Dila ŞİMŞEK
Altun Tabya Otel’in sahibi ve işletmecisi Berna Altunsoy, kendisine dedesinden kalan oteli anlatıyor. Küçük işletmelerin yaşadığı sorunlara değinen Altunsoy, Mağusa Kaleiçi’nin tek oteli olan Altun Tabya’ya verdiği değerden bahsediyor.
“Aslında piyano öğretmeniyim…”
Berna Altunsoy, 2015’te babasını kaybettiğinden beri otelin işletmesini üstlendiğini söylüyor. “Aslında konservatuar mezunuyum, dokuz sene boyunca piyano öğretmenliği yaptım. Babamı kaybettiğimde, otelin başına geçmeye karar verdim, çünkü aile yadigarımızı korumak ve sürdürmeyi istiyorum” diyor. Oteli 1973’te babasının açtığını kaydeden Altunsoy, öncesinde ise burayı dedesinin işlettiğini, ‘Hilmi Efendinin Hanı’ olarak kullanıldığını dile getiriyor. Kendisinin üçüncü kuşak olarak oteli işletmeye başladığını ifade eden Altunsoy, “Kaleiçi’nde doğup büyüdüm, evimiz otelin hemen yanındaydı, tüm hayatımı burada geçirdim” şeklinde konuşuyor.
Otelin 14 odası, 32 yatak kapasitesi olduğunu belirten Altunsoy, bir de ‘balayı evinin’ olduğunu anlatıyor.
“Mağusalıların burada bir geçmişi var”
Birçok Mağusalı’nın otelde anısı olduğunu, özel günlerini burada geçirdiğini ifade eden Altunsoy, özellikle 1973’te Mağusa’da Salamis Hotel ve Altun Tabya dışında otel olmadığına değiniyor.
Küçük işletmecilerin yaşadığı sorunları kaydeden Altunsoy, “Her ay ve her yıl vergilerimizi tam olarak Bakanlığa ve Belediyeye ödüyoruz, ancak etraftaki birçok ‘kaçak’ işletme, bu vergileri ödemediği için çok daha ucuz fiyatlara oda kiralayabiliyor. Kimse bunu denetlemediği için de ortada haksız bir rekabet var. Biz her ne kadar canla ve başla çalışsak da, hiçbir vergi ödemeyen işletmelerle başa çıkamıyoruz. Ancak ben insanların kaliteli hizmeti ayırt edebildiklerine inanıyorum. Yine de, rekabeti adil bir seviyede tutmamız için yetkililerin denetimine ihtiyacımız var. Bu süreçte en büyük destekçim ise eşim oldu. Otelimiz için çok çalıştı” şeklinde konuşuyor.