40 seneyi ANLAMAK

Cenk Mutluyakalı

 

Bir 20 Temmuz yazısı daha!
1974 'düzen'i ne getirdi, diye anlatılıyor ya..
Aslında 'bilmediğiniz' meseleler değil de...
Sıkılmazsınız, okuyunuz yine de...

***

'Sizin eski müdür ne yapıyor' dedim.
- Hiç !
- Gelmiyor mu?
- Niye gelsin ki?
- Yani sadece ay başı geliyor, maaş almaya?
- Yok, maaşlar bankaya yatıyor zaten!
Gördünüz mü, yazık değil mi şimdi, keşke ayağına götürseler garibime (!)

***

"Girne'deki evi satmışsın", dedim.
- Öyle, dedi!
"Şeher"de büyüdüğü evde yaşıyor şimdi...
Girne'deki ganimetti!
Bir ince ayrıntı, 'göçmen' falan değildi.

***

"Çocuklar nasıl" dedim.
- İyi, dedi, "Büyüğü önceki seçimde falanca bakanlığa koydum... Ortancayı sonrası seçimde filanca... En küçüğü de son kurultayda yerleştirdik. Dur bakalım, atmazlar belki..."
Atmazlar atmazlar, dert etme sakın!

***

"Nasıl gidiyor," dedim...
- Can sıkıntısı, dedi, 20 senedir farklı farklı işler yapıyordu.
Emekli olduğundan beri...
"İyi ki bir emekli maaşım var" dedi, "ne yapardık sonra.."
48 yaşındaydı !..

***

"Ne yaptın Sanayi'deki işyerlerini" dedim...
"Biri kirada" dedi, "Ötekini yıllar önce satmıştım zaten.."
Ömründe eli ne yağa ne çamura değdi, ne de tek gün sanayi yolu nedir bildi!

***

Bahçesi olmayan bir binada 'bahçıvan'dı...
- "Nasıl geçiyor günün", dedim...
Gülümsedi!
- "İyi ki bu akıllı telefonlar hayatımıza girdi..."

***

Anladınız mı Ayşe nasıl tatilde kaldı (!)