40 YIL ÖNCE, 40 YIL SONRA*

Tamer Öncül

Tam 40 yıl önce, Ortaköy İlkokulu’nda tanışmıştık Erol hocamızla…

O’nunla tanışana dek, sürekli cezaya giren (öğretmenin çekmecesine, ya da kızların çantasına kurbağa’dan alizavraya kadar her türlü haşaratı yerleştirmeden olurdu bu cezaların çoğu); karnesinde 9,10 gibi rakamların yer almadığı serseri bir öğrenciydim…

Erol hoca sınıfımızı devraldığında; ben üç yıllık alışkanlığımdan henüz vazgeçmiş değildim elbette…

Bir sabah çekmecesini açtığında sınıfa fırlayan kurbağayı gördüğünde, beni yanına çağırıp (belli ki bir önceki öğretmenimizden bazı tiyolar almıştı); kara tahtaya çizdiği kurbağayı göstererek, “Söyle bakalım Tamer, kurbağalar nerelerde yaşar?” diye sormuştu, sakince…

Kara tahtaya “oh be gene ceza alacayık” sevinciyle( eski bayan öğretmenimizin cezası hafif bir tokat ve kızların yanına oturtmaktı…) koşarak giden bendeniz; bu beklenmedik tavır karşısında afallamış ve belki de ilk kez yaptığımdan utanmıştım…

Sınıfta zıplayıp duran kurbağayı yakalayıp, dışarı bırakmış ve sessizce yerime geçip oturmuştum…

O günden sonra (tüm öğrencilik yıllarım boyunca) hiçbir ceza almamış; notlarım da istikrarlı bir şekilde yükselmeye başlamıştı…

Artık yaramazlıkları mahalleye saklıyor; Erol hocamın gözüne girmek için elimden gelen her şeyi yapıyordum… O ise, (40 yıl sonra yaptığı gibi) öğrencileri arasında ayırım yapmaz; tümümüze eşit davranmaya özen gösterirdi…

Hayata dair pek çok şey gibi; erdemli, onurlu, çağdaş, özgürlükçü, olmayı (aşağıdaki şiirinde yazdığı gibi) ondan öğrendik… Sevgi ve saygı sınırlarını zorlamadan hala birer arkadaş gibiyiz…

40 yıl sonra da olsa, arkadaşlarla, (bütün sınıfı bir araya getirmek için) geçen hafta bir buluşma düzenlediğimizde “onur konuğumuz”du…

40 yıl önceki gibi, her birimizle teker teker (o bitip tükenmez öğretme aşkıyla )ilgilenip; o günlerde yazdığı şiirini okuduğunda; hepimiz (haylazımızla, akıllımızla..) adeta o yılları yaşıyorduk…

Ertesi gün sabah kliniğe gittiğimde, masamın üstünde “sevgili öğrencim Tamer Öncül’e” diye imzaladığı o şiir duruyordu  Rahatsızlığına aldırmadan, söz verdiği için hemen ulaştırmıştı o şiiri…

Bir kez daha erdemli olma; insan olma konusunda ders vermişti bize…

Saygılar Erol Hocam…

Sonsuza dek öğrencin…

Tamer Öncül
10-07-2010

 

GÖZLERİNİZDEN ÖPERİM

Doğdurtmak
En güzeli
Sizin için!
Sizin için
Eriyen göğüslerimizle
Toprağa karışıp
Vatan olmak

Siz,
Bakışlarınızla en güzel.
Siz,
Uğraşlarınızla en kutlu,
Siz,
Taşıyacaksınız
Mutluluk bayraklarını
Özgür tepelere
Siz,
Getireceksiniz
Uygarlığın çelik sesini
Sözden…,
Gerçeğe!
Çocuklarım benim,
Gözlerinizden öperim.
Erol Erinçer (Selvi)

  • Geçen hafta Erol hocamızı kaybettik. Yedi yıl önceki bu yazımı onun anısına yeniden yayınlıyorum.