Ülkemizde sürdürülebilir bir ekonomik yapı oluşturma adına atılacak en doğru adımın, ülkemizin kendi ayakları üzerinde durabilmesini sağlayacak, rasyonel ekonomi politikaları geliştirmek ve uygulamak olduğunu her zaman söyler ve yazarım. Bu bağlamda ülke olarak ekonomi politikası uygulamaları açısından çok sınırlı imkân ve araçlara sahip olduğumuzu da bilirim. Dolayısıyla ülkemizin kendine özel sınırlı şartlarında, ekonomi yönetimi açısından çok önemli bir araç olan devlet bütçesinin ne kadar önemsenmesi gerektiğinin de altını çizmek isterim.
Bütçe hazırlamak teknik bir iştir haliyle. Devlet bütçesini hazırlayanlar da teknik derinliği olan bürokratlar ve memurlardır. Bir bakan, yani siyasetçi fiilen bütçe hazırlamaz. Bir siyasetçi eğer bütçenin ekonomi yönetimi açısından önemli bir araç olduğunun farkındaysa adil gelir dağılımı gibi, ekonomik büyüme ve istikrar gibi stratejik hedeflerini belirleyerek bürokratlarına aktarır ve gerisini bürokratlar tamamlar. O yüzden bir bütçenin vebali daha çok bürokratların üzerindedir kanımca.
Bilinmektedir ki, geçtiğimiz aralık ayında 2022 mali yılı bütçesi, maliye bakanlığımızca hazırlanarak meclisimizden fazla tartışılmadan geçirilmiş ve 1 Ocak 2022 tarihinde yürürlüğe girmişti. KKTC İstatistik Kurumu’nun 2021 yılı Aralık ayında hayat pahalılığını %15.16 olarak gerçekleştiğini açıklamasının ardından Maliye müsteşarımızın gazetelere yansıyan açıklamaları oldu. Maliye müsteşarımız açıklanan %15.16’lık hayat pahalılığı oranından dolayı 2022 mali yılı bütçesinde 1 milyar 900 milyon TL’lik ek bir mali mükellefiyet ortaya çıktığını söyleyerek ek bir bütçe yapılması gerektiğinin belirtti.
Bu açıklama Ocak ayının 5’inde, diğer bir deyişle 2022 yılı bütçesin uygulamaya girdiği 5. günde yapıldı. Yani 2022 yılı mali bütçesi o kadar “özenerek” ve “çalışılarak” yapılmış ki 4 gün sonra toplam bütçenin %15’i kadar ek kaynağa ihtiyaç olduğu ortaya çıktı. Bu durumu abarttığımı sanmayın. Bu kadar hızlı açık veren bir bütçe olayını ancak Guinness Rekorlar Kitabı’nda okuyabilirsiniz (tabii ki bir başarı öyküsü olarak değil).
2022 mali yılı bütçesinin stratejik hedefler içermediğini, ekonomik akıldan uzak bir yaklaşımla hazırlandığını önceden görmüş ve yazmıştım. Ancak 2022 yılı bütçesinde yer alan öngörülerin bu denli gelişi güzel olduğunu açıkçası hiç düşünmemiştim. Sn. Maliye Bakanı bu konuyla ilgili bürokratlarından nasıl bir açıklama istedi bilemem. Ancak yılın daha 5. gününde böylesi bir açık veren bütçenin ne Sn. Bakan ne de bürokratları tarafından savunulacak bir yanı olamaz sanırım. Sn. müsteşarın açıklamalarına bakacak olursak, %15.16 olarak açıklanan hayat pahalılığı maliyemizi oldukça şaşırtmış olduğu görülüyor. Oysa bu arkadaşlar eğer farklı bir ülkede yaşamıyorsa, ülkemizde akaryakıta, gaza ne kadar fiyat artışı yapıldığını ve gündelik hayatta ne kadar pahalılık yaşandığını hissederlerdi diye düşünüyorum. Diğer yandan bu bütçe yapılırken hiç mi İstatistik kurumuyla iletişim kurulmadı, hiç mi konuşulmadı. Toplamı 12,700,000,000.TL olan 2022 yılı mali bütçesi hala hazırda 4,260,000,000TL açıkla meclisten geçirilmişti. Bu açığın 2,800,000,000TL’si Türkiye Cumhuriyetinden gelecek hibe ve kredi ile ayrıca 1,460,000,000.-TL’si iç kaynaklardan alınacak borçla kapatılması öngörülmüştü. Bu miktara ek maliye müsteşarının bahsettiği 1,900,000,000.-TL’lik açığı Maliye bakanlığımız ek bütçesinde nasıl kapatacak? Daha fazla borçlanarak mı?
Bizlerin esas gailesi aslında bütçenin açık vermesinden öte, Kuzey Kıbrıs ekonomisinin iyi yönetilmesi ve Kıbrıs Türk Halkının refahıdır. Bu bağlamda bütçenin mutlaka stratejik kalkınma planları içerecek şekilde hazırlanması şarttır. Bütçede kaynak yaratılması ve kaynak tahsisleri bu çerçevede dikkatli ve önemsenerek yapılması çok önemlidir. Sonuç olarak yazımın başında belirttiğim gibi bütçe yönetimi Kuzey Kıbrıs Ekonomisi için çok önemli bir unsurdur. Bütçede ilk günden bu kadar büyük bir açık oluşması maliye bakanlığının ne kadar bu bilinçten uzak yönetildiğinin açık göstergesidir. Ülkemizde ekonomik kalkınma planlarının üzerine yaslanacağı tek alan olan maliye politikalarını, iyi planlamak, uygulamak ve yönetmek zorundayız. Bunu yapabilmek için de bürokratları ayırmadan söylüyorum, işinin ehli iyi yöneticilere ihtiyacımız vardır.