Tarih 6 Mart 1964…
Kıbrıs’ta 1963 sonu çıkan çatışmaların ardından adaya gönderilen Barış Gücü’nün göreve başladığı gün…
Bir buçuk ay kadar sonra tamı tamına 50 yılı, yani yarım asrı tamamlamış olacak.
Dile kolay…
Koskoca 50 yıl!..
**
Kısaltılmış adıyla UNFICYP diye anılan Kıbrıs’taki Barış Gücü’nün görev süresi o gün bugündür sürekli 6’şar aylık periyodlarla uzatılıyor. Her yılın ocak ve temmuz başlarında BM Güvenlik Konseyi’nden süre uzatımıyla ilgili karar çıkıyor.
6 mart 1964’te başlayan ilk görev süresi ise yaklaşık 3 ay sürdü. Aynı yılın temmuz ayında yenilendi ve artık periyod öyle devam etti.
UNFICYP’in ilk komutanı Gyani isimli bir Hintli’ydi.
50 yılda farklı ülkelerden komutanlar Barış Gücü’ne komutanlık yaptı, dünyanın çeşitli bölgelerinden gelen askerler ‘Yeşil Hat’tı bekledi.
**
UNFICYP, 4 Mart 1964 tarihinde toplanan BM Güvenlik Konseyi’nin aldığı 186 sayılı karar ile kuruldu.
Garantörler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin görüşü ve onayı alınarak hazırlanan karar tasarısı Güvenlik Konseyi’nden oybirliğiyle geçti.
Güvenlik Konseyi’nin 11 üyesi de tasarıya olumlu oy verdi.
Daimi üyeler ABD, SSCB, Çin, İngiltere ve Fransa’nın yanı sıra o tarihte Güvenlik Konseyi üyesi diğer ülkeler şunlardı:
Bolivya, Brezilya, Fildişi Sahili, Fas, Norveç ve Çekoslovakya…
**
UNFICYP, İsrail-Filistin arasındaki çatışmaları engellemek için 1948’de oluşturulan Ortadoğu’daki
1964’ten bu yana dünyada çok değişimler yaşandı.
Bağımsızlık hareketleri ile yeni ülkeler doğdu, devrimler yaşandı, sınırlar değişti, darbeler oldu, bölgesel ve küresel ittifaklar kuruldu ya da bozuldu, rejimler yıkıldı, bloklar farklılaştı, savaşlar çıktı, barış anlaşmalarına varıldı…
Dünyanın siyasal coğrafyası son 50 senede defalarca değişirken, bir yandan da teknoloji gelişti, yaşam farklılaştı, ekonomik ilişkiler küreselleşti…
50 yıl öncesinin koşullarından çok farklı bir dünya var şimdi.
Ama 50 yıl önce adaya ‘misafir’ olarak gelen BM Barış Gücü hala görev başında!..
**
Kıbrıslılar olarak ‘dünyanın devam eden en uzun süreli ikinci Barış Gücü operasyonu’na ev sahipliği yapıyor oluşumuzdan ne zaman utanç duyacağız acaba?
100’üncü yılda mı?