2023 yılının ikinci asgari ücreti ve etkileri

Ödül Muhtaroğlu

2023 Yılının  6 aylık enflasyonu, yüzde 33.32’ye ulaşmıştır. Bu pahalılık, özellikle asgari ücretle çalışanlar ile sosyal yardım ve engelli maaşı alanlar ile  dar gelirlileri çok daha olumsuz etkilemektedir.

6 aylık enflasyona göre, kamu çalışanlarına ve emeklileri ile sigorta emeklilerine Temmuz ayı sonunda yüzde 33.32 oranında hayat pahalılığı zammı yapılacaktır.

Bu çerçevede, Asgari Ücret Saptama Komisyonu, 2023 yılının ikinci asgari ücretini belirledi. Yeni asgari ücret net 15 bin 750 TL oldu.  Brüt asgari ücret ise 18 bin 103 TL olarak açıklandı.Elbette yeterli değildir.Ama, ülke şartları ile işçi, işveren ve devlet dengeleri de göz önünde bulundurulmalıdır.

.Öte yandan, hayat pahalılığı oranının, kamu çalışanları ve emeklilere uygulandığı  gibi, asgari ücrete de, otomatik olarak yansıtılması konusunda, yasal çalışma yapılması da düşünülmelidir.

Yeni asgari ücretin, Temmuz maaşlarına yansıması şarttır. Asgari ücrete, kamu çalışanları, kamu emeklileri ve sigorta emeklileri ile ayni zamanda artış yapılması olumlu bir gelişme olacaktır.

Son dönemde,  dövizde ve enerji fiyatlarında  yaşanan yükseliş, girdi maliyetlerini yükseltmiş, bu da, başta gıda olmak üzere, tüm mal ve hizmetlere zam olarak yansımıştır. Bu bağlamda, enflasyonun da aşırı yükselmesi, ekonomide ve bütçede sorunları artırmış, vatandaşların satın alma gücünü önemli oranda düşürmüştür.

Piyasa ucuzlamadığı sürece ve zamların devamı halinde, yeni asgari ücret de, çalışanları çok fazla rahatlatmayacaktır. Yani, asgari ücret artışı, piyasadaki mal ve hizmet fiyatlarını yükseltecekse, bir mana ifade etmeyecektir.

Asgari ücretle geçinmek gerçekten zor. Ama, ülkemizdeki genel ekonomik durum, özellikle küçük esnaf ve küçük işletmelerin işverenlerini de sıkıntıya sokuyor. Asgari ücret belirlenirken,  bir kesim kazanım elde ederken, diğer kesim bundan çok olumsuz etkilenecekse bir anlamı kalmaz.

Asgari ücret artışı, işverenlerin maliyetlerini artırıp, işçi çıkarmalarına veya kayıt dışına yol açacaksa, astarı yüzünden pahalıya gelecektir. Bu yüzden, bütün dengeler gözetilmeli ve bu yönde çok hassas hareket edilmelidir.

Bu bağlamda, devlet tarafından işletmelere işveren prim desteği verilmesi önemlidir ve bu uygulamaya devam edilmelidir ve özellikle küçük esnaf ve küçük işletmelere daha fazla işveren prim desteği sağlanmalıdır.İşverenlere, geçmişten kalan ve  henüz verilmeyen prim destekleri de süratle ödenmelidir.

Yeni asgari ücretin hayata geçirilmesi ile, zor durumda olan asgari ücretliler ve dar gelirliler biraz olsun nefes alabileceklerdir.Ancak, zamlar devam ettiği taktirde bu artış kısa sürede anlamını yitirecektir.

Pahalılık ve fakirleşme hızla artarken,  ekonomide, eğitimde  ve sağlıkta  sorunlar varken, bunları çözmekle uğraşmak yerine, hükümet yetkililerinin kabinede bakan değişikliği ve kurultay konularıyle meşkul olması halkın tepkisini çekmektedir.

Asgari ücretin artması ile, tüm mal ve hizmetlerde zam yapılacak beklentisi, geçmiş tecrübeler ışığında haklı bir endişedir. Bunun önlenmesi için, denetimler yapılmalı ve fırsatçılık yapanlara izin verilmemelidir.

Piyasayı ucuzlatmak için, vergi ve fon indirimleri sadece birkaç üründe değil, özellikle tüm gıda ve ilaç ürünlerinde uygulanmalıdır.

Oysa, son bir yılda,  birçok ürün neredeyse iki kat zamlandı,  kırmızı et fiyatları yüzde yüzden fazla arttı.Belediye Şebeke suyu yüzde 155 arttı.Üniversite dışındaki özel okul ücretleri   yüzde 300’ ü aştı.Üniversiteye yönelik Özel dersane ücretlerinde ise yüzde 500’ den fazla artış oldu.

Asgari ücretin artırılması önemlidir.Ancak,  hayatın ucuzlatılması ve halkın alım gücünün arttırılması, daha da önemlidir.Hükümet, bu yönde maalesef yeterli tedbirler almamaktadır.

Ama, halkın da, günü geldiğinde tepkisini gösterdiği unutulmamalıdır. Nitekim, son ara seçimde de halkın Hükümet partilerini cezalandırdığını gördük.