Geçtiğimiz günlerde KKTC’nin 39 uncu yaşını kutladık. Bu vesile ile tanklı, toplu törenler düzenlendi. Jet uçakları havada gösteri uçuşları yaptı. Bu arada yetkililer bol bol kahramanlık nutukları attı.
Yıllar önce Cahit Sıtkı Tarancı “Yaş otuz beş, yolun yarısı eder” demişti. Bizim devletin yaş 39 ama bırakınız yolun yarısını, hala yolun başındadır.
39 yılda bir arpa boyu yol alamadı. Dahası kurulduğu günden bugüne ileriye değil, her alanda geriye gitti.
Ekonomisi, demokrasisi, kültürü, gelenek ve görenekleri her alanda geriye götürüldü.
KKTC tanınmamış olmasından kaynaklanan zorluklar yanında, çapsız, öngörüsüz ve en önemlisi bundan dolayı kendine güvensiz yöneticilerin elinde her geçen gün biraz daha geriye gitti.
Yurttaşlar artık bu devlete ihtiyaç olup olmadığını sorgulamaya başladı.
Bu ülkede yalnızca memur maaşlarını ödemeyi hedef olarak önüne koyan ve aybaşı geldiğinde bir biçimde maaşları ödeyebilen yöneticiler kendilerini başarılı sayıyorlar.
Yollardaki, sokaklardaki lambaları bile çalıştırmayı beceremeyen bugünkü hükümet ortakları her işi Türkiye’ye havale ettiklerini gizlemeden ülke yönettiklerini iddia ediyorlar.
Çiçeği burnunda içişleri bakanı Ziya Öztürkler dün köy yollarının asfalt çalışmalarını gezdi ve “Yılbaşı gelmeden ortaya koyduğumuz hedeflere ulaşacağımıza inancım tamdır” dedi.
Ne hedefi?
Projelerden bile haberi olmayan bir bakanın ne hedefi olabilir.
TC-KKTC protokolünde TC’nin bundan böyle köy yollarını da asfaltlayacağı yazılmıştı. Hangi yolların asfaltlanacağına asfaltı hangi TC şirketinin ne zaman yapacağına Ankara karar verir ve uygular.
Bu durumda bizim içişleri bakanı hangi hedeften bahsediyor ben anlamadım.
Her işi Ankara’ya havale eden hükümet de zaten Ankara tarafından kurduruldu.
Önümüzdeki yerel seçimlerde kimi aday göstereceklerini bile Ankara’ya soran, bu nedenle parti içinde yaşanan sıkıntılarda bile Ankara’dan yardım dilenen bir hükümetle karşı karşıyayız.
Bir yandan “egemen eşitliğe dayalı iki devlet” diyorlar, öte yandan her konuda Ankara’dan talimat bekliyorlar.
Bu yapı sürdüğü sürece sizi kim niçin muhatap alsın?
*****
Devlet olmanın koşulları vardır. Devlet önce nüfusunu, nüfus yapısını, milli gelirini ve buna bağlı olarak kişi başına düşen milli gelirini net olarak bilir.
Hedeflerini buna göre belirler ve bu hedeflere ulaşabilecek plan ve program yapar.
Ekonomi bu hedeflere göre planlanır. Üretim ve yeniden üretim her devletin temel hedefidir.
Eğitim üretim için yapılır.
Devletler bunun için plan, program yapar.
KKTC’de bunların hiçbiri yoktur. Olmadığı için plan program da yoktur. Her şey günü kurtarmak içindir.
Nüfusu bilinmeyen, ya da reel olarak öngörülemeyen hangi ülkede eğitim, ya da sağlık neye göre planlanacak.
Verileri gerçekçi olmayan hangi ülkede ekonomi planlanabilir?
39 yılda gelebildiğimiz yer burası.
Bundan daha ileri gitmek istersek önce bu yapıyı değiştireceğiz. Başka yolu yok.