“Kutlu Adalı vurulduğu sırada olay yerinde en az dört kişi vardı.”
25 yıl önce işlenen Adalı cinayetiyle ilgili ilk defa böyle bir bilgi gündeme geliyor.
Bu iddiayı ortaya koyan isim emekli polis müfettişi Tema Irkad…
Canlı yayında bu cümleyi kuruyor ve hemen isimleri soruyorum Tema Irkad’a…
“Biri Abdullah Çatlı… Diğeri Çatlı ile gelen genç bir oğlan… Üçüncüsü Hüseyin Demirci…”
Peki dördüncü?
Onu söylemiyor. Çünkü bu bilgileri kendisine bizzat söyleyen kişi 4 numara ve haliyle kaynağını deşifre etmiyor.
2017 yılında şans eseri karşılaştığı bu şahsın, “Yazdıklarınızın tamamı doğrudur” diyerek, Tema Irkad’a bazı itiraflar yaptığını öğreniyoruz.
Irkad polis teşkilatından erken yaşta emekli olduktan sonra Yenidüzen’de köşe yazıları yazıyor, Kutlu Adalı cinayetinin üzerine bilhassa eğiliyordu. Bu yüzden de tehditler almış, evi ve arabası yakılmış, hatta bir seferinde kendisini takip eden bir ekiple silahlı çatışmaya girmişti.
Olayın üzerine gitmesi ‘birileri’ni rahatsız etmişti.
Hatta dönemin Güvenlik Kuvvetleri Komutanı ve Barnabas baskını ile Adalı cinayeti döneminde Sivil Savunma Başkanlığı yapan Galip Mendi kendisini ‘huzura’ çağırmış, ancak ‘ne münasebet’ diyerek görüşmeyi reddetmişti.
Tema Irkad cesaretli söz ve yazıları yüzünden çok sıkıntılar yaşamıştı.
2017’de kendisine ‘iç döken’ kişinin biraz ‘vicdan sızlaması’ sonucu konuştuğunu tahmin etmek zor değil…
***
Tema Irkad’ın anlattığı bu anekdotta ‘4 numara’ olarak anılan kişinin ‘buralı’ olduğu anlaşılıyor. Görevi, makamı nedir, bilemiyoruz.
Irkad’a anlattıklarında samimi midir, onu da bilemeyiz.
Ancak belli ki cinayet anıyla ilgili çok önemli detaylara sahiptir.
O kadar ki “Tetiği çeken, Abdullah Çatlı ile adaya gelen genç bir oğlandı” diyor.
Kuşkusuz burada “Kimdi bu genç oğlan” sorusu, cinayetin ‘1 numaralı sanığı’na işaret ediyor.
Ancak en kritik kişi 4 numaradır.
Adı geçen kişilerden Abdullah Çatlı Susurluk’ta ‘Mehmet Özbay’ pasaportuyla hayatını kaybetmişti.
Kıbrıslı olan Hüseyin Demirci de birkaç yıl önce vefat etmiştir.
Tetiği çektiği iddia edilen genç oğlanın hayatta olup olmadığını, hayattaysa nerede yaşadığını da bilmiyoruz.
Ama ‘4 numara’ biliyordur!
Çünkü belli ki onu tanıyor.
***
Sedat Peker’in başlattığı ve kardeşi Atilla Peker’in somut isimler, tarihler, mekanlar vererek ete kemiğe büründürdüğü ifşaatlar sonrasında yaşananlar ve ortaya çıkan böylesine önemli ipuçları, konunun behemehal soruşturulmasını elzem kılıyor.
Peker’lerin söylediği isimler Türkiye’dedir ve onların sorgulanması için Türkiye’nin işbirliği lüzumdur, ama bunu beklemenin bir alemi yoktur.
Zira burada da araştırılacak, soruşturulacak çok mevzu vardır. Konuşabilecek çok görgü tanığı vardır.
Belki dünya tatlısı, entelektüel, yurtsever, babacan bir insanın hunharca katledilmesinin karanlıkta kalmasına daha fazla gönlü razı gelmeyen itirafçılar olacaktır.
Belki de ‘4 numara’ ortaya çıkıp “Ben buradayım” diyecektir.
25 yıllık ‘vicdan muhasebesi’ böyle bir sonuç verebilir.
Kim bilir?