Küçükken geçirdiği rahatsızlığın ardından gözlerini kaybeden 58 yaşındaki Şengül Avcı, aynada hiç görmediği kendini çok merak ediyor. Avcı, “Beni dünyaya getiren anne ve babamı hatırlamıyorum. Bu çok üzücü, kardeşlerim ve yeğenlerimin hiç birinin yüzünü bilmiyorum ama hepsini sesinden tanıyorum. En sevdiklerimi bilmemek, annemi babamı hatırlamamak beni çok üzüyor” diyor
“Her sabah yeni bir umutla güne başlarım. Ablam yanımda oldukça en büyük sevincim odur benim. Birlikte kahvaltı yaparız, o temizlik yaparken benimle de sohbet eder. Yaz kış yürümeyi çok severim, her akşam mutlaka yürüyüşe çıkarız. En çok zevk aldığım temiz havanın yüzüme vurduğunu hissederim, bu beni çok mutlu eder”
Avcı, ailesi ile denize gidiyor, deniz kenarında ailesinin yardımı ile yürüyerek dalgaları hissediyor.
“Gözlerim görse, en çok istediğim tek başıma denize girip yüzmek. Özgürce sulara atlamak istiyorum, o dalgaların sesini duyduğum gibi görmek de istiyorum” şeklinde izah ediyor özlemini…
Devrim DEMİR
Onun gözleri yok ama görüyor. Hem de gören insanlardan daha fazlasını.
Bir an gözlerimi kapattım, görmediğimi düşündüm. Kendimi onların yerine koydum, bir süre evde gözlerim kapalı dolaştım, eşyaların yerini bulmaya çalıştım. Sadece sesleri duyup karanlık bir dünyada nasıl yaşanır diye kendi kendime düşündüm.
58 yaşındaki Şengül Avcı, görme yetisini elli üç sene önce kaybetti. Onunla konuştuğumda kendimi onun yerine koymaya çalıştım.
Kendiyle barışık, sürekli kahkalar atan, şarkı söylemeyi çok seven Avcı, ablası ve yeğenleri tarafından el üstünde tutuluyor.
Beş yaşına kadar gören Şengül Avcı, görme yetisini kaybetse de okulunu bırakmadı. İlkokulu bitirdi ancak babası onu yeniden okula göndermedi.
Resim yapmayı çok seven Avcı, sevdiği tüm şeyleri artık çok az hatırlıyor.
Bize çok zor gelse de karanlık bir dünyada Şengül Avcı 24 saatine çok şey sığdırıyor.
Avcı, 24 saatini ve hatırladıklarını ‘ adres Kıbrıs ‘ okurları için anlattı.
“Güneşin rengini hatırlıyorum”
Şengül Avcı Akdoğan, diğer ismi ile (Lisi) köyünde yaşıyor. Küçük yaşlarda geçirdiği talihsiz bir rahatsızlık sonucu görme yetisini kaybetti. Uzun yıllar çok az gördüğü zamanlara kadar çok sevdiği resim çizimini bırakmadı. Liseye gitmek istedi, babası izin vermedi. Çok sevdiği ablası ile günleri geçen Şengül Avcı, yine de hayata tutundu, yaşamaktan vazgeçmedi.
Elli üç yıldır gözleri görmeyen Şengül Avcı’nın tek hatırladığı ise odasına doğan altın rengi yuvarlak top.
“Çok küçüktüm, geçirdiğim rahatsızlık sonucu gözlerimin görme yetisini tamamen kaybettim. Küçükken odama doğan altın rengi bir top vardı, güneşti. Hayal gibi şimdi her şey ama güneşin rengini hiçbir zaman unutmayacağım.”
Çok neşeli, hep gülüyor…
Ablası ile birlikte mutlu bir hayatı olan Şengül Avcı, her sabahın yeni bir gün yeni bir umut olduğunu söylüyor. Yaşamaktan asla vazgeçmediğini gülmenin insan ömrünü uzattığına inanan Avcı, neşesi ve gülüşleri ile herkesi mutlu ediyor.
24 saatinin dolu dolu geçtiğini ifade eden Avcı, “Her sabah yeni bir umutla güne başlarım. Ablam yanımda oldukça en büyük sevincim odur benim. Birlikte kahvaltı yaparız, o temizlik yaparken benimle de sohbet eder. Yaz kış yürümeyi çok severim, her akşam mutlaka yürüyüşe çıkarız. En çok zevk aldığım temiz havanın yüzüme vurduğunu hissederim, bu beni çok mutlu eder” sözlerini kullandı.
Şiir ve resim en sevdikleri…
Şiir yazmayı ve dinlemenin yanı sıra, resim çizme merakı olan 58 yaşındaki Şengül Avcı birçok şiirini ablasına yazdırdı. Gözleri gördüğü süre içinde sürekli resim çizdiğini ifade eden Avcı, “Okula giderken, hep gelinlik giyen, güzel elbiseler giyen kadınların resimlerini çizerdim. En çok sevdiğim ve görmek istediğim beyaz gelinlikler ve güzel kıyafetler. Hala daha çizmek isterim, en sevdiğim renk pembe rengi küçükken de çok severdim.”
“Hatırlamamak beni çok üzüyor”
Kendisini dünyaya getiren anne ve babasının yanı sıra kardeşlerini de bilmiyor. Seslerinden hisseden Avcı, “Beni dünyaya getiren anne ve babamı hatırlamıyorum. Bu çok üzücü, kardeşlerim ve yeğenlerimin hiç birinin yüzünü bilmiyorum ama hepsini sesinden tanıyorum. Kendimi çok merak ediyorum. En sevdiklerimi bilmemek, annemi babamı hatırlamamak beni çok üzüyor” dedi.
“En büyük hayalim denize girip özgürce yüzmek”
Özgürce şarkı söyleyip kahkaha attığını ancak en sevdiği denizden hep uzak kaldığını ifade eden Avcı, ailesi ile denize gidiyor, deniz kenarında ailesinin yardımı ile yürüyerek dalgaları hissediyor.
“Gözlerim görse, en çok istediğim tek başıma denize girip yüzmek. Özgürce sulara atlamak istiyorum, o dalgaların sesini duyduğum gibi görmek de istiyorum.”