Kolej Giriş Sınavlarının birinci basamağı geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirildi. Bugün de tüm öğrencilere birinci dönem sonu karneleri veriliyor.
Sınav sonuçları da karnedeki notlar da çoğu zaman öğrencinin gerçek başarısı olarak görülüyor ve tüm değerlendirmeler bu zemin üzerinden yapılıyor. Sınav notu veya karnedeki düşük ya da yüksek notları gereğinden fazla önemsendiği gibi, çok sayıda düşük ya da yüksek notu hiç ciddiye de alınmayabilir. Her iki tutum da sorunludur.
Öncelikle bilmeliyiz ki bu notlar; öğrencinin başarılı ya da zeki olup olmadığını göstermediği gibi tembel veya çalışkan bir öğrenci olup olmadığını da göstermez…
Sınav sonuçları veya karne notları sadece öğrenciden beklenen yeterlilikleri ne derecede gösterdiğine ilişkin bir değerlendirmedir. Amaç öğrencinin eksikliklerinin giderilmesi için yapılması gerekenleri ortaya koymak olmalıdır… Sınav sonucu veya karne notları öğrencinin sahip olduğu potansiyeli değil, o ana kadar elde ettiği kazanımları yansıtmaktadır.
Unutulmamalıdır ki; sınava giren veya karne alan çocuklardır; ancak o sınav sonucunda veya alınan karnedeki not sadece öğrenciye ait değildir. Bu notlar aynı zamanda bir bütün olarak eğitim sisteminin de notudur.
Eğitim Bakanlığına bir karne verseniz notları ne olurdu acaba! Gelin eğitimin karnesine şöyle bir bakalım:
Öğrenim:
İlkokullarda “seyreltilmiş eğitim”, pandemi nedeniyle yaşanan eğitim kayıplarının giderilmemesi, plansız uygulamalar, çağdaş eğitim kuramlarını sisteme entegre edememe gibi unsurlar düşünüldüğünde karnedeki en düşük not “öğrenim” olduğu kendini açıkça göstermektedir.
Eğitim yönetimi:
Öğretmen ve okul yöneticilerini zamanında istihdam edememe, uyumsuz ve etkisiz çalışan siyasi kadrolaşmanın yarattığı bürokratik aksamalar, ekonomik kaynakları verimli kullanamama, eğitim bilimi ilkeleri yerine, siyasi kaygılarla karar alma konusunda ısrar edilmesi “eğitim yönetiminden” de oldukça düşük bir nota sahip olunduğu aşikardır.
Fırsat eşitliği:
Özel okulları “güzide” olarak nitelendiren bu karşın kamu okulları ise yetim bırakan eğitim anlayışının “fırsat eşitliği” notu da oldukça düşüktür.
Kısacası kült bir deyimle söyleyecek olursak; “otur, sıfır” ifadesi ne yazık ki 2021’nin eğitim karnesi değerlendirmesi olarak karşımızda durmaktadır.
Anlayana Gülmece
Yalaka Çavuş
Padişah bir saray yaptıracak. Yalaka çavuş durur mu? Hemen talip olmuş saray inşaatına. Tez elden bitirmiş işleri. Teslim edecek. Padişah almış vezirini sarayı gezmekte.. Yalaka çavuşla çok iyi anlaşamayan vezir, sarayın tuvaletinin olmadığını fark eder ve bu durumu padişaha hissettirmeye uğraşır. Hemen söze başlar.
- Hünkarım! Sayın ki çişiniz geldi. Nasıl gidereceksiniz? Nereye edeceksiniz?
Yalaka çavuş fırsat verir mi? hemen atılmış söze. Vezire dönerek;
- Sana ne… Koskoca padişah! Sana mı soracak nereye edeceğini? Nereye isterse oraya eder!
Okumuş muydunuz?
Büyük beyinlerin, büyük hedefleri vardır.
Küçük beyinler ise sadece arzuları…
Washington Irving