'Reis-i Cumhur' gez babam gez gez babam gez “festivalleri” geziyor.
Ayrelli, gafgarıt, ot, gologaz!
Bölgesel festivallere eksik olmayan Cumhur’un başı her festivalde bölge insanına övgüler düzüyor, birkaç stanttan alışveriş yapıyor, sonra bu görüntüler basına servis ediliyor.
Bunun adına da “Cumhurbaşkanlığı” deniyor!
Hadi canım siz de!
Yeter bu reklamcılık kampanyasından çektiğimiz, yeter!
İş, icraat, sözler nerede?
Göreve geldiniz de ne yaptınız sayın başkan?
Festival gezdiniz?
Evet, birçoğunda bulundunuz.
Başka ne yaptınız?
Saray bahçesinde birkaç etkinlik düzenlediniz?
Evet başka?
Vizyonunuz bu mudur sayın başkan?
2 barikattaki dikenli telleri kaldırıp atamadık.
Karar aldım diyeceksiniz!
E kafalardaki barikatları kaldırmak için ne yaptınız peki?
Her gün yaptığınız açıklamalarla iki toplumu bir birinden daha da uzaklaştırdınız.
İki toplumu bir birine yaklaştıracak adımlar atacaktık, ne oldu?
Hala GSM sorununu bile çözemedik.
Larnaka'da "ayda" gibi hissediyoruz kendimizi sayın başkan.
Telefonlar çekmiyor, haberiniz var mı?
Aydaki astronotun bile dünyayla iletişimi varken biz Kıbrıs'ın güneyinde öylesine gezip duruyoruz, telefonlar çekmiyor!
Sigortalar sorunu yerli yerinde başkan…
İki tarafta ayrı sigorta!
Ne güzel bir uygulama (!)
Tam bir para düzeni!
Hani iki toplumu yaklaştıracak barış adımları, nerede?
Festivallerde size uzatılan mikrofonlarda hani alayına savuruyorsunuz ya lafları, o bahsettiğiniz Kıbrıslı Rumlarla barışma adına oy aldınız siz.
Bir gün KKTC'ci, bir gün federalist hallerinizi de yazdık bir kenara!
Bu sefer olmadı sayın başkan.
Birkaç sene çıktı ortaya gerçekler.
Size oy verenleri kandırdınız sayın başkan.
Hadi “çözümü” inşa edemediniz ama barışa yönelik adım da atmadınız, kabul edin.
Size inananların hayallerini yıktınız.
Örtülü ödeneği kullandınız ve üzerindeki örtüyü kaldırmadınız, hani söz vermiştiniz, hatırlatırım.
2015'i kolay atlattınız ama 2020'de bu iş bitti başkan.
'Bir daha asla' diyenler çok sayın başkan.
Torunlar da ilgi ister, hiç kuşkusuz.
2020 yolun sonu başkan, hazırlan buna…
Bu kez çantada keklik yok zira!
Bu kez çantada emeklilik var.
Facebook soruyor “ne düşünüyorum” diye… Kendisiyle ilgili şunları düşünüyorum:
-İnsanların birbirlerini bulmak için benliklerini kaybetmesine neden olur.
-Tam anlamıyla bir zaman hırsızıdır.
-Kişisel yeteneklerinizi fark etmenizin, geliştirmenizin en büyük düşmanıdır.
-Ayşe ve Fatma'nın kimle ne yaptığını ,kimin fotoğrafına nasıl yorum yaptığı konuları peşinde koşmanız zamanla hayata olan bakışınızı tamamen değiştirir ve sizi bir televole insanı yapar.
-Facebook'la geçirdiğiniz günlerden sonra arkanıza baktığınızda koca bir hiç bulursunuz.
-Normalde yüzünüze bile bakmayan fakat şans eseri aynı ortamda bulunmak zorunda kaldığınız insanlardan saçma salak, yapmacık samimi mesajlar, yorumlar ve aplikeyşınlar alabilir, kafanızı duvarlara sürtebilirsiniz.
-Telefon, adres gibi bilgilerinize sahip olmayan alacaklılarınız sizi eliyle koymuş gibi bulabilir.
-Yıllardır görmediğiniz, küçükken sümüklü diye alay ettiğiniz arkadaşınız önemli bir üniversitenin mezunu olarak karşınıza çıkıp sizi kıskançlıktan çatlatabilir...