20 Ocak 1989’dan bu yana 29 yıl geçti. Kıbrıslı Türklerin sporda gururu Mete Adanır, Samsun’da futbol oynadığı bir zamanda takım otobüsünün kaza geçirmesi nedeniyle aramızdan ayrılmıştı. Adanır, her yıl olduğu gibi geçtiğimiz 20 Ocak’ta da mezarı başında anıldı. Anma Töreni’nde göz yaşartan anlardan biri küçük Ada Adanır’ın, Mete Adanır’ın Samsun’dan gelen formasını üzerine geçirip mezarı başında amcasını anması oldu.
Biz de ‘adres kıbrıs’ olarak Mete Adanır’ı saygıyla anarken bu yıldönümünde kardeşi Eralp Adanır’ın ve DTB’de oynadığı yıllarda takım arkadaşları İlker Ertemel ile Hasan Tanışık’ın Mete’yi anlatmalarını istedik;
Eralp ADANIR
Mete Adanır Vakfı Bşk.
(Mete Adanır'ın kardeşi)
En son kalemizdir "VEFA"...
İnsan yaşamında olduğu gibi toplum yaşamında da "dönüm noktaları" denilen, yaşanmışlıklar vardır. 20 Ocak 1989 tarihi de özelde ailemiz genelde ise Kıbrıs Türk Toplumu için belleğe kazınacak, yüreklerde yer alacak bir dönüm noktasının gerçekleştiği tarihti.
Elbette ben bir ağabey, anne ve babam bir evlat kaybetmişti, ailemizden beklenmedik ve çok trajik şekilde bir ferdimiz ayrılmıştı ama Kıbrıs Türk Toplumunun da acısı en az bizim kadardı. Çünkü, bu küçücük ada'da asırlardır varlık mücadelesi veren, nicelerini toprağa, nicelerini göç'e teslim etmiş bu toplumun ayakta durabilmesi, kendi içinden çıkan ve toplumunu en iyi şekilde temsil eden insanlarıyla olmuştur.
Mete Adanır; kişiliği yanında Kıbrıs Türkü'nü yıllarca Türkiye Liglerinde, yaşamını yitirdiği tarihten bir yıl öncesine kadar bir "yabancı futbolcu" olarak temsil etmeyi başarmış, toplumunu 20'li yaşlarında gururlandırmış ve acılarla yoğrulmuş Kıbrıs Türk toplumunun medar-i iftiharı olmuş biridir.
Mete Adanır; sadece ailemizin bir ferdi değildi artık. Toplumu tarafından sahip çıkılan, yüceltilen, gelecek kuşaklara anlatılan bir insanımızdır.
Babam ve aile bireyleri olarak 1989 yılında kurduğumuz Mete Adanır Vakfı; özelde onun ismini yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmak yanında, hiçbir süreklilik arzetmeyen geliri olmamakla birlikte, başta Vakfın kurucu başkanı olan babamız Alpay Raşit Adanır'ın maddi desteğiyle, Kıbrıs Türk Futbol'una katkı sağlamak yanında, eğitime de önem vererek, elinden geldiğince öğrenci okutmuş, okullara teknik donanım katkısı sağlamış bir Vakıf olarak da yol almaya devam etmektedir.
Bir insanın yaşatılmasının ancak ve ancak; "toplumu tarafından" kabül görmesiyle gerçekleşebileceği bilincini her zaman taşımışızdır. Bugün geriye dönüp baktığımızda çekirdek ailemizden kalan tek kişi olarak beni mutlu eden en büyük olay; bizler de bu dünyadan göç ettiğimizde, toplumumuzun Mete'yi yaşatacak olmasıdır.
Biz acılarımızı mutluluğa dönüştürmek için, Mete'nin adını taşıyan Vakfı'mızla ona layık olmak adına attığımız her güzel adımın getirisiyle olmuştur.
Bugün Girne'de en önemli caddemizde ismi yaşadığı gibi, ada'nın 2 farklı yöresinde de sokak ismi olarak yaşamaktadır. Geçtiğimiz yıl ise "kalıcılık" adına ve kendi alanında "heykeli dikilen ilk sporcu" olarak Mete'nin heykeli, Girne'nin en önemli futbol sahasına dikilirken, sahanın ismi de" Mete Adanır Girne 20 Temmuz Stadı" olarak değiştirilmiştir. Tüm böylesi gelişmeler, Mete Adanır'ın ölümsüzleşmesinde önemli adımlardır.
Bir toplumun yokoluşunda dik durabilecek tek bir kalesi varsa, o da "VEFA"'dır.
Vefa borcumuzu yitirmediğimiz sürece, toplumumuza ve insanlarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.
İlker ERTEMEL
(Dönemin Doğan Türk Birliği kaptanı)
“Atletizmin de şampiyonuydu”
Doğan Türk Birliği’nde (DTB) uzun yıllar futbol oynayan, kaptanlık yapan, ‘Hocaların hocası’ diye adlandırılan İlker Ertemel, Mete Adanır’ı anlatırken, “O öncelikle insan, sonra futbolcu olarak çok iyi karaktere sahip biriydi” dedi. İlker Ertemel, “1974 sonrası DTB’nin alt yapısında futbol oynayan Mete’yi, futbolcu arkadaşımız babası Alpay Adanır ile birlikte lise yıllarında (1976) atletizm pistinde izlemeye giderdik. O yıllarda Mete 100, 200 ve 4x100 bayrak yarışlarının şampiyonuydu. 1977 yılında ise genç takımda gösterdiği performans sayesinde A takım kadrosuna dahil edildi. Mete A takım kadrosunda ilk haftadan itibaren ilk on bir oynamaya başlarken, tüm takım tarafından yaşının da küçük olmasından dolayı korunmaya ve sevilmeye başlandı. Takımın en küçüklerinden biri olan Mete’yle kazandığımız Federasyon Kupası final maçını unutmamız mümkün değil. Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu tarafından ilk kez organize edilen Federasyon Kupası’nda Yenicami ile final oynadık ve o karşılaşmada Yenicami’yi Mete’nin kaydettiği üç golle 3-0 mağlup ederek tarihe geçtik. Bunda Mete’nin payı çok büyüktü. Mete o yıllarda kendinden söz ettirirken, özellikle 1978 sezonunun sona ermesi ile birlikte İngiltere’ye gitmesi ve futbol yaşantısını orada sürdürmesi onun futbol oyun zekasının gelişmesine büyük katkı koydu. Daha sonraları oynadığı takımlarda bunu kanıtlayan bir kişi oldu. Onunla futbol oynamak, ona kaptanlık yapmak benim için büyük onur oldu” ifadelerini kullandı.
Hasan TANIŞIK
(DTB’de takım arkadaşı)
“Mete benim için bir efsanedir”
Doğan Türk Birliği’nin (DTB) unutulmaz isimlerinden biri olan Hasan Tanışık, Mete için ‘Boynuz kulağı geçer’ tabirini kullandı. Önceleri Mete’nin babası Alpay Adanır ile futbol oynadığını, daha sonraki yıllarda bu kez oğul Mete ile futbol oynama şerefine eriştiğinin altını çizen Tanışık, “Mete benim için bir efsanedir” dedi. “1980 yılında İzmir’de organize edilen İslam Oyunları’na DTB takımından Mete ile birlikte Kıbrıs Türk Futbol Milli takımında yer almak benim unutulmazlarım arasındadır” açıklamasını yapan Hasan Tanışık, “Mete öncelikle komple bir sporcuydu. Onunla birlikte futbol oynadıktan sonra anladım ki, Mete mükemmel bir insandı” dedi. “Bir insanı tanımak istersen onunla ya seyahat edeceksin ya da birlikte yaşayacaksın” açıklamasını yapan Hasan Tanışık, “Ben Mete ile hem seyahat ettim, hem de birlikte bir şeyler paylaştım. Kupa şampiyonluğu sonrası Londra’da bulunan DTB takımının davetlisi olarak kara yolu ile oraya gittiklerini, ardından İslam Oyunları sırasında birlikte kalarak, birlikte bir şeyler paylaştıklarının altını çizen Hasan Tanışık, “İyi ki Mete ile futbol oynamışım” dedi.