Özel sektör emekçilerinin dramında birkaç aylık maaş gecikmesi ya da sosyal güvenlik primlerinin iç edilmesi “sıradan” bir acıya dönüştü.
Girne Amerikan Üniversitesi üzerinden toplumun gündemine düşen sonuç “yaldızlı” bir çıplaklık aslında…
“Kral” epeydir “çıplak” oysa!
Çıplak, yalnız ve çaresiz.
***
Sosyal Sigortalı sayısı nedir ülkemizde?
Son rakam 90 binin üzerinde.
Peki, örneğin geçen ay kaç kişi için yatırım yapıldı?
56 bin dolayında!
Yani sadece son bir ayda 30 binin üzerinde çalışanın sosyal güvenlik hakları yerine getirilmedi.
Üç, beş, yüz değil otuz binden fazla!
Ne yapmış Sigortalar Dairesi:
Hiç!
Ne yapabilir peki?
Yargı yoluna gider ve böylece uzun ve sıkıcı bir süreç başlar.
Şimdiki yapıda “yargı” da çözüm değil.
İyi de “yargı”daki gecikme, Sosyal Sigortalar Kurumu’nun “özrü” olabilir mi?
Olamaz! Olmamalı!.
***
Girne Amerikan Üniversitesi’nin son 2 senede 6 milyon liranın üzerinde yatırım geriliği var.
Üniversitenin değil bu paralar, çalışanın!
Bu süreç dört hükümet eskitmiş.
Tek bir dava açılmamış.
Özel bir “taksitlendirme” yapmış Daire…
Bir ay ödenmiş, sonra yine aksamış.
“Yargının durumu ortada, dava açılsa, üniversite daha mutlu olacak, süreç iyice ötelenecek” diyor bir uzman.
Yine de mazeret değil...
3 milyona liraya yakın açık da Lefke Üniversitesi’nde var, geçmişe dair.
Ve dedim ya, sadece bir ayda, 30 binin üzerinde emekçinin yatırımı yapılmamış.
***
Daha acısı nedir biliyor musunuz?
Son iki senede dört kez bankası değiştirilmiş üniversite çalışanlarının, borçlandırılmışlar, birkaç ay hiç ödeme almamışlar ve yine de tek bir kişi dahi açık ismiyle “isyan” edemiyor.
Böylesine bir “çaresizlik” var.
Böylesine bir “korku”…
***
İşverene yüklenelim, elbette.
Ama asıl Sigortalar’ı dava etmek gerekiyor.
Görev ve sorumluluğu ihmalden...
İşçiye ihanetten...
Çünkü toplumun parasıyla topluma hizmet için oradalar!
“Patron”un insafına kalmayalım diye...
* (GAÜ’den bir akademisyenle yaptığım sohbette yeni detaylar var, yarına...)