Fayka Arseven KİŞİ
Kıbrıs Türk Otelciler Birliği Başkanı Dimağ Çağıner, turizmdeki plansızlıktan yakındı, alınan kararların yeterli olmadığını vurguladı, ‘turizm sektörü batarsa ülke ekonomisi batar’ dedi, turizm sektörü üzerinde algı operasyonu yapıldığını savundu.
Turizmde planlama ve kriter istediklerini ifade eden Çağıner, şu an bunların olmadığını dile getirdi.
Çağıner, sürekli 5 yıldızlı oteller ve casinolar üzerinden turizm sektörünün dayak yediğini vurgulayarak, “115 otelden sadece 6’sı kapalı turizm için açıldı, 109 otelin halini soran yok” dedi.
Bu hafta KTOB Başkanı Dimağ Çağıner ile turizm sektöründe ‘ne yaşadıklarını’ konuştuk.
- YENİDÜZEN: 6 otel ile kapalı turizm başladı. Nasıl bir turizm sezonu beklentisi içerisindesiniz?
- ÇAĞINER: Turizm Bakanı ile yaptığımız görüşmelerde otellerimizi 3 kategoriye ayırdık.
Birincisi; Pandemi otelleri, bunlar az da olsa bir iş yapıyor. Ama en önemlisi personellerini tutmaya devam ediyor. Bu onlar için bir gelir kapısıdır.
İkincisi; casino hizmeti veren otellerimiz. Üçüncüsü; Mart’tan beri hiç açık olmayan otellerimiz. Dolayısıyla biz açılımımızı planlarken, buna göre planlayacağız.
Örneğin; Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hibe programı açıkladı. Biz yapmış olduğumuz görüşmelerde dedik ki; casino ve pandemi otellerine bir destek verilmesin. Desteği sadece kapalı olanlar alsın. Neden? Çünkü casino oteline 100 bin TL versen anlamı yok. Ama küçük otellerin desteğini 80 binden 120 bine çıkarırsan onun için inanılmaz anlamlı olacaktır. Ama bunu yaparken de ‘casino otelinin çok parası var’ anlamını kimse çıkarmaya kalkmasın; böyle bir şey de çok yanlış olur. Çünkü büyük başın büyük derdi vardır. Çalışanı var, sabit giderleri var. Çünkü casino dediğiniz yeri kapatamazsınız. Elektriğini açık tutmak zorundasınız. Personelini ödemek zorundasınız ya da yemek yardımı yapmak zorundasınız. Dolayısıyla casinolar için de bir açılım düşünmemiz lazım. O nedenle güvenli turizm adı altında başlansın ama eş zamanlı olarak ikinci adımın açıklamasını da yapalım istedik. Çift aşılı ve çift veya tek PCR ile gelmiş olduğu ülkenin riskine göre karantinasız gelişleri konuşmamız gerekir. Yani birinci açılım için 12 Nisan demişsek, ikincisi için de ‘15-20 Mayıs diyelim ve kriterimiz bu olacak’ diyelim istedik.
Üçüncü açılımı da esas ana açılım yapalım. Onda da kriteri belirleyin dedik. ‘Ülkenin yüzde 50’sinin aşılanması durumunda 1 veya 15 Haziran’da biz bu ülkeyi açıyoruz diyelim. Aşısız olanlar da gelebilsin. Çünkü biz kendi vatandaşımızın yüzde 50’sini aşıladık’ diyelim. Yani kısacası kriterleri belirleyelim diyoruz.
Ama şu an yapılan açılım yetersizdir. Çünkü 6 otelin yapabileceği bir olayı açılım olarak yansıtmak ve bundan büyük gelir elde edilecekmiş gibi yansıtmak doğru değildir.
Evet bir adımdır ama bizim nihai hedefimize ulaşmamız için küçük bir adımdır.
- YENİDÜZEN: Bu açılımı Turizm Bakanlığı ile bir konsensüs içerisinde sağlamadınız mı?
- ÇAĞINER: Tabi ki öyle yaptık. Yapılması öngörülen açılımla ilgili detaylandırma yapıldı ama sonrasındaki açılımın da kriterlerinin açıklanmasını istedik. Bu sadece Turizm Bakanlığı’nın mesuliyetinde olan bir durum da değildir. Turizm lokomotif sektörse, turizmin ekonomik olarak istihdama, sanayiciye, üreticiye faydası varsa ki çok var, Ekonomi Bakanı da Başbakan da elini taşın altına koyacak.
Öyle ‘Sağlık Bakanı açıklasın kriterleri, açıklamadıysa ben ne yapayım’ diyemezsiniz. Sağlık Bakanlığı kendi üzerine düşeni yapacaktır. O toplum sağlığını koruyacak kararlar üretmek zorundadır. Sağlık Bakanlığının ekonomiyi gerektiği şekilde düşünmesini bekleyemezsiniz. Bunu hükümetin bir bütün olarak yapması gerekir. Hem sağlığı, hem de ekonomiyi birlikte düşünerek planlaması gerekir. Dolayısıyla turizm sanki ‘Turizm Bakanlığı’nın sorunudur'yaklaşımı yanlıştır. Turizm, hükümetin sorunudur çünkü ekonominin tümünü etkilemektedir.
Ülkenin nasıl açılacağı ile ilgili veya açılmayacağı ilgili kararları verecek olan da hükümettir. Bugün hükümet diyebilir ki ‘turizmi kapatıyoruz’. Hükümet turizm sektörünü hem kapalı tutup, hem de açıkmış gibi maliyetlerin devam etmesine neden oluyor. En küçük otelimizde bile 10 kişi çalışıyor, diğerlerinde bin kişi. Bu insanların 500’ne maaş ödeniyor, 500’ne yemek veriliyor. Ama hepsinin ihtiyat sandığı, sosyal sigortalarını yatırmak zorundayız. Bir maaş desteği de almıyoruz. Otellerin zaten sabit giderleri devam ediyor. Daha da vahim olanı 5 ay önce oteller kapatıldı. Buradaki amaç vaka sayısını düşürmekti. O zaman 30 civarlarında olan vaka sayısı şu an 70-80’e geldi. Vaka sayısı azalmadı, arttı. Otellerin kapalı olması vaka sayısını azaltmadı. O zaman neden hükümet otelleri kapattı?
“Bize akıl oyunu oynamasınlar”
“Meselelere daha gerçekçi bakalım. Bu ülke ekonomisinin turizme ihtiyacı var. Durum ortada. Artık bir birimizle akıl oyunu oynamaktan vazgeçelim. Turizmi bir şekilde ayağa kaldırmaya başlamamız lazım ki ülke ekonomisi de toparlanmaya başlasın”
- YENİDÜZEN: Kapalı turizm başladı. Ancak yine kapanırız endişesi var mı? Vakalar arttı, Türkiye’de, Güney Kıbrıs’ta da vaka sayıları arttı. Yarın denilebilir mi ‘vaka sayıları arttı, biz kapattık’?
- ÇAĞINER: Güney Kıbrıs’ta vaka sayısı 600’lerde ama orada uçaklar inip kalkmaya devam ediyor. Niye bu ülke kapılarını kapatmadı? Onlarda 600 vaka çıkıyor bizde günlük 80 vaka. Aradaki farka bakınca gerçekten büyük. Peki onlardaki yatak sayısı bizim yatak sayımızdan kat kat fazla mı? Değil, bu kadar olamaz! Onlar bu kadar iyi veya biz o kadar kötü olamayız. Ortada bir mantalite farkı vardır. Çünkü yapabileceklerin vardır, yapamayacakların vardır.
Ocak’ta kapandık, ne oldu? 5 aydır kapalıyız. Bu arada giderler, bankalara kredi ödemeleri, yani kısacası otellerin yükümlülükleri devam ediyor. Faiz işliyor. Ama oteller de bu arada kapalı…
“Şu anda başlayan kapalı turizm modelinde ülke sağlığını riske atmayacak bir model geliştirildi.”
Bu ülke ekonomisinin turizme ihtiyacı var. Durum ortada. Artık bir birimizle akıl oyunu oynamaktan vazgeçelim. Turizmi bir şekilde ayağa kaldırmaya başlamamız lazım ki ülke ekonomisi de toparlanmaya başlasın. Şu anda başlayan kapalı turizm modelinde ülke sağlığını riske atmayacak bir model geliştirildi. Türkiye’den gelecek olanlara gelmeden test yapılıyor. Türkiye’de yapılan test yanlışsa diye burada bir test daha yapılıyor. Daha sonra bu gelenleri kimse ile temas ettirmeden doğrudan otele aktarıyoruz ve otelden çıkmayacakları bir sistem kurduk. Alınan önlemlerin bir parçası olarak otel personelini de otele kapattık. Tüm bu tedbirlere rağmen yapılan eleştirileri, yazılıp çizilenleri sektör olarak anlamakta gerçekten zorlanıyoruz. Kesinlikle art niyetli olunduğunu düşünüyoruz. Kapalı turizm konusunda ortalığı bir birine katanlar Güneyle Kuzey arasındaki geçişlerle ilgili hiçbir şey söylemiyorlar. Güneye 7 günde bir PCR ile günde 700-800 kişi geçiyor. Güney Kıbrıs’daki koronavirüs tablosu da hiç de iç açıcı değildir. Yapılan eleştirilere bakıldığı zaman ‘olacak şey değil’ diyoruz. Bu nedenle bir birimize akıl oyunu oynamaktan vazgeçmeliyiz.
- YENİDÜZEN: İlk kez yaşamadık ama hükümet karar alıyor, bir gün sonra değişebiliyor. Gerçekçi bir planlama şu an turizmde de yok.
- ÇAĞINER: Bugün turizmdeki bu tehlike diğer sektörler için de geçerlidir. Yarın restoranlar da kapanabilir. Biz 5 aydır bekliyoruz ve hala vaka sayıları düşmedi. Biri bunun çalışmasını yapsa, ‘turizmden gelenin bu ülkeye getirmiş olduğu bir bulaş yoktur.
“Yapılan açılım yetersizdir. Çünkü 6 otelin yapabileceği bir olayı açılım ve bundan büyük gelir elde edilecekmiş gibi yansıtmak doğru değildir. Evet bu bir adımdır ama bizim nihai hedefimize ulaşmamız için küçük bir adımdır.”
- YENİDÜZEN: Yıl başında bir casinodan yayılan görüntüler üzerine çok eleştiriler yapıldı. Turizmin açılmasına temkinli yaklaşılmasının sebeplerinden biri de bu yaşananlar mı?
- ÇAĞINER: Yıl başında bir otelimizden resim yayıldı. Orada bulunanların çok büyük bir kısmı aile ve çalışanlardı. O görüntüler olmasaydı daha iyi olurdu. 4 Aralık 2020 tarihinde uçuşlar durdurulmuştu. Otellerde yurt dışından gelen kimse yoktu. Bu nedenle de yılbaşı sonrasında ortaya çıkan bulaşı yılbaşı gecesi otellere bağlamak doğru değildir. O bir tek otelden yansıyan görüntülere bakarak bulaşın otellerden başladığını söylemek olmaz. ‘Oradan vaka çıktı veya bulaş oldu’ diye bir şey söz konusu olmadı. O geceden bulaşan bir tek kişiyi gösteremediler.
- YENİDÜZEN: Bunun sorgusunu yaptınız mı?
- ÇAĞINER: Evet yaptık. Sizce oradan bulaş olmuş olsaydı bu gizli kalabilir miydi? Hayır oradan bir tek bulaş bile olmadı.
“109 otelin çalışanının halini soran yok!”
“115 üyemiz var, 6 üyemiz açtı. Geçtiğimiz hafta sonu topu topu 400 kişiye hizmet verildi. Açan da pişman oldu. 109 otel de açmadı. Bu 109 otelin halini soran yok. Onlar ne yer ne içer?”
- YENİDÜZEN: Turizm sektörüne karşı çok haksız eleştiri yapıldığını düşünüyor musunuz?
- ÇAĞINER: Bunlar gerçekten algı operasyonudur. Yapılanla ülkeye zarar vermekten başka bir şey de elde edilmiyor. Bu ülkede casinolar denetlensin, sağlık tedbirleri denetlensin, takibi yapılsın, kurallara uymayanlar cezalandırılsın. Ama bu veriler ve bilimsellik ışığında yapılsın.
Olan tepkiler casinolaradır. Casinoların ülkeye zararlı olduğu iddiası vardır. Öyle mi? Bugün artık teknolojinin ve iletişim imkanlarının gelişmesi ile birlikte her yer artık bir casino haline dönüşebiliyor. Sırf kumar oynamak için casinolara gitmeye gerek kalmadı. Çünkü telefonlar var ve bu telefonlar üzerinden isteyen istediği yerde kumar oynayabiliyor.
Ama turizm sektörü 5 yıldızlı oteller ve casinolar üzerinden sürekli dayak yiyor. 115 üyemiz var, 6 üyemiz bu son açılımla birlikte açıldı. Bu açılan oteller topu topu 400 kişiye hizmet verdi. Açan da pişman durumda! 109 otel de açmadı. Bu 109 otelin halini soran yok. Onlar ne yer, ne içer? Ne zaman açılacaklar? Bu kimsenin gündeminde değil
“Hade 5 yıldızlı oteller, casinolar sevilmez; 2-3 yıldızlı, aile işletmelerinin günahı nedir? Onlar ne yapacak ne yiyecekler onların ekmeğini kim savunacak?”
Toplum içinde meyhanenin, restoranın empatisi yapılabiliyor, bunlara dönük hassasiyet gösterilebiliyor ama 109 otel kapalı bu konuda gösterilmesi gereken hassasiyet, empati maalesef gerektiği gibi yok gösterilmiyor.
2-3 yıldızlı, aile işletmelerinin günahı nedir? Onlar ne yapacak ne yiyecekler, onların ekmeğini kim savunacak?
Türkiye Cumhuriyeti buradaki otellere ikinci hibe programını açıklamaya hazırlanıyor. Şimdi hükümet çıksa ve ‘otellere bu hibeyi biz verdik’ derse o gün onlara diyeceğiz ki ‘bu desteği siz vermediniz. Türkiye Cumhuriyeti hem de biz talep etmeden verdi’. Bu arada ben de başkan olarak popülizm yapacak olsam Birlik Başkanı olarak çıkar ve ‘ size hibe çıkarttım’ diyebilirim. Ama bu da doğru değil. Türkiye Cumhuriyeti’nin verdiği hibe dışında bizim devletimizin, otelcimize verdiği bir destek yoktur.
- YENİDÜZEN: Turizmde başarı olarak ne gösteriliyor?
- ÇAĞINER: Turizm Bakanı çok çalışıyor. Bizim vurduğumuz duvarla onun vurduğu duvar aynıdır. Ama bu yük sadece Turizm Bakanlığı’nın omuzlarında kalmamalıdır. Turizm ayakta kalmaz ve ekonomi batarsa bunun sorumluluğu sadece Turizm Bakanlığı üzerinde olmayacaktır. Turizm Bakanı tek başına nasıl tüm sorunların üzerinden gelecek? Gelemez. Çalışıyor mu, konulara hakim mi, söylenmesi gereken lafı söylüyor mu, dengeli bir politika izliyor mu, yani sadece şimdi ‘casinoların açılımı için mi uğraştı’ hayır, bunun arka tarafında diğer oteller için de mücadele veriyor.
“Gelecek olan kişi ‘nasıl geleceğim’ diye sorduğunda cevabınız yok. ‘Eylül ayında gelmek istiyorum’ der, ne cevap vereceksiniz?”
- YENİDÜZEN: Bu belirsizlik ortamında yurtdışına yönelik pazarlama stratejilerini nasıl yapıyorsunuz?
- ÇAĞINER: Turizm Fonu pandemi ile mücadelede kullanıldı. Turizm Bakanlığı’na online pazarlama için bir proje götürdük. Kıbrıslı arkadaşlarımız ülkeyi tanıtan proje hazırladı. ‘Siz bunun finansmanını yaparsanız bize de bunu kullanma izni verirseniz biz de kendi bütçelerimiz ile bunu pazarlayalım’ dedik. Turizm Bakanı hemen kabul etti. Ancak bu zamanda pazarlama yapmanız önemli değil. Gelecek olan kişi ‘nasıl geleceğim’ diye sorduğunda cevabınız yok. ‘Eylül ayında gelmek istiyorum’ diyen turistlere ne cevap vereceksiniz? Bizim bir programımız yok.
Bu insanlar da başka ülkelere tatil için gidebiliyor. Ama biz turizmde önümüzü göremediğimiz için bir adım atacak durumda değiliz.
Turizm geliri olmaksızın çiftçinin durumu nedir? Tamam mıdır? Değildir. Geçen gün onlar da eylemdeydiler. Çünkü ürettiklerini satamıyorlar. Hayvancı tamam mıdır? Değildir. Onlar da ürettiklerini satamıyorlar. Turizm ekonomisinden fayda olmadığını söyleyenler var ama diğer taraftan da çiftçi, sanayici, hayvan üreticisi ürettiklerini satamadığı için bağırıyor..
“Planlama istiyoruz. Kriter istiyoruz hepsine de varız. Ama ne zaman çalışacağımızı bilelim. Bize kesin bir şey söyleyecekler. Şu anda ülkeye yönetenler sektöre bir şey söylemiyorlar.”
- YENİDÜZEN: Turizm sektöründe ve alt sektörlerinde bir planlama yok ve sadece kapalı turizme yönelik bir planlama var. Bundan sonra ne olacak sorgusunu yaptınız mı?
- ÇAĞINER: Örneğin; Sağlık Bakanlığı diyecek ki ‘çift doz aşıyla, çift PCR ile turist gelsin’. Hükümet bu konuda bir planlama yapacak. Ama burada iş bitmiyor. İlgili örgütlerin de buna inanarak sahip çıkması destek vermesi gerekir. Katkı koyması gerekir. hedef turizmin açılması olmalı. Bu konuda ülkede bir sinerji oluşturmak zorundayız. Ülke ekonomisi aksi takdirde çok daha kötü bir noktaya gidecek. Bu nedenle evet sağlık birinci önceliğimiz ama ekonomide de turizme ihtiyaç olduğu gerçeği ile nasıl adımlar atılabileceğini planlamamız şart. Bunu da hep birlikte yapalım istiyoruz. Kutuplaşma, ayrışma bize fayda sağlamaz. Küçük bir toplumuz ve bu gemiyi yüzdürmek zorundayız.