Bizim gazete dün sürmanşetinden şu soruyu sordu:
“Bu gezinin faturası ne kadar?”
Cevabını ben vereyim:
En az 500 bin TL!..
Başbakan İrsen Küçük ve heyetinin ABD’ye yapmakta olduğu ziyaretin faturasında en az bu rakam yazacak.
Daha aşağısı olmaz.
Maliye’de sadece uçak biletleri, konaklama ve harcırahlar için yapılan hesaplamalar bile dudak uçuklatıyor.
Son şekliyle ABD’ye gidenlerin sayısı 15 olarak verildi.
O kadar mıdır, yoksa daha kalabalık mı, belli değil.
Zira giden heyet detaylarıyla açıklanmadı.
Açıklanan isimleri biliyoruz sadece...
Oradaki diğer giderler şimdiden kestirilemiyor. Bitince çıkacak gezinin toplam faturası...
Ama en az 500 bin TL çıkacak devletin kasasından...
**
Bir ülkenin yetkililerinin yurtışına seyahati önemlidir.
Eğer dış politikanız varsa, yapacağınız temasın bir önemi ve getirisi varsa, devlet para da harcamalıdır.
Devlet dediğiniz zaten bu işlere para harcasın diye vardır.
Ama yerinde...
Ama gerektiği kadar.
Ama kamuoyu vicdanında soru işaretleri yaratmadan.
**
Başbakan’ın ABD ziyareti bu devlete en az 500 bin TL’ye patlayacak.
Peki ama 500 bin TL’lik bir ‘yararı’ olacak mı acaba bu gezinin topluma?
Konuya böyle bakmak lazım.
Başbakan seyahat öncesinde “Hükümet olarak artık dış politikaya daha ağırlık vereceğiz” dedi ve gitti.
Güzel...
Gerçi bizde Kıbrıs sorunuyla ilgili süreci Cumhurbaşkanlığı yönetiyor ama olsun.
Madem hükümet de bu işlere ilgi göstermeye karar verdi, bundan gocunmamak gerek.
Eroğlu da uğraşsın, hükümet de...
Koordineli olurlarsa daha iyi tabii, ama o iş biraz zor bu dönemde...
O yüzden koordinesiz de olsa yapsınlar bakalım.
**
Buraya kadar iyi hoş da, Başbakan’a sormak gerekir:
“Sayın Başbakan, madem dış politikaya daha ağırlık vereceğiz diyorsunuz, e hani sizin Dışişleri Bakanınız?”
Öyle ya, eğer bu seyahat dış politikayla alakalıysaydı, Dışişleri’nden sorumlu kabine üyesinin heyette olması gerekirdi.
Oysa heyette ne Hüseyin Özgürgün var, ne Dışişleri Müsteşarı, ne de bir başka diplomat!..
Tabii ABD’deki Washington ve New York temsilcileri Başbakan’a eşlik edecekler.
Amma ve lakin ‘mühim’ bir dış temas olacaksaydı, Dışişleri Bakanı da orada olmalıydı.
**
Dışişleri Bakanı yok, ama heyette AB Koordinasyon Merkezi Sorumlusu Erhan Erçin var!..
Ne alaka?
Acaba heyet oluşurken Erçin’in sıfatı yanlışlıkla ‘AB Koordinasyonu’ yerine ‘ABD Koordinasyonu’ olarak mı algılandı da böyle oldu?
Yoksa AB’nin Washington ve New York ofisleriyle koordinasyon mu yapılacak?
Bayındırlık Müsteşarı Suat Yeldener ne yapacak ya da? ‘ABD’deki havaalanları nasıl özelleştirildi’ şeklinde bir rapor mu yazacak dönüşte, yoksa otobanlardaki levhaların boyutlarını mı ölçecek Amerika’da?
BRT Müdürü Mete Tümerkan’ın ‘İrsen Bey’in haberleri adaya en iyi şekilde yansıtılsın’ diye götürüldüğünü tahmin etmek güç değil, yalnız haberleri geçecek BRT muhabiri ve kameramanı da zaten var o heyetin içinde...
**
Sorulacak soru çok, ama uzatmaya lüzum yok.
İrsen Küçük’ün ABD ziyareti ve devlete çıkacak fatura arasında ‘doğru orantı’ yok maalesef...
‘Türk Günü yürüyüşün katılan ilk KKTC Başbakanı’ vugusundan anlıyoruz ki, aslında bu seyahatin asıl amacı “Türkiye İrsen Küçük’ün arkasında durmaya devam ediyor” mesajını vermekten başka birşey değil.
En az 500 bin TL bunun için harcanacak sadece...
Barack Obama’yla görüşmesini beklemezdi kimse İrsen Bey’in, ama bu kadar boş bir dış seyahat için bunca para harcanması da hiç şık durmadı.