizmalarının üreticilerin “adil ve etkin bir şekilde tescilden yararlanmasını engelleyeceği, hatta tescilden mahrum bırakma riski ile karşı karşıya bırakacağı” gerekçesiyle eylem yaptı.
Kıbrıs sorunu
Kıbrıs sorunuyla ilgili adını taşıyan bir belge bulunan Eski Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Javier Perez de Cuellar, 5 Mart’ta 100 yaşında hayatını kaybetti.
Cuellar Belgesi, varılacak çözümün bağımsız ve bağlantısız, federal anayasa açısından iki toplumlu, toprak bakımından iki bölgeli olacağını, kurulacak Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’nin uluslararası bir şahsiyete sahip olacağını ancak federal anayasaya uygun olarak federe hükümetlerin özel uluslararası şahsiyete sahip olacaklarını içeriyordu. Toprak ayarlamaları sonucunda Kıbrıs Türk Federe Devleti’ne yüzde 29 + oranında toprak kalacaktı.
BM Genel Sekreterliği döneminde birçok krizi çözen Cuellar, selefleri ve halefleri gibi, Kıbrıs sorununda girişimleri sonuçsuz kalan BM Genel Sekreterleri arasında yerini alacaktı.
İngiliz üsler bölgesinin sivil kullanıma açılması
11 Haziran: Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı, Kıbrıs Cumhuriyeti ile İngiltere arasında İngiliz Egemen Üsler Bölgelerinin askeri amaçlar haricindeki alanlarının sivil kullanıma açılması yönünde 2014'te yapılan anlaşmanın uygulama aşamasına gelindiği yönündeki haberlere tepki gösterdi. Akıncı, 2014 yılından bu yana gündemde olan ve uygulamaya konulan düzenlemeye ilişkin Kıbrıs Türk tarafının itirazlarının daha önce de aktarıldığını hatırlatarak, Kıbrıs Türk tarafının hak ve yükümlülüklerini ilgilendiren ve onayı alınmadan yapılan değişiklikleri kabul edemeyeceklerinin yineledi.
Maraş
8 Ekim: Kapalı Maraş’ın (Varosha) bir bölümü halkın ziyaretine açıldı. Kıbrıs'ın kuzeyinde Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesindeki bu adım, farklı yorum ve tepkilere yol açtı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, kapalı Maraş'ın sahil şeridinin halka açılması kararını kapalı oturumda görüştü ve bu karardan geri adım atılması çağrısında bulundu.
Toplantı sonrası BMGK tarafından yapılan ortak açıklamada, kapalı Maraş'ın statüsünün BMGK kararlarındaki geçerliliğini koruduğu ve bu kararlara uygun olmayan hiçbir eylemde bulunulmaması gerektiği belirtildi.
Tatar ve Anastasiadis'ten ilk görüşme
3 Kasım: Kıbrıslı Türk lider Ersin Tatar ve Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar’ın ara bölgedeki ikametgâhında ilk gayriresmî toplantıda bir araya geldi. BM’nin Kıbrıs’taki sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, Tatar ve Anastasiadis’in BM Genel Sekreteri’nin uygun bir ortamda, gayri resmi 5+BM toplantısı yapma taahhüdüne olumlu yanıt verme kararlılıklarını ifade ettikleri kaydedildi.
Kıbrıslı Türk lider Ersin Tatar da görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, 1977’den bu yana sürdürülen federal temelde bir anlaşma zeminin, Crans Montana’da son yaşananlardan sonra artık pek de umut vermediğini görüşmede yeniden dile getirdiklerini söyledi. Tatar, çok kırıcı olmadan Kıbrıslı Türklerin pozisyonunu ortaya koyduklarını, müzakereciler olmadan sadece çerçevenin ele alındığını aktardı.
Kıbrıslı Türk lider Tatar, BM’ye toplantı için teşekkür ederek, “Bundan sonraki süreç 5’li konferansta netleşecektir” dedi.
15 Kasım: KKTC’nin 37’nci kuruluş yıl dönümü törenlerine katılmak üzere adaya gelen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kapalı Maraş’ı ziyaret etti.
Cumhurbaşkanı Tatar, Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden Maraş’taki mal ve mülklerin mülkiyet sahiplerine iade edilebileceğini, burasının insanlığa açılmış olacağını söyledi.
Egemen eşitliğe dayalı çözüm
Kıbrıslı Türk lider Tatar, 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı töreninde yaptığı konuşmada, “Artık, egemen eşitliğe dayalı çözüm, yani iki devletli çözüm masaya gelmelidir” dedi.
26 Kasım: Avrupa Parlamentosu, Kıbrıs'ta kapalı Maraş'ın bir kısmının açılması kararından geri dönülmesini, Kıbrıs sorununun iki toplumlu, iki bölgeli federasyon temelinde çözümünü hedefleyen müzakerelerin yeniden başlatılmasını, AB'nin Türkiye'ye yaptırım uygulamasını istedi.
LUTE ADADA...Tatar: “5+1 Konferansa federasyon görüşmeye gitmeyeceğim"
1 Aralık: Kıbrıslı Türk lider Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs için görevlendirdiği Geçici Özel Danışmanı Jane Holl Lute ile ilk görüşmesini gerçekleştirdi. Tatar, Lute’a Kıbrıs Türk tarafının 5+1 konferansına federasyonu görüşmeye gitmeyeceğini belirtti.
Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis ile Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Geçici Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute görüştü. Görüşmenin ardından basına açıklamada bulunan Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümeti Sözcüsü Kiriakos Kusios, Anastasiadis'in Lute'u, güneyin BM Genel Sekreteri tarafından, BM Güvenlik Konseyi tarafından belirlenen görev-yetkileri çerçevesinde toplanacak gayriresmi bir konferansa katılmaya hazır ve kararlı olduğu konusunda bilgilendirdiğini söyledi.
Kusios, Anastasiadis'in görüşmede Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin müzakerelere Crans Montana'da kaldığı yerden devam etmeye hazır olduklarını ifade ettiğini de ekledi.
TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute ile 16 Aralık’ta bir araya geldi. Çavuşoğlu Lute'a, federasyon projesinin sürdürülebilir olmaktan çıktığını, egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözümü savunduklarını söylediğini kaydetti.
Öte yandan Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis, 19 Aralık’ta yaptığı açıklamada Ocak sonu veya Şubat başında Cenevre’de düzenlenecek gayriresmî beşli konferansa, odağında Maraş ve Ercan Havaalanı’nın bulunduğu Güven Yaratıcı Önlemler ile gideceğini söyledi.