4 yıl sonra gelen RAPOR!..

Fayka Kişi


Diyalog Gazetesi’nde dün bir mahkeme haberi vardı. 22 Ekim 2009’da Gönyeli’de 2.5 yaşında ölü bulunan Mustafa Cafoğlu isimli bebeğin, doku örneklerinin sonuçları 4 yıl sonra gelmiş.

Annesi babası Mustafa bebeğin yatakta uyurken öldüğünü söylemiş o günlerde, pek de üzerine düşmemişler ‘çocuğumuz neden öldü’ diye…

Ve 4 yıl sonra gelen rapor sonucunda çocuğun üzerinde darp izleri tespit edilmiş, anne baba önceki gün tutuklanmış, ardından yargılanıncaya kadar serbest bırakılmış.

Düşünsenize bir raporun sonuçlanması 4 yıl almış.

Çok değil daha geçen aylarda bunun bir örneğini daha yaşamıştık.

17 Ocak 2007 yılında Gamze Fellahoğlu’nun doğum sırasında hayatını kaybetmesinin ardından, mahkeme süreci başlamış ancak Adli Tıp raporu yıllar sonra geldiği için mahkeme  26 Kasım 2013’te dava için kararını vermişti.

Adalet yıllar sonra yerini bulmuştu ancak bu olay da daha henüz kapanmadı, Fellahoğlu’nun ailesi Yüksek Mahkeme’ye başvurdu. Muhtemelen bir süre daha dava burada görüşülecek…

Sadece bu iki olaya bakarak bile ve ülkemizde o kadar adli olay varken, bir Adli Tıp Kurumu’nun olmaması düşündürücü değil mi?

En küçük bir adli olaya bile bugün Türkiye’den gelen uzmanlar tarafından açıklama yapılıyor.
Mahkemeler,  Türkiye’den gelen sonuçları, Adli Tıp doktorlarını bekliyor.
Ve adaletin yerini bulması da gecikiyor.

Bu ülkeye sanırım bir sürü gereksiz ’geçici işçi’ istihdamından  ve harcamalardan öte, bir Adli Tıp doktoru ve Adli Tıp Kurumu şart…

Bunun için gereken maddi kaynak yaratılmalı, doktor bulunmalı en azından olabilmesi için adım atılmalı.
Yoksa geciken adalet adalet olmaktan çıkar.

-------------------------------------

Kıbrıslı Türklere büyük ŞOK

Hellime, molohiyaya el konuldu!..

Kıbrıslı Türklerin en büyük özelliğidir bir yere giderken, çanta çanta hediye götürsün. Hele de bu İngiltere, Türkiye veya Avustralya ise…
İlle bir hellimcik, zeytincik, molohiyacık paketlenecek, götürülecek.
Çünkü orada bulunan yakınları buna hasrettir.
Ama ne yazık bazı ülkelerin yasaları koşulları bizim vatandaşımız kadar ‘ince’ değil!..
İşte Bir Kıbrıslı Türk ailenin başına gelenler;
Bir aile hellim, molohiya ve çakıstes ile Avustralya'ya girmeye çalışırken, gümrük memurlarına takıldı.
Aile, ne kadar derdini anlatsa da memurlar anlamadı .  Tüm yiyeceklere el koyan gümrük memurları, aileyi per perişan etti.

 
-------------------------------

Askerlik, Başbakan ve Sınay…

Meclis’e bir süre önce Askerlik Değişiklik Yasa Tasarısı Önerisi yapmıştı CTP Girne Milletvekili Abbas Sınay…
O günden bugüne Meclis’te öneri…
İlgili komitede ele alınacak.
Birçok genç bu önerinin yasallaşması için bekliyor.
Heyecan dorukta…
Gazetemize gelen telefon ve maillerde bu tasarını ne zaman yasallaşacağı soruluyor.
Yasanın geçmesiyle 'askerlik süresinin kısalacağı' beklentisi yüksek…
Ancak hükümet kanadından açıklama olmayınca, ortaya iddialar atılmaya başlandı.
Dün Bakanlar Kurulu öncesi Başbakan Özkan Yorgancıoğlu’na, Askerlik Değişiklik Yasa  Önerisi hakkında soru soruldu.
Bir gazetecinin, Askerlik Yasa Önerisi’nin geri çekilmesi konusunda Yorgancıoğlu’nun Abbas Sınay arasında gerginlik yaşandığına dair iddiaları sorması üzerine Yorgancıoğlu, “Abbas Sınay’la aramızda gerginlik olduğunu ilk defa sizden duyuyorum. Ayrıca kendisiyle bu konuda son günlerde herhangi bir görüşmemiz de olmadı” dedi.
Bu açıklamanın ardından bu kez Abbas Sınay’a konu hakkında ulaştık:
Sınay, “Yok öyle bir şey kim uydurur, yazar böyle şeyleri de bilmiyorum. Tasarı Meclis’te gündeme gelecek” açıklamasını yaptı.
Görüş ayrılığı olmadığına göre, gözlerimizi yeniden askerliği düşürecek yasaya çevirmemizde fayda var.
Lakin ülkedeki birçok genç bu yasayı bekliyor.
Bizden söylemesi…

--------------------------------

YORUM

Sende mi Mustafa abi!

“Telefonun ucundaki ses Milli Eğitim Bakanı Dr.Mustafa Arabacıoğlu idi…
Önce selam ve sabah sonra içimdi büyük sıkıntı yaratan o soru geldi;
“Abi yeğenini özel kalem yapmışsın” doğru mu diye sordum…
İçimden hep, ‘Allahım ne olur doğru olmasın” diye geçirdim!
Ama yanılmışım!
Doğruydu çünkü…
“Evet doğrudur” dedi kendinden emin olarak…
Açıklamasını da yaptı tabi ki…
“Benim hakkımdır’ dedi…
“Özel kalem güvenlilik ister” dedi…
Bir kez daha yıkıldım!
Demek özel kalem olmak güven ister!
Güvenmek için de aileden olmak gerek!
Yakın akraba olmayınca güvenmek olmaz!”

Levent ÖZADAM

-------------------------------

FACEBOOK


“CB Eroğlu: "Çok dikkatli olmalı, uyanık davranmalıyız, Rumların hedefi bizim özgürlüğümüz, egemenliğimiz, topraklarımız, güvenliğimizdir."
Eyi da durum böyleyse size göre, demek siz düşmanla anlaşma yolunu ararsınız? Bu nasıl iş? Barış ister görünüp böyle lakırdılar et...”

Ulaş BARIŞ’ın profilinden