2023 yılının Eylül ayında ilkokul birinci sınıfa başlayacak öğrenciler 2017 yılı doğumlulardır. Başka bir ifadeyle alfa kuşağı özelliklerine iliklerine kadar yaşayan bir nesil sınıfları dolduracak. Buna karşın 2023’te eğitimimizde neler olacağını biliyor musunuz?
İşte 2023 eğitiminde olacaklar;
- Okul yetersizliği ve sınıfların kalabalıklığı daha da artacağı için ciddi davranış sorunları yaşayan, küfürlü konuşan, argo ve kaba dil kullanan, öğretmenine saygılı olmanın ne demek olduğu bilmeyen öğrencilere etkili ve verimli eğitim vermek neredeyse imkansız hale gelecek.
- Anadili Türkçe olmayan yabancı uyruklu öğrenciler öğretmenleri ve arkadaşlarıyla hâlâ işaret dili ile iletişim kurmaya devam edecek.
- Öğretmen tasarrufu politikalarının yanında ihtiyaçlarını dikkate almayan bir yönetim anlayışıyla karşı karşıya kalarak her geçen gün daha da bir bozulan okul koşullarında görev yapmaya çalışan öğretmenlerin tükenmişliği katlanarak artacak.
- Eğitimin merkez örgütü Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki dairelerde tek tük kalan uzman personeller de emekliye çıkacağından eğitim yönetiminde pedagojik anlayıştan eser kalmayacak.
- Özel Eğitim Yasası’nın mecliste onaylamasının üzerinden bir yıl geçecek olmasına rağmen hiçbir şey yapılmadığı için özel eğitim alan öğrencilerimizin örgün eğitim sistemine entegrasyonu konusunda tek bir adım atılmayacak.
- Giderek düşen akademik başarı, sadece üniversiteye giriş üzerinden değerlendirilmeye devam edecek.
- Mesleki teknik öğretime nitelikli bir yatırım öngörülmediği için üretime dönük eğitim anlayışı sadece laftan ibaret olmaya devam edecek.
- Kendi içindeki diploma tartışmaları çözemeyecekleri için çok uzun bir süredir toplanmayan YÖDAK, toplanmamaya devam edecek.
Yukarıda okuduklarınızdan da anlayacağınız üzere 2023 eğitiminin, 2022’den daha iyi olacak beklentisi bir temenniden öteye gitmeyecek. Dahası katmerlenerek artan sorunlar nedeniyle 2022’yi aratan bir 2023 yaşayacağımızı işaret ediyor.
İnsanoğlunun bıraktığı her iz bir sonraki kuşağın yolunu aydınlatır. Yeni kuşağın yapması gereken de bu izlerden beslenerek gelişimi bir adım ileriye götürmektir. Öyle görünüyor ki eğitim adına bıraktığımız izler, takip edilecek türden değil.
Eğitimin izleri diğer tüm alanlardaki izleri de etkilediğinden mevcut yönetim anlayışıyla geride bıraktığımız her yıl, geçmişten gelen iyi izleri de yok etmeye adaydır.
Ya gerçekten kendimize ait kalıcı iz bırakmayı öğreneceğiz ya da küreselleşen dünyada özne olmaktan uzaklaşıp hiç izi olmayan bir toplum haline dönüşeceğiz. Yeni yıl dileklerinizi bu tehlikenin de farkında olarak dileyiniz. Mutlu yıllar…
Anlaya Gülmece
İnat
Bir gün üç arkadaş birbirlerine ne kadar inatçı olduklarını ispatlamaya çalışıyorlar ve herkes en çok inat ettiği anısını anlatıyormuş. Birinci inatçı anlatmaya başlar:
- "Bir gün evi telefonla aradım, hanım alo demedi, ben de cevap vermedim, telefon sabaha kadar açık kaldı"
İkinci inatçı "O da bir şey mi?" diyerek söze girer:
- “Ben bir gün eve geldim, kapıyı çaldım, hanım kimsin demedi, ben de kim olduğunu söylemedim, sabaha kadar kapının önünde yattım."
Üçüncü inatçı "O da bir şey mi?" diyerek;
- “Biz evlendiğimizde karım bana dokunmadı diye bende ona dokunmadım ve hala daha da dokunmuyorum" der.
İki inatçı birden;
- "Olur mu? Yahu, "Sizin iki tane çocuğunuz var?"
İnatçı:
- "İnat ettim onları da sormadım."
Okumuş muydunuz?
Hür olmadıkları halde, kendilerini hür sananlar kadar hiç kimse esir olamaz.
Goethe