Tam 30 sene geçti!..
Hani ‘sınavlar iptal’di, okullar tatil!..
Lefkoşa’ya kalkmıştı otobüsler…
Gece telefonlar kesilmiş, partilere “sopa” gösterilmişti...
“Hayır diyene yaşam yoktu...”
Darbe sonrasıydı…
‘Denktaş’ beyin son görev yıllarıydı…
“Cumhuriyet” ilan edilecekti de, acaba Kıbrıs Türk Federe Devleti’nden ne farkı vardı?
***
30 senede farkını gördük (!)
Önce iyice ‘izole’ olduk dünyadan…
Kuruluş bildirgesinde “federasyon” çözümüne “katkı” sağlayacağı belirtilmişti, sonuç ortada!..
Bu ‘ayrılıkçı’ adıma dünya öylesine tavır aldı ki, Türkiye’yle dahi koptu uluslar arası temaslar…
‘Vilayet’leştik giderek...
Şimdiki gençlere, “Biliyor musunuz, Fenerbahçe Girne’de, Türk Ocağı Limasol’la maç yapmıştı” dediğimiz zaman…
Şunu da eklemek gerekiyor: “KKTC’den önceydi!..”
***
Fabrikalarımız vardı; konfeksiyondan ayakkabıya, narenciyeden plastiğe…
10 binlerce insan üretiyordu sabahın ilk ışığından, gecenin karanlığına…
Ve dünyaya 80 milyon dolardı ihracatımız…
Evet hepsi “KKTC’den önceydi…”
***
Peki, neler değişmedi!..
“Ganimet” üleşme kültürü…
Türkiye’nin daha bir ağırlaşan vesayeti…
Popülizm, partizanlık, bağımlılık…
Adaletsizlik ve umutsuzluk…
Çok daha belirsiz bir ‘gelecek’…
***
15 Kasım, Kıbrıslı Türkleri dünyadan iyice ‘izole’ eden bir hesapsızlığın yıldönümüdür…
Ve aksi iddia edilse de, bu ‘devlet’ sahipsizdir!..
Çok geniş yığınların ‘aidiyet’ duygusu yoktur, “KKTC”ye dair.
Çıkarına göre takılır ahali…
İşine gelire, “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin şaşmaz üyesidir…
Gelmezse “gavur” olur “öteki…”
İşine gelirse, “Türkiye etle tırnak” gibi sevilir...
Gelmezse, “defol işgalci!..”
30 sene geçti, fotoğraf budur!..
İster ‘kutlayınız’ bugün, isterse ‘tatilin’ keyfini sürünüz…
Ya da ‘ağlayınız’ için için…
Nasılsa ‘bu da geçecektir!..’
------------
Biraz mola!..
4 gün dinlenme... Kısmetse
çarşamba yeniden açacağız,
köşemizin kepengini !..