Feminist Atölye (FEMA)
Sevgili FEMA okuyucuları,
Kıbrıs’ta, Kadına Yönelik Şiddet her geçen gün daha da korkunç boyutlara ulaşırken, milletvekilleri ve bakanlar başta olmak üzere tüm devlet yetkilileri bu şiddete “dur” demek için hiçbir şey yapmıyor. Kadına yönelik şiddetin bir sorun olarak kabul edilmediği ülkemizde, tecavüze maruz kalan kadınlar, yaşadıkları travmanın ağırlığı ve karşılaştıkları “ahlaki yargılamaların” vahameti yetmezmiş gibi, yasal, kurumsal ve tıbbi destek yetersizliğinden dolayı büyük bir yalnızlığa itiliyor.
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi ( CEDAW)’ın Cumhuriyet Meclisi’nde kabulünün üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen hala bu sözleşmenin gereği olan önlemler alınmadı.
Başta cinsel şiddet olmak üzere, şiddetin her türlü biçimi ile karşılaşan kadınların ihtiyaç duyduğu rehabilitasyon merkezleri ve sığınma evi gibi kurumların açılması için hiçbir inisiyatif alınmıyor. Tecavüze maruz kalan kadınlar ile ilgilenecek, özel eğitim almış Polis ve Sağlık birimleri bir türlü kurulmuyor. Şiddet mağduru kadınların ihtiyaç duyduğu yasal desteği sağlayacak Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Büroları açılmıyor. Cinsel Taciz ve Tecavüzü engelleyecek caydırıcı hukuki düzenlemeler yapılmıyor.
KISACASI KIBRIS’TA KADINA YÖNELİK ŞİDDET OLDUĞU GERÇEĞİ YA KABUL EDİLMİYOR YA DA GÖRMEZDEN GELİNİYOR! OYSA SELDA İÇER’İN GEÇTİĞİMİZ HAFTALARDA BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI HASAN SÖZMENER İLE HAVADİS GAZETESİ İÇİN YAPTIĞI RÖPORTAJ KIBRIS’TA KADINA YÖNELİK ŞİDDET İLE İLGİLİ OLDUKÇA ÇARPICI BİLGİLER VERİYOR! SÖZMENER’İN YAPTIĞI AÇIKLAMALARA GÖRE SADECE 2007-2010 YILLARINDA ŞİDDETE UĞRADIĞI ŞİKÂYETİYLE POLİSE BAŞVURAN KADINLARIN SAYISI 2,245. AYDA 10 KADIN BAROLAR BİRLİĞİ’NDEN YARDIM TALEBİNDE BULUNUYOR! ŞİDDETE MARUZ KALAN KADINLAR MADDİ ZORLUK, KOCA KORKUSU YA DA AİLE BASKISI NEDENİYLE ŞİKÂYETLERİNİ GERİ ÇEKMEYE ZORLANIYORLAR!
Bu gidişe “dur” demek, Kıbrıs’ta kadına yönelik şiddete dair duyarsızlığa karşı sesimizi yükseltmek ve kadına karşı şiddeti önlemek konusunda önemli araçlardan biri olan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin bir an önce KKTC meclisinden geçmesi için başlattığımız imza kampanyası devam ediyor. 25 Kasım BM Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ne kadar 2500 imza toplamayı hedefliyoruz. Şu an elden ve internetten sizlerin de desteği ile topladığımız imza sayısı 1000’e ulaştı! Lütfen siz de kampanyamıza destek verin!
Uzaylı Zekiye
feminist.uzayli.zekiye@gmail.com
Vajinismus
Benim yaşadığım gezegende altı tane mevsim var ve şu an içinde olduğumuz Isı mevsiminde güneş Feminus gezegeninin hayat olan her yerine en az 50 derecelik açıyla düşüyor. Sıcaklıklar nerden baksan dünyadakinin yarısı kadar ama biz ısıya pek alışık değiliz. Bu sıcakta yapacak başka hiçbir şey bulamadığımdan yine dünyayı izledim ben de. Çiftleşen insanları gözlemledim. Kendileri çiftleşen hayvanların belgesellerini çektiklerine göre, benim de tek
Psikolojik derken neyi kastetmek istediğimi de açayım. Örneğin tecavüz veya tacize maruz kalmış kadınlar geçirdikleri travma nedeniyle yaşayabiliyorlarmış bu sorunu. Ya da sadece çocukluklarından itibaren cinsel birlikteliğin sadece erkekler için “istenilesi” bir haz olduğu ve kadın içinse sadece bir görev olduğu fikri bilinçaltına yerleşip kaslara “durunnn” emri verebiliyormuş. Vajinismus olan kadınlar cinsel ilişkiye girememek dışında cinsel organlarına hiçbir cismin dokunmasını istemiyorlar; hatta aynayla cinsel organlarına bakamıyorlarmış. Bu konuda bildiklerimi ben de dünyalı doktorlar öğrendim elbette. Fakat aynı zamanda bir tespitte bulundum. Psikolojik denen bu sorunlar aslında daha çok sosyolojik değil mi sizce de? Ne yazık ki bu da kadın bedenine yapılan fiziksel saldırıların veya kadına yöneltilen sosyal baskının sonucu. Ayrıca tedavi edilemez bir hastalık değil vajinismus. Böyle bir sorunla karşılan hiçbir kadın yalnız olduğunu düşünmemeli ve önce bir jinekologa daha sonraysa psikologa başvurmaktan çekinmemeli. Konunun uzmanları bu konuda gerekli desteği sağlayacaklardır. Kendiliğinden iyileşmesi ise pek mümkün değil.
FEMA- KADININ İNSAN HAKLARI EĞİTİM PROGRAMI, 3. GRUP ÇALIŞMASI KASIM’DA BAŞLIYOR!
Feminist Atölye olarak 2010 yılında Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği ile kurduğumuz “KİHEP Kurumsal Ortaklığı” sonucunda, Kadının İnsan Hakları Eğitim Programı’nı (KİHEP) Kıbrıs’a modifiye etmiş ve 2011 yılının Mart ayından itibaren uygulamaya başlamıştık. Kadınların anayasal, medeni, ekonomik ve doğurganlık hakları, şiddete karşı stratejiler, iletişim, toplumsal cinsiyete duyarlı çocuk eğitimi, cinsellik, siyaset, feminizm, kadın hareketi ve kadın örgütlenmesi konularında 16 modülden oluşan ve toplam 4 ay süren KİHEP atölyelerinin 1. Grup çalışmasını 11 Mart-13 Haziran 2011 tarihleri arasında tamamladıktan sonra, 2. Grup çalışmasını da 4 Temmuz-23 Ağustos 2011 döneminde bitirmiş bulunuyoruz.
Katılımcı ve feminist yöntemlerle kadınların her alanda haklarını hayata geçirmelerine, hak bilinci kazanarak güçlenmelerine ve ihtiyaçları çerçevesinde örgütlenmelerine destek olmayı hedefleyen KİHEP atölyelerine, kış aylarında da devam ediyoruz. 1Kasım 2011- 13 Şubat 2012 tarihleri arasında gerçekleştireceğimiz 3. Grup çalışmaları için başvuru süreci Eylül sonu itibariyle başlamış ve şu ana kadar 15 başvuru olmuştur. Atölyelerimiz maksimum 25 kişilik gruplardan oluştuğu için, 3. Grup çalışmalarına katılmak isteyenlerin info@feministatolye.org adresine mail atmalarını ve göndereceğimiz elektronik formu 28 Ekim 2011 tarihine kadar doldurmalarını rica ederiz.