2023 devlet ek bütçesinin nedenleri

Ödül Muhtaroğlu

2023 Mali Yılı Ek Bütçe Yasa Tasarısı, Meclis’te yapılan oylamada, Hükümet partilerinin desteği ile,  oy çokluğuyla kabul edildi. Yasa resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.

2023 yılı başındaki 35 milyar 860 milyon Türk Lirası tutarındaki bütçeye, 4 milyar 450 milyon TL eklenerek, 2023 Mali Yılı Bütçesi toplamda 40 milyar 310 milyon TL’ ye yükseltildi.

Ek bütçede, mahalli gelirler, 3 milyar 980 milyon TL, fiyat istikrar fonu gelirleri de,  470 milyon TL artırılarak, toplamda 4 milyar 450 milyon TL ‘ tutarında artış yapıldı.

2023 yılı ek bütçesinin yapılmasının esas nedeninin, giderler açısından ödeneklerde sorun olduğunu biliyoruz.Örneğin ilaç ödeneği kaleminde para kalmamıştır.Buna benzer başka ödeneklerde de kaynak sıkıntısı bulunmaktadır.Bu ödeneklere yıl sonuna kadar kaynak aktarmak gerekmektedir.

2023 Yılı Bütçesi onaylandıktan sonra, enflasyon ve dövizde yaşanan artışlardan dolayı başta personel giderleri, ek mesailer, yeni  istihdamlar, elektrik, akaryakıt kalemleri olmak üzere daha birçok kalemde yaşanan sıkıntılar nedeniyle ödeneklerin yetersiz kalacağı aşikardı.

Hayat pahalılığı ödeneğinin de, 2023 yılı bütçesinde öngörülenin üstünde gerçekleşmesinden dolayı, ödenek giderleri arttı. Ek bütçe ile, devletin hizmet ve mükellefiyetlerini sürdürebilmesi  amaçlanmaktadır.

Hazırlanan ek bütçe ile, yüksek enflasyonun yarattığı ağır ekonomik koşullar ve zamların olumsuz etkilerini azaltmak hedeflenmelidir. Ek bütçe, sene başındaki bütçe açığını da artırma potansiyeline sahiptir.

Bütçe açıklarını azaltmak için, devlet giderlerinden tasarruf edilmesi,  diğer taraftan da  gelirlerin artırılması temel bütçe kuralıdır.Ancak , ülkeyi 4 yıldır yöneten Hükümetler bu konuda başarısız olmuştur. 2018 yılındaki bütçe fazlasından sonra, geçtiğimiz son 4 yılda,  bütçe açıkları oluşmuştur.

Gelirleri artırmak için, özel sektörün büyüyüp, gelişmesine imkan tanımak, kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına almayı başarabilmek ve ülkede adaletli vergi reformu yapmak gerekmektedir.

Öte yandan, bütçe gelirlerinin önemli bir kısmı Türkiye yardım ve kredilerinden oluşmaktadır.Bu bağlamda, bu kaynakların tümüyle ülkeye gelmesi büyük önem arzetmektedir.Aksi halde, bütçe açıkları giderek büyüyecektir.

Bu bağlamda, Ekonomik protokol , ülkeye dış kaynak gelmesini sağlayan çok önemli bir anlaşma olup, etkin ve  verimli kullanılmalıdır. Geçmiş yıllarda, ülkeye gelmesi gereken kaynakların önemli bir kısmı, taahhüt edilen eylemler yapılmadığı için gelmemiştir.

Yükselen döviz kurları, özellikle ithalat vergilerinde, kdv ve fon gelirlerinde, Maliye  gelirlerini artırmaktadır.Ayrıca, Güney den gelenlerin harcamalarının artması ve turizm gelirlerinin yükselmesi ile, yerel gelirlerin yıl sonunda, öngörülenin oldukça  üstünde gerçekleşeceğini düşünüyorum.

 Ek bütçe,  Belediyelere yeterli  katkıları sağlamalı, ekonomiyi canlandırmalı, çalışanların, emeklilerin ve dar gelirlilerin  satın alma gücünü artırmalı, halkın, Kamudan  daha iyi hizmet almasını sağlamalıdır.

Yüksek döviz, yüksek petrol fiyatları, okkalı zamlar ve yüksek enflasyon  artışlarının olduğu bu yılda da,  bütçe açığı beklenmektedir.

Yeni ek bütçe ile, dar gelirliler özellikle, asgari ücretlileri, sosyal yardım, engelli maaşı alanlar ve işsizlik maaşı alanların maaşları iyileştirilmelidir.Ayrıca, yapılan ek bütçeler, işsizliği önlemeli, küçük işletme ve esnaflara  hibe programlarla destek olmalı ve KOBİ’lere de, işveren prim desteği, uzun vadeli, düşük faizli kredi imkanları sağlamalıdır.

Ülkemizi  son 4 yıldır yöneten Hükümetler, ellerinde yol haritası olacak plan ve programları olmadığı için, yaşanan  krizleri doğru yönetememektedir. Kendi içlerinde yaşanan kargaşalar, devamlı hükümet, bakan, bürokrat  değişimleri, alınan kararların sıklıkla değişmesi sonucunda, sorunlara konsantre olunamamaktadır.

Kurumlar arasında koordinasyon sağlanamaması, müdür ve  müseşarların devamlı değişmesi, atanan yöneticilerin çoğunlukla kurumlar dışından atanması, işin uzmanı olmaması, kadrolu personel yerine sınavsız geçici ve sözleşmeli personel alımı yapılması, devlet kurumlarındaki kurumsal hafızaya da zarar vermektedir.

Bu  da, halkın ve iş dünyasının devletten alacağı hizmetin kalitesini düşürmekte ve böylece ülkenin yapısal sorunları da bir türlü çözülememektedir.