Bir korniş 10 TL… Saray’a alınan ‘çeyizlerde’ en dikkat çekici olanların başında geliyordu belki de… Arasta’ya gitsen 23 kornişi 10 TL’ye alırsın… Ama Saray, bir saray daha yapacak ‘mobilya’ parası harcadı. 23 kornişe de 230 TL ödedi.
Saray, avizeler için de bayağı para harcadı, hem de öyle böyle değil… Tam da saraylara layık avizeler alındı. Bir ayna çerçevesine verilen miktar da 2 bin 500 TL…
Masaların da fiyatları 12 bin 500, 14 bin 500 TL arasında değişti… Ama merak edilen en çok ülke de bunları alacak ne esnaf ne de marangoz vardı herhalde...
Bir “çelenk” karmaşası!
Atatürk Anıtı önünde 10 Kasım’da ilginç bir çelenk koyma merasimi yaşandı. Aslında bu ‘sıkıntı’ hep yaşanıyor. “Kurucu Cumhurbaşkanı” diye bir kurum yok…
Yani yurt dışında olduğunda, birisinin “vekalet” ettiği bir kurum değil bu. Rauf Denktaş, kişi olarak bu sıfatla onurlandırıldı. Ancak böylesi bir “kurum” yaratılmadı.
10 Kasım töreninde, “Kurucu Cumhurbaşkanı” adına çelenk anons edildi. Askerler çelengi getirdi ancak çelenk öyle orada kaldı.
Böyle olunca oğlu Serdar Denktaş yürüdü, çelengi koydu.
Peki, Serdar Denktaş da orada olmasaydı ne olacaktı acaba?
Alanlı şimdi de DP’li…
UBP’den olaylı bir şekilde ayrılan ve ÖRP’de siyasi yaşamına devam eden Hüseyin Avkıran Alanlı’nın ÖRP macerası bitti.
ÖRP’de istediği başarıya ulaşamayan Alanlı, dün bazı ÖRP’li üst düzey yöneticiler ile Demokrat Parti’ye katıldı.
Teşkilatlanmadan sorumlu genel başkan yardımcısı görevini yürüten Alanlı, UBP hükümetinden bu ülkede becerisizlik ve talandan başka hiçbir şey göremediklerini söyleyerek, ÖRP’nin bu hükümete “dur” diyebilecek politikalar üretmekten yoksun olduğunu vurguladı.
İbrahimoğlu bir yıldır uğraşıyor…
Kalkınma Bankası’na Bakanlar Kurulu kararı ile Ercan İbrahimoğlu’nun atandığına yönelik bilgilerin ardından İbrahimoğlu için yeni yeni bilgiler ortaya atılıyor.
İbrahimoğlu’nun bir yıldır bu görev için yoğun bir kulis çalışmasında olduğu iddia edilirken, UBP’nin ağır toplarını da yanına alarak kararın alınmasında etkili olduğu konuşuluyor.
“Maliye Bakanı Ersin Tatar’ın ekonominin UBP hükümeti döneminde yüzde 11 büyüdüğü yönünde yaptığı açıklama halkla dalga geçmektir.”
Özgün Kutalmış / TDP Ekonomi Komitesi Başkanı
Osman Ertuğ / Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü
Hükümet son elektrik zammından sonra santrallere ihtiyaç duymayacak... Vatandaşın dikili saçlarından gerekli elektrik temin edilebilir...
Mehmet Ekin Vaiz’in profilinden
Hastayım bu hükümetin bakanlarına, yasalar vızır vızır Meclis’e sevk edilirken hiçbir şeyden haberleri yok diyorlar. Yoksa birileri yasaları Bakanlar Kurulu’nu da by-pass geçerek direkt Meclis’e mi gönderiyor?
Ahmet Muratoğlu’nun profilinden
Bakanlar toplantıda, makam arabaları “gıcır gıcır” edilmekte…
% 3 zam…
“Müjdeler olsun…
Maliye Bakanımız açıkladı, “13. Maaş bir hak. Devam edecek” dedi. Sonra bir müjde daha verdi;“2012’de devlet memurlarına % 3 zaman var…”
Memurlarımızın, emeklilerimizin ayakları sevinçten (!) yere basmıyor. Elektriğe, akaryakıt, gaza gelen zam unutuldu (!) bile.
Birinci müjdeye diyecek bir şey yok. Hak, haktır, verilecek… Ama ikinci müjde !!!!!
% 3… Sadaka gibi maşallah…”
Erdinç GÜNDÜZ
Tuz kokarsa ne yapacağız?
“Özker Özgür’den duymuştum ilk defa…
“Et kokarsa tuz var, tuz da kokarsa ne yapacağız”
Tam da o noktadayız şimdi.
“KKTC’de kurumlar zarar ediyor, özelleştirin” dendi ya…
Köşesine çekilen “mafya” mal bulmuş mağrubi gibi dolanıyor piyasada…
Belediyeye sızmışlar…
Başbakanlık’a sızmışlar…
Öyle mafya derken beli silahlıları da söylemiyorum ha…
“İhale mafyası…” “
“Arazi mafyası”
“İş takipçileri…”
Kat kravat piyasadalar her gün…”
Hüseyin EKMEKÇİ
Cep delik, cepken delik…
“Yüzde 20’yi aşan elektrik şokunun kolay atlatılamayacağı kanısındayım. Kolay atlatılabileceğini sananlar ya kafayı yemiş olanlar, ya da şoklardan bile etkilenemeyecek sağlıksız bünyeye sahip olanlardır.
Egemen Bağış dış siyaset konusunda “faturayı KKTC’ye ödetmeyiz” dedi ama şoklu elektriğin faturasının kimlere ödetileceği belli.
Zam, zam, zam!.. Bütçelerdeki delik, Ozon tabakasındaki delikten beter oluyor.
Orhan Veli halimizin tercümanı: “Cep delik cepken delik / Kevgir misin be kardeşlik.”
Ahmet TOLGAY