Yenicami çok iyi bir kadro kurmuş:
Massa-İbo-Alex-Ecvet!..
Pardon!..
En son yazdığım hakem galiba!
* * *
Nüfusu “çok kalabalık” diye bilen Başbakan.
O da maçta.
Ve tribünler hem de nasıl “kalabalık” sonuçta.
Üstelik bu nüfusta tanıdık bolca.
Gözler bir o kalede, bir ötekinde, Küçük’ü bırakalım tribündeki yerinde.
İsterseniz inelim yeniden yeşil zemine.
* * *
Doğan’da “teknik” futbolcu çok, güç ve koşu az.
YAK’ta hem güç var, hem koşu, teknik de biraz.
Adeta top mıknatıslı gibi, tüm siyah beyazlı oyuncuları çekiyor.
Yani “basıyor” rakibini YAK…
Oysa Doğan, bağırıyor bas bas: Bu sistemle gitmez arkadaş!
* * *
Yenicami 4-4-2 dizildi sahaya.
Doğan, 3-5-2’den bu kez 3-4-3’e döndü.
Nedense genç Raif’in yerine Eser’le başladı Caner Hoca en geride…
Bu değişimin faturası acı oldu defansa.
Ve Doğan’ın asıl acı gerçeği, bir kez daha ortaya çıktı:
İlla ki “kanatsız” uçulmuyor!
Sağ bek, sol bek istiyor bu takım…
Hem de sağ açık, sol açık.
Yoksa hatlar arası fazlasıyla açık.
* * *
Ceyhun’un klası yetmedi Doğan’a.
Ama seyir zevki dört dörtlüktü dünkü maçın.
Heyecan boldu, mücadele yüksekti, keyif verdi izlemek.
Keşke hakem de bu “zevk”e ayak uydursa.
Takdir haklarını, hep siyah-beyaza çalmasa…
Sedat, arkadan tutup çevirince Zuma’yı.
Bir de sarısı varken üstelik.
“Kızarabilse” mesela!
* * *
İki takım da “doldur boşalt”a sığındı çoğu zaman.
Oysa…
En güzel anlar, topu yere koydukları zamanlardı.
Yine de dokuz gol sığdı 20 Temmuz’a…
Maçın hakkı beraberlik de olsa…
Kazandı diye bir lafımız olamaz Kartal’a…