5 sinyal ve ‘Eide Planı’

Sami Özuslu

İki turlu seçimden federal çözümden yana net tavır koyan Mustafa Akıncı’nın yüzde 60’lık zaferle çıkmasından sonra, epeydir durgun olan Kıbrıs diplomasisinde hareketlenme başladı.

Seçimin hemen ardından beş önemli sinyal verildi:
1. Anastasiadis 4 maddelik ‘Güven Yaratıcı Önlemler Paketi’ açıkladı.
2. Kasulides “Ercan’ın açılması mümkün olabilir” dedi.
3. Anastasiadis “Gaz Avrupa’ya Türkiye üzerinden gidebilir” açıklaması yaptı.
4. Yunanistan BM’ye “Kıbrıs’ta garantörlük sistemi kalksın, biz hazırız” dedi.
5. Erdoğan ve Akıncı Ankara’da “2015’te çözüm olabilir” diye ağız birliği yaptı.

Hepsi de ‘hoş sada’ elbette bunların, en azından şimdilik. Yaşama geçmedikten sonra bir kıymet-i Harbiyeleri olmaz. Ama yine de bir yere not etmekte fayda var.
Belki de önümüzdeki süreçte nasıl bir yol haritası olacağının sinyalleridir bunlar…

Ve dikkat edin, hepsi de seçimden sonra yaşandı.
Bu bile “Kıbrıslı Türklerin iradesinden ne olacak?” şeklindeki pesimist yaklaşımın gerçekle alakasız olduğunu gösteriyor bize…
2004 döneminde de bunu yaşamış, görmüştük.

--

Yukarıda sıralanan beş maddenin içerisinde bugüne kadar çok sık söylenenler de var, ama pek söylenmeyenler de…
Mesela “Ercan’dan uçuşlar başlayabilir” sözü, Kıbrıs Rum Liderliği için yeni bir söylemdir. Altı pazarlıkla doldurulacaktır tabii ve ham şeklindeki açıklamayı ‘diplomatik manevra’ olarak nitelemek doru olmaz.

Anastasiadis’in “Gaz Türkiye üzerinden gidebilir” noktasına geri dönmesi de enteresandır. Özellikle Mısır-Kıbrıs-Yunanistan ittifakının ileriye götürüldüğü bir dönemde bunun gündeme getirilmesi ciddi bir durumdur.

Yunanistan’ın garantörlük sistemiyle ilgili çıkışı da önemle altının çizilmesi gereken, perde gerisinde yapılan hazırlıkları anlatması bakımından önemli bir argümandır.

Ve elbette ilk günlerde gerilir gibi olan TC-KKTC liderlerinin güçlü bir ‘çözüm’ vurgusu yapması, müzakere masasını yeniden kurmaya hazırlanan Eide ve ekibini cesaretlendiren pozitif bir tavırdır.

--

Peki, bunların arkasından ne gelecek?
Bu beş sinyalden benim anladığım şudur ki, son derece ciddi bir hamle yakındadır.

11 Mayıs’ta yemekte bir araya gelecek liderler ve ekipleri, ‘bütünlüklü çözüm’e doğru yoğun bir müzakere için hazırlanıyorlar.
Zira muhtemeldir ki bir süre sonra önlerinde bir ‘taslak çözüm planı’ bulacaklar.
Adına ‘Eide Planı’ mı denir,  yoksa başka bir isimle mi anılır belli değil, ama tarafların pozisyonları, geçmişte gelinen nokta ve ortaya çıkan yeni siyasi konjonktür bir araya getirildiği vakit, ‘sıkılaştırılmış müzakere süreci’nin uzak olmadığı tahminini yapmak zor değil.

--

Espen Barth Eide Kıbrıs’ta ilk göreve geldiği günlerdekine benzer bir heyecanı yeniden yakalamış gibi görünüyor.
Kendisini “BM Genel Sekreteri’nin Avrupalı ilk ve de en son Özel Temsilcisi” diye nitelemişti.

Kıbrıs sorununu çözeceğine emindi. Sonra morali bozuldu. Anastasiadis ve Eroğlu’ndan hayal kırıklığı yaşadı.
Ancak ilk gün söyledikleri orada duruyor ve şimdi oluşan yeni pozitif ortamda motorlara yeniden gaz vermeye başlıyor.

Siyasi partiler, özellikle de Kıbrıs’ta federal çözümü şiar edinmiş olanlar –pay edemedikleri her neyse- kendi içlerindeki kavga-gürültüyü bitirip, bir an önce çözüm çabalarına odaklansalar ne iyi olur!..
Neredeyse ‘Eide Planı’ çıktı çıkacak, bazıları hala başka dertlerle uğraşıp duruyor!
Oysa yakında ‘meydan’ çağıracak yine…