Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, işçiler için 22 Haziran’da Güney Kıbrıs’a günübirlik geçişlerin başlayabileceğini açıkladı.
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, 8 Haziran’da yeni bir uygulamaya geçerek karantinasız uçuşları başlatan Kıbrıs Rum tarafının 14 gün süreyle gözlemleneceğini ve gidişata göre 22 Haziran itibariyle Güney’de çalışan işçiler ve Pile’deki vatandaşlar için adım atılabileceğini söyledi.
Özersay yaptığı açıklamada, pandeminin ilk gününden itibaren hükümet olarak tedbirleri belli bir mantık oluşturarak aldıklarını, toplum sağlığını her şeyin önünde tuttuklarını belirtti.
Özersay açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Güney’e işçilerin geçişleriyle ilgili hükümet olarak ortaya koyduğumuz bir mantık var. Söylediğimiz şey şudur; 8 Haziran’dan itibaren Kıbrıs Rum tarafı yeni bir uygulamaya geçti. Bu yeni uygulamaya göre bazı ülkelerle uçuşa karantinasız olarak açıldı. Bu uygulamanın getirilerini ve götürülerini 14 gün bir gözlemleyelim. Bakalım kötüye mi gidilecek, yeni vakalar ortaya çıkacak mı, ikinci dalgaya mı neden olacak? Gözlem yapmak gerekiyor. Biz deniz, hava ya da kara yoluyla karantina uygulaması olmadan kimseyi almıyoruz.
Türkiye’den de Rum tarafından da İngiltere’den de kim gelirse karantinaya alınıyor. Haziran ayının sonuna kadar da devam ettireceğiz. Güney’e kişilerin geçişi, Maronitlerin, Karpaz’daki Rumların gidiş-gelişi karantinadan muafiyet ve istisna bir uygulama anlamına gelir. Eğer Rum tarafı böyle bir yeni uygulamaya geçmemiş ya da gelenlere bizim gibi karantina uygulaması yapıyor olsa bugün hemen Güney-Kuzey arasında PCR testi yapılmış şekilde kısıtlı ve kademeli geçiş değerlendirilebilirdi. 22 Haziran’da 14 günlük süre doluyor. Dolayısıyla 22 Haziran itibariyle önce Güney’de çalışan işçiler ve Pile’deki vatandaşlarımız için bu adım atılabilir.”
“Toplumun genelini düşünmek ve kararları ciddiyetle uygulamak zorundayız”
Başbakan Yardımcısı, salgın süresince herkesin farklı mağduriyetler yaşadığına da değinerek şöyle devam etti:
“Eşinden çocuğundan 3 ay boyunca ayrı kalan insanlar oldu. Yurtdışına gidip dönemeyenler var. Maddi sıkıntıya giren, hiç tanımadığı insanların evlerinde aylarca kalan insanlar var. İnsanlar cenazelerini getiremedi. Herkes farklı mağduriyetler yaşadı. Güney’de çalışan işçilerimiz de mağduriyet yaşıyorlar. Ama sadece onlar yaşamadı. Ucuz siyaset yapmayı herkes bir kenara bıraksın. Böyle bir zamanda toplumun sadece bir kesimini düşünemeyiz, toplumun genelini düşünmek ve aldığımız kararları ciddiyetle uygulamak zorundayız.”
“Siyaseti bir kenara koyarak karar alabildiğimiz için bu noktaya gelebildik”
Özersay, Avrupa Birliği Komisyonu’nun bir açıklama yaparak, Avrupa Birliği’nin dış sınırlarını PCR testi uygulamasıyla 1 Temmuz’dan itibaren açma tavsiyesinde bulunduğunu belirtti ve ekledi:
“Bizim hükümet olarak belirlediğimiz 1 Temmuz modeli belli bir mantığa oturuyor. Her durumda belli bir risk alınacak. Bugüne kadar sağlık altyapımızı ve ülkemizdeki bağışıklık oranını dikkate alarak orantılı risk aldık. Vatandaş da hızlı kapanmamıza destek verdiği için başarı sağladık. Eğer şimdi temkinli açılma yapmazsak bedeli çok ağır olabilir.
Bu konularla ilgili popülizm ve ajitasyon çok zararlıdır. Biz siyaseti bir kenara koyarak bu kararları alabildiğimiz için bu noktaya gelebildik.”
“Popülizmin topluma yararı olmaz, bu sorumluluğun vicdani ağırlığı büyük”
“İnsanların hoşuna giden şeyleri söylesek, ucuz siyaset ve popülizm yapsak, seçim kaygısı duysak, salgın açısından bu noktada olabilir miydik?” diye soran Kudret Özersay, bugün atılacak yanlış bir adımın bedelinin de ağır olabileceğini ifade etti. Özersay sözlerine şöyle devam etti:
“Biz bugün yanlış bir adım atsak bu ülkede yaşanacak ölümlerin siyasi sorumluluğunu kim üstlenecek? Hiç düşünmeden ‘sınırları açın’ diyenler üstlenecek mi? Vicdani sorumluluğu kim üstlenecek? Bunların hepsi bizim sorumluluğumuzdadır. Kapanırken Rum tarafının hızını izleseydik ne olacaktı? O gün onları örnek almadığımız gibi açılma hızımız da onlarınki gibi olmayacak.
1 Temmuz Kıbrıs Rum tarafı ve Türkiye’ye açılma tarihimizdir. Her ülke kendi şartlarına göre kararını verir. Eğer bugün Rum tarafı Almanya’yla karantinasız uçuşlara başladıysa, temmuz ortası itibariyle de İngiltere’yle karantinasız uçuş düşünüyorsa o zaman tutarlı bir mantıkla tedbirleri yürürlüğe koymak gerekir. İlk durdurduğumuz charter uçuşlardı, belki en son açılacak olan da onlar olacaktır. Hızlı kapanmak çok sayıda insanımızın hayatını kurtarmak gibi bir yarar sağladı. Şimdi de yavaş açılma konusuna herkes bu gözle baksın. Siyasi bedelinin ne olacağı zerre umurumda değildir ama vicdani ağırlığı büyüktür. Bunun şakası yoktur.
Sözlerinde yalpalayanlar, bir ay önce söylediklerinden farklı konuşmaya başlayanlar seçim kampanyası havasına girdiler demektir. Benim öyle bir derdim yok. Benim derdim kendi içinde tutarlı tedbirlerle bu ülkeyi bu krizden çıkarmaktır. Bunun sorumluluğu sırtımızdadır. Tedbirli davranmazsak yarın o cumhurbaşkanlığı yapacağız diyeceğimiz devleti de bulamayacağız” dedi.