Bayram sonrası tekrardan futbola ve futbolun dinamiklerine sıkıca bağlandığımız döneme girdik. Artık bir müddet Milli Takım derdi de kalktı ortadan. Milli Takım demişken, Euro 2012’de sonuna kadar İrlanda’yı destekleyeceğim de kesinleşmiş oldu bu dönem içerisinde. Önümüzdeki hafta da İrlanda’yı ve bu başarısını irdeleyen bir paragraf da atarız muhakkak. Ama bu hafta başka konularımız var.
GÖZTEPE-ELAZIĞSPOR
Pazartesi akşamı Göztepe’nin kulüp doktoru sevgili Nevzad Denerel’in davetlisi olarak Göztepe maçını izlemeye Atatürk Stadı’na gittik. Havanın çok soğuk olmasına rağmen, protokolde maç izlemek çok keyifliydi. Son 6 haftada galibiyet yüzü göremeyen ve ligde düşüş içerisinde yer alan GözGöz, bu zorlu maçtan Şamil’in golü ile 1-0 galip ayrılarak özlemini sona erdirdi. Güzel bir taraftar grubunun desteklediği İzmir ekibini bizlere izleme şansı veren sevgili Nevzad Denerel’e çok teşekkür ediyorum.
CHELSEA - LİVERPOOL
Sevgili Okan (Dağlı) abim ile en büyük iki atışmamızdan biridir bu maç, hatta en büyüğü bile sayılabilir. Bu nedenle bu karşılaşmayı heyecan ile bekliyordum günlerdir. Maç öncesi sanal alemde herkes Torres’in gol atacağını söylese de, ben saha içerisinde Torres’in varlığından bile bir haberdim. Chelsea’nin futbol kalitesi belli, Mata gibi inanılmaz bir oyuncuları var ve onu izlemek büyük keyif. Fakat maça çok baskılı başlayan bir Liverpool vardı sahada. İleride basan ve rakibi hataya zorlayan ekipte Charlie Adam ve Lucas Leiva’nın baskıları sonucu Bellamy ve Suarez işbirliğinin ardından golü bulan Maxi kırmızıları öne geçirdi. Daha sonra golü buldu Chelsea fakat, Glen Johnson son dakikalarda çok güzel bir gol atarak deplasman galibiyetini Liverpool’a getirdi. Böylece ben de Okan abiye takılmak için gerekli sebebi bulmuş oldum. Her ne kadar çok yakın bir zamanda iki ekip kupa maçında karşılaşacak olsa da, fırsatları iyi değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Eminim Okan abi de bu atışmalardan keyif alıyordur.
BEŞİKTAŞ – GALATASARAY
Bu karşılaşmaya ise ırkçılık iddiaları damga vurdu. Eboue’ye yapılanların tarifi ve açıklaması yok. Bir insanın üzerine yüzlerce madde yağıyorsa, o maddelerin neresine geldiği ile ilgili emin olmamıza gerek yoktur, önemli olan atanların niyetidir. “Maymun” söylemlerine ise halen inanmak istemiyorum. Fakat süregelen tartışmaları “Türk insanı ırkçılık yapmaz” cümlesine getirenlere ise içten içe gülüyorum. “Irkçılık” kelimesini sadece ten rengi siyah olan insanlarımıza karşı yapılan bir eylem olarak düşünmek çok yanlış bir düşünce şekli. Zira ırkçılık her insan tarafından renk, dil, din ayırt etmeksizin, tüm dünya üzerinde, hatta Türkiye içinde bile bolca yapılıyor. Empati bu yaşamda en gerekli ve en erdemli hareket. Biraz daha kendimizi zorlamamız gerek. BJK TV’ye çıkıp da, “Her gün Eboue’nin kardeşlerini National Geographic’de izliyoruz zaten” diyen insan benzerine de bu ülkede nasıl bir tavır takınılacağı da tarafımdan büyük merak konusu.
Yazıyı ırkçılık ile ilgili iki cümle ile bitirmek istiyorum, ilki Türkiye’nin %99 çoğunluğunun inandığı Müslümanlık’ta yeri olan Hadis-i Şerif’ten; “Irkçılık yapan da, ırkçılık için savaşan da ve ırkçılık uğrunda ölen de, bizden değildir.”
Son olarak da Panin’den; “bir zencinin rengini değiştirmenin tek yolu, beyaz adamlara beyaz yürekler vermektir.”