2024 devlet bütçesi değerlendirilmesi -2

Ödül Muhtaroğlu

Bütçe ile ilgili diğer yazımda, 2024 devlet bütçesinin genel göstergelerine değinmiştim. Bugünkü yazimda ise,  bütçe’ nin önemli gördüğüm diğer bazı detaylarını irdeleyip, yorumlayacağım.

Devlet bütçelerinin temel amacı, Ülkenin kıt kaynaklarının, doğru zamanda doğru yerlere harcanması, halkın, hakkı olan hizmetleri layıkıyla alabilmesi, kendi gelirlerimizle giderlerimizi karşılayabilen bir ekonomik yapının oluşması ve insanlarımızın refahının artması olmalıdır.

Bütçelerin bu hedeflere ulaşılması için, yatırıma, üretime, istihdam artışına ve ekonomik büyümeye yönelik organize olması ve dizayn edilmesi şarttır.

2024 Bütçesine göre, Mahalli gelirler yaklaşık 51.230 milyar TL olarak öngörülmüştür.2023 yılında ise mahalli gelirler 21.470 milyar tl idi. Yaklaşık yüzde 138  civarında bir artış öngörülüyor.

Mahalli gelirlerin, güney geçişleri,  turizm, yükseköğretim gelirleri ve başta ithalat vergileri, kdv ve fif vergileri ile birlikte öngörülenin de üstünde gerçekleşmesini bekliyorum. Geçmiş yıllarda da, mahalli gelirler, bütçede öngörülenin çok daha üstünde gerçekleşiyordu.

Uzun yıllardır mahalli gelirler, geleneksel bütçe hazırlama muhafazarlığı içinde öngörülmektedir. Kısaca, gelirler kalemleri, minimum düzeyde öngörülmekte, giderler kalemleri ise, daha cömert kurgulanmaktadır.

Yıl sonu geldiğinde de, gelirler bütçesi öngörülenden daha fazla gerçekleştiği için, bütçe açıkları düşmektedir. Bu durum da,  Hükümet başarısı olarak lanse edilmektedir.

Ayrıca, mahalli gelirlerin düşük öngörülmesi, Belediye’ lere yapılan devlet katkısını da azaltarak, belediyelere olumsuz etki yaratmaktadır.Bu konuda, belediyelerin büyük şikayetleri vardır.

Devletin, kamu iç borcunun faiz ödemelerinde kullanılmak üzere 2024 bütçesinde 600 milyon TL ayrılmıştır. Bu rakam, borcun büyüklüğünü  düşündüğümüz zaman yetersiz kalmaktadır. Devlet, özellikle ticari bir bankaya olan borçları için, bu kaynağı ayırmaktadır.

Devletin, ihtiyat Sandığına olan borçlarını da ödemeye başlaması gerekmektedir. Bu borçlar, hem maliye kaynaklarını, hemde ekonomimizi olumsuz etkilemektedir.Kamu borçlarının azaltılması, tüm hükümetlerin temel görevlerinden biri olmalıdır.

2024 yılında, 6 milyar 780 milyon TL olarak öngörülen bütçe açığının kapatılması için, kayıt dışı ekonominin, kayıt altına alınması çalışmalarının geliştirilmesi ve devlet gelirlerinin artması gerekmektedir.Tasarruf tedbirleri de, devletin tepesinden başlayarak, taviz verilmeden uygulanmalıdır.

Devletin gelirleri artırma politikası, vergi oranlarını artırmak yerine, ekonomiyi canlandırıp, büyüterek ve adil vergi toplanması yoluyle, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi toplayarak olmalıdır.Ayrıca, adaletsiz olan dolaylı vergileri (katma değer vergisi,  fon v.b ) azaltmak, daha adil olan doğrudan vergileri toplamak hedeflenmelidir.

Öte yandan, 2022 ve  2023 yılı bütçeleri hazırlanırken, dikkate alınan enflasyon tahminleri  yetersiz kalmış, beklenen hayat pahalılığı oranlarının çok yüksek gerçekleşmesinden dolayı, bütçede öngörülen hayat pahalılığı ödenekleri aşıldığı için, 2 yılda da, ek bütçe yapılmıştı. Bu çerçevede, umarım, bu yıl yapılan enflasyon tahminleri tutar.

Bu bağlamda, ülkede enflasyon ve hayat pahalılığının çok fazla artmaması  ve hayatı ucuzlatmak için, hükümet, gerekli tedbirleri almadığı için,  bütçedeki hayat pahalılığı ödenekleri yeterli olmamaktadır. Bu da ek bütçe yapılmasına neden olmaktadır.

2023 yılı sonuna kadar ek mesai harcamalarının 1 milyar 35 milyon  TL’ ye ulaşması  beklenmektedir. Yükselen enflasyon oranı kadar artan maaşlardan sonra, ek mesai rakamının bu düzeylere  çıkması, başka tedbirler alınmadığı için, mümkün görülüyor. Ama, insanları çalıştırdığınız zaman da, ödemek zorundasınız.

2024 bütçesinde ise, ek mesailer için 1 milyar 800 milyon TL ödenek ayrılmıştır.Bu rakam çok büyüktür. Bütçe  açığının yaklaşık yüzde 26’ sına denk gelmektedir.Ek mesailerin bu boyuta ulaşması düşündürücüdür ve tedbir alınması gerekmektedir.

Ek mesai rakamlarını azaltmak için, ek mesainin yoğun olduğu yerlere, ya yeni kadrolu istihdam yapılmalı, ya da verimli çalışabilecek vardiya sistemi uygulanmalıdır.

2024 yılında, döviz ve petrol fiyatları ile enflasyon gelişmeleri,  dengeli bir seyir izlemezse, bütçede öngörüldüğü gibi, Türkiye’ den başta savunma ve kamu maliyesine katkı kalemleri yeteri kadar gelmezse, 6 milyar 780 milyon TL lik bütçe açığı maalesef artabilecektir.

2024 bütçesinde Vakıf üniversitelerine 105 milyon TL katkı öngörülmektedir. Bu katkının önemli bir bölümü DAÜ’ ye gidecektir. Bu katkının,  DAÜ’nün mali sorunlarına yeterli olacağını düşünmüyorum.

Yazımın sonunda belirtmek istiyorum ki,  geçen hafta Maliye Bakanlığı tarafından, ocak ayında kamu çalışanlarına ve emeklilere yaklaşık yüzde 48.6 maaş zammı verileceği açıklaması şaşırtıcı olmuştur.

Zira, yılın sonundaki enflasyon rakamının belirlenmesine daha 2 ay vardır. Yıllık enflasyon rakamı netleşmeden,  tahminlere göre, verilecek hayat pahalılığı oranını zikretmek, yanıltıcı olmaktadır.

Haziran ayındaki toplam enflasyondan sonra, yıl sonu hayat pahalılığı ödeneğine baz olacak enflasyon, Ekim ayı sonuna  kadar, aritmatik olarak( endeks değeri olarak değil) yüzde 33. 46 oranında birikmiştir.

Açıklanan yüzde 48.6 oranıyla , şu anki biriken enflasyon arasında yaklaşık yüzde 15 fark bulunmaktadır.Döviz kurları ve enerji fiyatlarında olağanüstü artışlar olmazsa, ucuzluk kampanyalarının yoğun yaşandığı kasım ve aralık aylarında çok yüksek oranlarda enflasyon artışı görülmeyebilir.Bu da, açıklanan maaş artışı oranının tutmamasına yol açabilir.Maaş artışlarının, enflasyon rakamları kesinleştikten sonra konuşulması daha doğru olacaktır.

2024 bütçesinin esas amacı, sağlık ve eğitim hizmetleri ve  alt yapılarının  güçlendirilmesi, ihtiyaç duyulan yatırımların gerçekleşmesi, özellikle  küçük işletmelere, küçük  esnaflara hibe ve işveren prim desteği verilmesi, sosyal yardım ve engelli maaşı alanları ve asgari ücretlileri desteklemesi, enflasyonu önleyip, hayatı ucuzlatması olmalıdır.