“Ben eski Kıbrıs’ı özlüyorum” diye mesaj attı dün sabah programdayken bir izleyici… “Kapı pencerenin kapanmadığı, dükkan kapısına kilit değil, önüne sandalye konulduğu dönemleri özlüyorum” dedi ve ekledi:
“Çok şey mi istiyorum?”
Çok şey istemiyoruz aslında ama bize çok görüyorlar huzurlu yaşamı…
Gazetelere yansıyan haberler can sıkıcı, yürek burkucu… Sürekli taciz, tecavüz, cinayet, soygun, hırsızlık, uyuşturucu, şiddet…
Sıkılıyoruz memleketin hallerinden. Üzülüyoruz. Utanıyoruz. Kırılıyoruz.
Doğasıyla tarihiyle, ellerimizin arasından kayıp gidiyor sanki güzelim adamız…
O yüzden belki, başka taraflara bakma ihtiyacı hissediyorum sık sık…
Dünyaya…
Farklı ülkelere… Oralardaki yaşamlara…
* * *
Finlandiya haberleri düştü önüme mesela az önce… 34 yaşındaki Sanna Marin Başbakan oluyor Finlilere… Kendisinden önceki Başbakan da kadındı, Marin gibi… Koalisyonda beş parti var Finlandiya’da ve beşinin de başkanı kadın!..
Genç olmak ve kadın olmak bizim gibi toplumlarda dezavantajdır. Sosyal ve siyasal yaşamda kadın olmak, genç olmak zordur. Hem kadın, hem genç olmak çok daha zordur.
Çünkü siyasi elit erkek egemendir. Her ne kadar son yıllarda uygulamaya giren pozitif ayırımcılık kadına biraz yer açmış olsa da, Finlandiya, İzlanda, Yeni Zelanda gibi ülkelerle kıyas bile abes… Maalesef böyle…
* * *
34 yaşında kadın Başbakan haberinden sonra Suudi Arabistan’la ilgili haber çarpıyor gözüme…
‘Kadınlar, restoranlara erkeklerle aynı kapıdan girebilecek’miş…
Gelişmeye bakın siz…
Suudi idaresi bir süre önce de kadınlara ‘yanlarında erkek olmadan araba kullanabilmek’ ve ‘pasaport alabilmek’ gibi ‘haklar’ bahşetmişti!..
Bir Finlandiya’ya bakın, bir de Suudi Arabistan’a…
Coğrafya kaderse eğer, Suudi kadınların ne günahı var acaba? Ya da Finlandiyalı kadınların sevabı?
* * *
‘Kaderci’ gözlükle bakmak yerine akıl, mantık, bilim penceresinden görmek lazım dünyayı…
‘Gitmek istediğimiz köy’ neresidir, hedef ve vizyonumuz nedir?
‘Toplumsal cinsiyet eşitliği’ konusunda olumlu adımlar atıldı, doğrudur. Ama hayat devam ediyor ve durursanız düşersiniz.
Kadına şiddet haberleri işlerin iyiye gitmediğini gösteriyor.
Çocuklara dönük cinsel istismar haberleri kötüye gidişin habercisidir.
Her sabah gazete sayfalarına yansıyan ve yaşadığımız toprakların aynası sayılabilecek bu olaylar hafife alınmamalı.
Bu mudur yıllar önce kapısını penceresini, dükkanını kapatma ihtiyacı duymayan insanımızın hak ettiği yaşam biçimi?
Neden böyle oldu, neden bozuldu bu topraklar?
Niçin kaçtı huzuru ve ağız tadı bu ülke insanının?
Memleketi MOBESE’lerle doldurmak, yeni hapishaneler açmak, polis ve yargıç sayısını artırmak mıdır çözümü?
Yoksa muhaceret ve nüfus politikaları mıdır asıl püf noktası?
Cevap bellidir de siyaset nerede, o belli değil işte!..