Dila ŞİMŞEK
Bakanlar Kurulu’nun işsizlik ödeneğini salgın sürecinde 2 bin 674 TL’den 1500 TL’ye düşürmesine tepki yağdı.
YENİDÜZEN’e konuşan ilgili çevreler, alınan kararın adaletsiz ve yasadışı olduğunu söyledi.
“Evli ve çocuklu KKTC vatandaşlarına” işsizlik ödeneği primleri kapsamında kişi, gelirinin %3’ünü prim olarak yatırıyor.
Örneğin 5 Bin TL brüt kazanan bir kişiden, 150 TL işsizlik sigortası primi olarak alınıyor.
Her ay yüzde %3 oranında ‘işsizlik primi’ yatıran sigortalı çalışanlar, bunun karşılığında, kademeli bir şekilde durumuna ve yatırdığı prim miktarına göre maaş alabiliyor. İşçinin çalışmış ve primini yatırmış olduğu süreye göre değişerek, 4 aydan 6 aya kadar işsizlik ödeneğinden yararlanabiliyor.
Bakanlar Kurulu, aldığı kararla işsizlik ödeneğinin 1500 TL’ye düşürüldüğünü açıklamış, Sosyal Sigortalar Dairesi’nin ekonomik sıkıntılarına dikkat çekmişti.
KTAMS Başkanı Güven Bengihan, alınan kararın yasadığı olduğunu ve ‘insafsızca’ olduğunu söylerken, iç borçlanmanın şart olduğunu kaydetti.
Devrimci Genel-İş Sendikası Başkanı Ömer Naşit ise, hükümetin bir an önce bu karardan dönmesi gerektiğini ifade ederek ‘servet vergisi’ uygulamasına dikkat çekti.
Öte yandan, GİAD Başkanı Uğur Ergün hükümetin her zaman ‘üvey evlat’ muamelesi yaptığı özel sektör ve çalışanlarına ilişkin son dönemde almış olduğu kararlar ve uygulamaları adaletsiz, fırsatçı ve ekonomik akıldan yoksun bulduklarını dile getirdi.
Ergün, alınan kararın yasadışı olduğunu vurgulayarak, “Kayıt dışı çalışan, vergi kaçıran ve ülke ekonomisine zırnık katkısı bulunmayan bu kişi 18 Martta rahatsızlığı nedeniyle hastaneye yatmıştır ve bu safhada bile kendisine nerden geldiği sorulmamıştır. Kayıt dışı işgücü ile haksız rekabet içinde ayakta kalmaya çalışan özel sektör ve çalışanları olarak devletin kayıt dışı ekonomiye olan bu sonsuz hoşgörü ve teşvikini de hiçbir zaman affetmeyeceğimizin bilinmesini isteriz” şeklinde konuştu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Erçin Tekakpınar, içinde bulunduğumuz süreçte yapılabileceğin böyle bir uygulama olduğunu söylese de, işsizlik sigortasının işsizliği teşvik etmemesi gerektiğini de vurguladı. Tekakpınar, “Bulunduğumuz noktada durum maalesef bu” dedi.
Yasaya göre:
“İşsizlik sigortası ödeneği verilme süreleri; toplam en az yedi yüz yirmi gün (2 YIL) ile bin yedi yüz doksan dokuz gün (5 YIL) işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsize yüz yirmi gün (4 AY); toplam en az bin sekiz yüz gün (5 YIL) ile beş bin üç yüz doksan dokuz (15 YIL) gün işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsize yüz elli altı gün (5 AY 6 GÜN) toplam en az beş bin dört yüz günden (15 YIL) fazla işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsize yüz seksen gündür (6 AY)
Bekar bir işsizin günlük ödeneği 50.93 TL aylık 1528 TL
Evli ve Çocuğu olmayan işsizin günlük ödeneği 50,93 TL + 12,73 TL aylık 1910 TL
Evli ve iki çocuklu bir işsizin günlük ödeneği 50,93 TL + 12,73 TL + Çocuk başı 12,73 TL aylık 2674 TL”
Devrimci Genel-İş Sendikası Başkanı Ömer Naşit:
“Bir an önce hükümet edenler bu yanlıştan dönmelidir”
Devrimci Genel-İş Sendikası Başkanı Ömer Naşit, sağlık koşullarının korunabilmesi için ekonomik yeterliliğin önemli olduğunu vurguladı. Bu nedenle tüm dünyada çalışan ve küçük işletmelerin desteklenirken, hükümetin işsizlik ödeneğini aşağıya çekmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi.
Naşit şu şekilde konuştu:
“Öncelikle içinde bulunduğumuz dönem dünya tarihinde 100 yılda bir yaşadığımız bir dönemdir. Sağlığın ve ekonominin ikisinin iç içe düşünülmesi gereken bir dönemdir. Sağlık koşullarımızı yeterli oranda koruyabilmemiz için ekonomik yeterliliğimiz çok önemli bir noktadır. Hal böyle iken ve tüm dünya da çalışanı ve küçük işletmeleri destekleme paketleri açıklanırken hükümetin dünyayı yeniden keşfederek işsizlik ödeneğini aşağıya çekiyor. Kapitalist sistemin sürdürülmesinin en önemli araçlarından biri olan IMF bile ülkelere servet vergisi önerirken biz emekçinin işsizlik ödeneğini düşürüyoruz. Bu kabul edilecek bir şey değildir. Bir an önce hükümet edenler bu yanlıştan dönmelidir.”
KTAMS Başkanı Güven Bengihan:
“Hem insafsızlık, hem yasa dışı”
Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası Başkanı Güven Bengihan, Bakanlar Kurulu’nun yanlış bir karar aldığını söyleyerek, işsizlik maaşının salgın döneminde düşürülmesini ‘insafsızlık’ olarak nitelendirdi. Evli ve çocuğu olan kişiye yapılan işsizlik ödeneğinin 2674 TL olduğunu ifade eden Bengihan, sağlık açısından riskte olunan bir süreçte hükümetin böyle bir uygulamaya gitmesinin yasalara da aykırı olduğunu savundu. Bu süreçte, var olan ödemenin üzerine ek katkı yapılması gerektiğini söyleyen Bengihan, hükümetin bunun tam tersini yaptığını anlattı. Bengihan sözlerine şöyle devam etti: “Salgın nedeniyle döviz ekonomiyi vurmuşken, piyasa tamamen durmuşken böyle bir karar alınması kabul edilemez. Bu hem adaletsiz, hem de yasaya aykırı alınan bir karardır. Dünyanın birçok ülkesi bu kriz karşısında daralan piyasaya nakit akışı yapıyor. Bizim para basma gibi bir lüksümüz olmadığı için, yapabileceğimiz tek hamle uzun vadeli iç borçlanmadır. Halkın alım gücünün arttırılması gerekir. Bu şekilde bankaların da elindeki mevzuatı satmasıyla rahatlaması sağlanabilir. Yıllardır gelirlerini arttıran ülke zenginleri, ne yazık ki bu süreçte hiçbir fedakarlık yapmadığı gibi, aksine krizi fırsata çevirmeye çalışıyor. Ambulans satarak, otellerini kiralatarak bu süreçten yararlanıyor. Ülkenin en çok kazanç sağlayan sektörü casinolar bile, 40 günlük durgunluk sonrası kendi işçisine bile sahip çıkmayarak devletten yardım bekledi. Adil gelir dağılımı ve servet üzerinden vergi düzenlemesine gidilmelidir. Yıllardır bu devlete vergi vermeyenlerden hesap sorulması gerekir. Zarar beyan eden iş insanları ve onlara olanak sağlayan yandaşlarının denetlenmesi, sorgulanması gerekir. Bu kişilerin gerçekçi bir beyanda bulunmaları sağlanmalıdır”
KTAMS Başkanı Güven Bengihan, UBP-HP hükümetinin ‘emek düşmanı’ olduğunu bir kez daha gösterdiği kaydedilirken, salgın nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonomik kriz yaşanırken; bu genel krizin yanında TL’nin döviz karşısında hızla değer kaybetmesi ülkemizde krizin katmerlisinin yaşandığını ifade etti.
Hükümetten, alınan karardan derhal dönülmesi çağrısı yaptı.
“Vergi toplama devletin en önemli görevlerinden biridir”
Bengihan yazılı açıklama da yaparak şöyle konuştu: “Krizin başlaması ile birlikte hükümetin ilk yaptığı iş kamu çalışanlarının ve emeklilerin maaşlarından kesinti yapmak olmuştur. Bunun yanı sıra özellikle dar ve sabit gelirli çalışanların alım gücü sıfırlanmak üzeredir.
Dünya zenginleri standardında lüks hayat yaşayanlar muhasebe oyunları ile zararda gösterilerek vergi ödememekte veya komik diye nitelendirilebilecek oranda ödemektedirler. Vergi toplama devletin en önemli görevlerinden biridir. İşini layığı ile yapan muhasipler ve vergisini layıkıyla ödeyen işadamlarını tenzih ederken; bu konunun kötü niyetli bazı muhasiplerin eline bırakılmaması ve devlet denetimi altına alınması gerektiğini vurgularız.
Bu kriz döneminde özel sektör çalışanlarının devlet tarafından desteklenmesi gerekirken, ülkemizi yönetenler maalesef tam tersi bir tutum içerisindedirler. Özel sektör çalışanları yapılacak olan 1500 TL’lik desteği hala alamamışken, Hükümet şimdi de bu kesimin işsizlik ödeneğine el uzatmıştır. Yıllarca her ay Sosyal Sigortalar Dairesi’ne işsizlik primi ödeyen çalışanların yasal güvence altında olan işsizlik ödeneği; kanun hükmünde kararname gibi anti-demokratik bir yöntemle “uyumlaştırma” adı altında uyduruk bir gerekçe ile 2674 TL’den 1500 TL’ye düşürülmüştür. Emeğinden başka hiçbir şeyi olmayan, alın teri ile yaşamını sürdürmeye çalışan insanlara daha çok destek verilmesi gereken, böylesi bir dönemde onların mevcut yasal haklarına el uzatmak ne akılla ne de vicdanla bağdaşmıyor.
Yaşanan ekonomik krizin bedelini dar ve sabit gelirlilere ödetmekte ısrar eden UBP-HP Hükümetine bu karardan derhal vazgeçmeleri için çağrı yapıyoruz.”
GİAD Başkanı Uğur Ergün:
“Adaletsiz, fırsatçı ve ekonomik akıldan yoksun”
Genç İş Adamları Derneği Başkanı Uğur Ergün, hükümetin her zaman ‘üvey evlat’ muamelesi yaptığı özel sektör ve çalışanlarına ilişkin son dönemde almış olduğu kararlar ve uygulamaları adaletsiz, fırsatçı ve ekonomik akıldan yoksun bulduklarını kaydetti.
Ergün, hükümetin Nisan ve Mayıs ayları sonunda belli sektörlere 1500 TL ödeme yapacağını ilan ettiğine değinerek, bu iki ay boyunca da KKTC vatandaşı çalışanların işten durdurmaları yasaklandığını hatırlattı.
Kayıtlı çalışanlar işten durdukları zaman devletten 6 ay boyunca aylık 2670 TL işsizlik ödeneği alıyorken şimdi devlet zoru ile işten çıkmış bu çalışanların da aylık 1500 liraya mahkûm edildiğini söyledi.
Ergün şu şekilde açıklama yaptı:
“Her hâlükârda işten durmuş olanlara da artık 6 ay süresince değil yapılacağını duyduğumuz 4 ay süresince ve yine 2670 TL değil 1500 TL ödeme yapılacağını öğrendik.
Özetle sair zaman işten duran bir işçi devletten toplam 16020 TL işsizlik ödeneği alırken artık toplamda 6000 TL alabilecektir.
Genç TV'de canlı yayına çıkan Çalışma Bakanı bu hususta sorulan bir soruya cevaben "biz 1500 TL veriyoruz, SSK ve ihtiyat sandığı yatırımı da almıyoruz" demiştir. Yani devlet işçiye ödeyeceğini işçi ve işveren arasında bölüştürmüştür. Bakan "ayrıca insanlara ihtiyat sandığından kendi paralarını çekmeleri için şans tanıyoruz. Zaten bu kadar insan işsizlik başvurusu yaparsa bu ortamda bu kadro ve müfettiş eksiği ile altından kalkamayız ve her bir başvuruyu sonuçlandırmak uzun zaman alır" diye de ekledi. Burada da yine devletin ayıbı işverene yükleyerek kapatılmaya çalışılmaktadır. Devlet işçiye destek olacağım, işten durdurmaların önüne geçeceğim diyerek aslında fırsatçılık yapmakta ve işçiyi değil sadece kendi bütçesini korumaktadır. Bütün cari giderlerini özel sektörden elde ettiği gelirle karşılayan hükümetin zora girince ilk gözden çıkardığı kesim yine özel sektör olmuştur.
Devlet özel sektörde iş ve gelir darlığını hiç hesaba katmadan, çeklerde 90 gün uzatma ile alacakların tahsilatını da baltalayarak işverenin çalışan başına en az 10000 TL harcama yapmasını öngörmekte ve bunun karşılığında çalışana harca harca bitmeyecek bir 1500 TL katkı vererek büyük bir lütufta bulunmaktadır! Sosyal Sigorta emeklileri de 1500 TL’lik devlet katkısı kapsamı dışında bırakılmıştır. Oysa emekli olup çalışan kesimden yatırım almaya devam edilmektedir. 5 senede 1 gözlük almaktan başka hiçbir şeye yaramamış olan bu yatırımı yapmanın bir anlamı kalmamıştır keza emeklilerin sağlık sisteminden faydalanmaları için yatırıma da ihtiyaçları yoktur ve hükümet emeklileri kendi eliyle kayıt dışılığa teşvik etmektedir. Bu ülkede kayıt dışı olmak her zaman makbul olmuştur. Bunu son yaşanan trajik örnekten de görebiliyoruz. 5 Mart 2020 tarihinde adaya giren yabancı bir kişinin kombay tamircisi olduğunu ve sayısız çiftçiye tamir hizmeti verdiği bilgisini basından öğrendik. Bu kişi adaya giriş yaptığı zaman kendisine neden geldiği, nerde kalacağı hiçbir şekilde sorulmamıştır. Kayıt dışı çalışan, vergi kaçıran ve ülke ekonomisine zırnık katkısı bulunmayan bu kişi 18 Martta rahatsızlığı nedeniyle hastaneye yatmıştır ve bu safhada bile kendisine nerden geldiği sorulmamıştır. Kayıt dışı işgücü ile haksız rekabet içinde ayakta kalmaya çalışan özel sektör ve çalışanları olarak devletin kayıt dışı ekonomiye olan bu sonsuz hoşgörü ve teşvikini de hiçbir zaman affetmeyeceğimizin bilinmesini isteriz. 1500 TL istihdam destek ödemesi alan KKTC vatandaşlarının 2 ay işten durdurulamayacağı yazar, bu durumda TC ve 3. Uyruklu çalışanlar desteği alıp durdurulabilir. Zaten onların işsizlik ödeneği de yok. Konu ile ilgili sorduğumuzda Çalışma Dairesi hayır onları da durduramazsınız der. Zaten şu an bu süreçte işten duruş almamaları da yasal değildi…”
Ticaret Odası, maaş desteği konusunda Çalışma Bakanlığı’nı eleştirdi
Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO), Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nı maaş desteği konusunda eleştirdi, bakanlığın işsizlik ödeneğini düşürme gayretleri bulunduğunu ileri sürdü.
KTTO’dan yapılan yazılı açıklamada, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın maaş destek katkısını çalışanlara nasıl aktaracağını hala daha sistemlendirmediği iddia edildi.
Açıklamada şöyle denildi:
“Çalışanları, bölünme ve tartışma yaratmadan desteklemesi gereken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, henüz daha kasasından tek bir kuruş bile çıkarmadığı halde, büyük bir karmaşaya ve ek masraflarla yol açmaktadır. Bakanlar Kurulu’nu, işsizlik ödeneğini bin 500 TL’ye indirmek gibi yeni ve çalışanların aleyhine olacak kurallar geliştirmeye zorlamakta olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yaşamakta olduğumuz salgın günlerinde aldığı önlemler ve bu önlemleri hayata geçirme yöntemleri yeterli değildir ve karmaşanın büyümesine, endişelerin artmasına neden olacaktır.”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın maaş desteğini çalışanlara doğrudan ulaştırma gayretinin iş insanlarına karşı güvensizlik duyduğunun göstergesi olduğu belirtilen açıklamada, “İş insanlarımız, bu güvensizliği hak etmemiştir ve salgın günlerinden sonra bu güvensizliğin karşılığını verecek eylemleri geliştirmekten kaçınmayacaklardır” ifadelerine yer verildi.