"40 bin emekçi işsizdir"

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası, “dayanışma ekonomisi” talep etti, esnafın % 90’ının tüm ekonomik faaliyetlerinin durduğunu belirtti.

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası, “dayanışma ekonomisi” talep etti, esnafın % 90’ının tüm ekonomik faaliyetlerinin durduğunu belirtti.

“40 bini aşkın emekçi, esnaf, zanaatkâr, üretici işsiz durumdadır” diyen Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası şu önerileri yaptı:

Virüsle ilgili tedbirlerin uygulanması için denetim sorumluluğu alan Odamız, açıkladığı gibi bir süreden beridir insan yaşamının devamı için gerekli olan ekonomik tedbirlerle ilgili de çalışmaktadır. Temsil ettiğimiz ekonomik alanın %90’ının şu anda faaliyetleri durmuş ve bu faaliyetlere ne zaman başlayacağı da belli değildir. Paydaşı olduğumuz ve üretime dayalı kooperatiflerimiz, ihracat çalışmalarımız, yürüttüğümüz projeler ise yavaşlamıştır.

Gerek kendi adına iş yürüten gerekse tüzel kişilik taşıyan üye sayımız ve temsil ettiğimiz alan (Tabloda İşveren ve Şahsınsa Çalışan) yukarıdaki tabloda da görüldüğü gibi 20000’i aşmaktadır. Çalışan sayısı da dikkate alındığında, 40000’i aşkın emekçi, esnaf, zanaatkâr, üretici işsiz durumdadır.

Bu mesele hükümet meselesi değil, elbette ki hepimizin meselesidir. Ancak bugün alınacak tedbirler, yarın da yapılacak olanların işaretlerini taşımalı, dayanışmaya, katılıma dayalı olmalı, ekonomik adaleti mutlaka içermeli ve toplumsal vicdanı sızlatmamalıdır.

Maalesef bugünkü durumda çok çok kısıtlı olan kaynakların bugüne kadar olduğu gibi eşitsiz dağılımına son vererek, kaynak dağılımını yeniden düzenlemekten başka çıkar yol olamaz. Bu yaklaşımın her zaman yanında ve savunucusu olan Odamız, meslek grupları ve temsilcilerinin, ekonomist ve uzmanların görüş ve önerileri çerçevesinde çalışmalarını bir noktaya getirmiştir.

Kısa vadeli önlemlerin, bugünkü verili koşullarda, en az altı ayı kapsayacağı aşikârdır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sn. Faiz Sucuoğlu’nun dün Odamıza yaptığı ziyaret ve mesleki birliklerimizin başkan ve temsilcilerinin katılımı ile yapılan bir saatlik görüşmenin ardından, kısa vadeli önlemlerimiz netleştirilmiştir.

Bu görüşmede, bedeli çok ağır olmakla birlikte, yeni bir başlangıcın yapılabileceğine dair inancımız çoğalmıştır.

Bu bağlamda, kısa vadeli görüş ve önerilerimiz şu şekildedir:

 

  • Sigorta ve İhtiyat Sandığına İlişkin Öneriler

Tüm mikro ve küçük işletmeler 6 ay boyunca sosyal sigorta ve ihtiyat sandığı yükümlülüklerinden ya muaf olmalı ya da ödemek isteyenler için bu yükümlülükler faizsiz ve daha sonra olacak şekilde zamana yayılmalıdır. Bu sürede ödemeleri gereken miktarlar, sigortanın ödeme yükümlülüklerinin aksamaması için, başlangıçta “Yerli İstihdamı Destekleme Fonu”ndan karşılanmalıdır. Ancak daha sonra düzenli ödemeler başladığında, kullanılan miktar tekrar fona aktarılmalıdır. Bu fon herkesin göz diktiği bir ihtiyat akçesi durumunda olduğu için sorumsuzca tüketilmemelidir, tam aksine daha da güçlenmesi için çalışılmalıdır.

 

  • Kira Ödeyenlere İlişkin Öneriler

Vakıflar’a kira ödeyen ve kapalı olan işletmeler, 6 ay için kiradan muaf tutulmalıdır. Özel kişilerden kiralanan işyerlerinde faaliyet gösteren küçük işletmeler için en az 6 aylık sabit bir miktar kira yardımı yapılmalı, bu olmazsa tüm mal sahiplerine daha sonra ödemek koşuluyla 6 ay için %50’lik bir indirim zorunlu hale gelmelidir. Sanaya bölgelerindeki kira bedellerinin de aynı kapsamda değerlendirilip, 6 ay boyunca kira ve katkı payı alınmamalıdır.

 

  • Elektrik Tarifelerine İlişkin Öneriler

İşletmelerdeki elektrik tarifeleri ise çalışmaya başladıktan sonra 6 ay için 2000 TL’ye kadar %40, o miktarın üzerindeki her bin liralık pay için %10 azalarak indirimli ödenmelidir. Doğacak fark ise çarklar dönmeye başladıktan sonra o işletmelerin tarifelerine eklenen bir ek zam ile geri alınabilir.

 

  • Çalışanlara Ücret Desteğine İlişkin Öneriler

Çalışma hayatı bir bütündür ve kamusaldır. Devlet ve kurumlarda çalışanlarla özel sektörde çalışanlar arasında bir ayrım söz konusu olamaz. Dolayısıyla, elimizdeki kaynaklar ve asgari geçim koşulları dikkate alınarak, ödemeler ayrımsız, herkese eşit şekilde yapılmalıdır. Bu aşamada toplumsal vicdanı sızlatmayacak tek yöntem ancak bu olabilir.

 

  • Banka Borçlarına İlişkin Öneriler

İşletme ve kişilerin banka borçlarında çarkların döneceği sürece kadar 6 aylık bir öteleme sağlanmalı, bu öteleme zarfında faizler de bir şekilde silinmelidir. Ayrıca mevcut borçların yeniden yapılandırılması da gündeme gelmeli ve faizler düşürülmelidir.

 

  • Kredilere İlişkin Öneriler

İvedi olarak mikro-küçük-orta boy işletmeler için düşük faizli kredi paketleri hazırlanmalı, faiz oranları uygun olmalı ve bu kredi paketleri bankalar ve kooperatifler üzerinden hayata geçirilmelidir. Bu uygulama, ekonomik yaşamın yeniden başlaması ve çarkların dönmesi açısından zaruridir.

 

  • Çek Takas İşlemlerine İlişkin Öneriler

Sağlıkla ilgili tedbirlerin sürdüğü bu dönemde, çek takas işlemlerinin durdurulması kaçınılmazdır. Dolayısı ile ekonomik işleyiş gözetilerek ve kredilendirme ve yapılandırmaya bağlı olarak, çek takas işlemleri de ele alınmalıdır.

Elden çek tahsillerinde ise tahsilatın mümkün olmaması halinde çeklerin mühürlenmemesi gerekmektedir.

 

  • Dezavantajlı Gruplara İlişkin Öneriler

Devlet, bu süreçte en dezavantajlı kesimleri (sosyal yardım alanlar, yoksullar, işini kaybeden veya kaybetme riski olanlar) koruyarak ayakta tutmalıdır. Toplumun her kesiminin sağlık hizmetlerine ulaşımını sağlayacak şekilde sağlık harcamaları artırılmalıdır.

En son olarak bir olanak varsa Türkiye’den veya başka bir kaynaktan sadece “ihtiyaç akçesi” olarak bir miktar talep edilmelidir. Bu ihtiyaç akçesi sürecin beklediğimizden daha uzun olması halinde kullanmak amaçlı olmalıdır.

KTEZO Yönetim Kurulu

Haberler Haberleri